Hukukun üstünlüğü ilkesine uyun

Barroso, “Türkiye hukukun üstünlüğü ve erklerin ayrımı ilkelerine uymalıdır. Bu konuda güvence aldık. Türkiye bu konuda yalnız değildir, destek vermeye hazırız” dedi. Erdoğan da “Hukukun üstünlüğü noktasında bir problem yoktur” mesajı verdi. Erdoğan, Barroso ve AB Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy ile 3’lü basın toplantısı düzenledi. Barosso gelişmelerle ilgili şunları söyledi:

ENDİŞEYLE İZLİYORUZ

“Bazı konularda endişe duyuyoruz, yakından izliyoruz. Endişelerimizi paylaştık. Samimi dost olarak sordum. İçten açıkça yaklaştı güvence verdi. Erklerin ayrımına saygı duyulduğunu ve hukukun önemli olduğunu söyledi. Bu Türkiye’nin çıkarınadır. İlişkilerimiz devam etmektedir. Türkiye bu konuda yalnız değildir. Size destek vermeye hazırız. Çok samimi açık içten sohbet oldu. ‘Sorunlar ne olursa olsun biz inanıyoruz, çözümü hukukun üstünlüğü ve erklerin ayrımı ilkelerine uymalıdır. Tarafsızlık endişeleri AB standartlarında çözülmelidir’ dedik. Kendi gördüğü biçimiyle açıkladı. ‘Hukukun üstünlüğü ilkesiyle uygun biçimde çözülmeli’ dedik. İlkelere göre adımların atılacağını söyledi.”

DEMOKRATİK ÜLKELERİN SORUNU OLMAZ

Başbakan Erdoğan da şöyle konuştu:
“Kuvvetler ayrılığı noktasında demokratik ülkelerin sorunu yoktur. Kuvvetler ayrılığına hassastırlar, inanırlar. Hukukun üstünlüğü noktasında bir problem yoktur. Yargının bağımsızlığı derken eğer tarafsızlıktan saparsa ciddi sıkıntılar doğar. Belli esaslara bağlamak yasamanın görevidir. Yasamayı ve yürütmeyi yok farz ederek sorumsuz olursa o ülke yargı devleti olur, hukuk devleti olmaz. Biz demokratik ülkeden yanayız. Halkın iradesinin üstünde güç yoktur. Bunun tecelli ettiği yer parlamentodur. Düzenleme göreviyle mükelleftir. Medya üzerinden iletişiminden çok ikili görüşmelerimizle bakanlarla yapmamız daha isabetli olacaktır.” (HSYK konusunda AB’nin çekinceleri giderildi mi?) Bazı tavsiyeler oldu. Değişikler komisyonda yapıldı.

Kaygılarımız var, izleriz

AB Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy konuşmasında şunları söyledi: “Başbakan Erdoğan’ın anlattıklarını ayrıntılı kaydettik. Kendi analizimizi yapacağız. Uygunluk konusunu inceleyeceğiz. Çeşitli kaygılarımızı dile getirdik. Komisyonunun bir izleme, denetleme ve rapor hazırlama durumu var. Siyasi durum konusunda analiz yapmak durumunda değiliz, iç meseledir. Biz sonucu görüp mevzuatı ve kanunu değerlendiriyoruz. Suriye’deki fotoğraflar araştırılmalı. Gerçekse korkunçluğu teyit ediyordur. Gerçek insani trajedi yaşanıyor. Geçici bir iktidar oluşması anahtardır, rejim dışındaki parçalardan oluşan. Yeterince delil var artık elimizde.”

BU SORUDAN BIKTIK

Erdoğan Suriye konusunda da şunları söyledi: “Suriye’deki olaylar Türkiye’yi rahatsız ediyor. Televizyonlara düşen 55 bin fotoğraf karesindeki vahşet, soykırımının ne kadar ağır olduğunu gösteriyor. Bizi rahatsız etti. Cenevre 2 toplantısını çok önemsiyorum. İnsanlığın artık harekete geçmesi ve atılması gereken adımları beklemeden gereğini hatırlatmak istiyorum. BM Güvenlik Konseyi’nin çok daha tutarlı ve kararlı adım atmasını bekliyoruz. Fotoğraflar Cenevre 2 toplantısını beklentilerimizin olumlu istikametinde etkilemesi gerekir diye düşünüyorum. Beşar giderse yerine kim gelecek sorusundan bıktık. Giderse halkın iradesi iktidar olacaktır. Bundan daha kötü bir Suriye düşünülemez. Halk kimi istiyorsa o gelmelidir.”

Hâkimler örgütten talimat alıyor

BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan, Brüksel’de Belçika’ya işgücü göçünün 50. Yıldönümü Sempozyumu ile TÜMSİAD toplantısında şunları söyledi:
Tehlikenin boyutları burada görülmüyor olabilir ya da iyi okunmuyor olabilir. Ancak, şu anda, başta yargı ve emniyet içinde olmak üzere, devlet kurumlarına sızmış bir örgüt, amirlerinden değil, örgüt yöneticilerinden emir ve talimat alarak hareket ediyor. Savcılar, hakimler var, kendi vicdanlarıyla, millet adına değil, örgüt yöneticilerinin emir ve talimatlarıyla hareket ediyorlar. Bizim de mücadelemiz, yargıyla değil, işte bu tehlikeli örgütledir. (Gülen Cemaati aleyhine slogan atılması üzerine) Noktasal atış yapmayın. Bu konunun geniş çerçevede ele alınmasını istiyoruz.
“17 Aralık saldırısının bir yolsuzluk meselesi olmadığını, bunun demokrasiye, güçlenen ekonomiye, aktif dış politikaya, çözüm sürecine yönelik sabotaj girişimi olduğunu delilleriyle ortaya koyduk.
Paralel devlet yapılanmasına müsaade etmeyiz. Ananas devleti kurdurmayız.
HSYK düzenlemesi, siyasetin yargıya değil, devletin, yargı içinde oluşmuş bir takım odaklara karşı tedbir düzenlemesidir.
Başta yargı ve emniyette olmak üzere, devlet kurumlarına sızmış bir örgüt, amirlerinden değil, örgüt yöneticilerinden talimat alarak hareket ediyor. Mücadelemiz işte bu tehlikeli örgütledir.
Paralel yapı eliyle, Türkiye’yi teröre destek veren ülke olarak gösterme girişimleri var. TIR’lar durdurulup içleri aranıyor. Ana muhalefet partisinin başı, ‘MİT silah kaçakçılığı yapıyor’ diyor. İstihbarat teşkilatı için bu ifadeyi kullanıyorsa buna ihanetten başka bir şey denilemez.”

AP Kıbrıs’ta askeri çekin

BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan ile Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz’in basın toplantısı, karşılıklı atışmalara sahne oldu:

Schulz: Canlı bir toplantı oldu. Adeta tüyler uçuştu.
Erdoğan: Zannettim ki sandalyeler uçtu diyecek ama sandalye yoktu koltuk vardı.
Schulz: Güney Kıbrıs adayı temsilen AB üyesi oldu.
Erdoğan: Bizi farklı yerlere sevk etmek isteyenler yanlış davranırlar. Bize askerin çekilmesi gibi bir şey söylediler. Teklifi biz duymadık, duymuyoruz. Güney Kıbrıs, Kıbrıs’ın tamamını temsil edemez.
Schulz: Adanın bütünü AB’ye girdi. Lütfen bu durumu kabul edin.
Erdoğan, Fransız gazetecinin HSYK ile ilgili sorusuna, “Bu reformları yapmak her iktidarın görevidir. Demokrasi bu reformları güncellemeleri yapa yapa güç kazanır” yanıtını verdi.