Güncelleme Tarihi:
Açıklamada, “Son birkaç yıldır hükümet siyasi muhaliflerine karşı giderek daha sertleşen bir tutum benimsiyor ve muhalifler hakkında siyasi saiklerle kovuşturmalar başlatılıyor. Hükümet bu darbe girişimini muhalif olarak gördüğü veya Gülen sempatizanı olduğundan şüphelendiği herkese karşı bir cadı avı başlatmak için gerekçe olarak kullanma zaafına kapılmamalıdır. Hükümet, 17 Temmuz akşamı, darbe planladıkları iddiasıyla gözaltına alınan generallerin darp edilmiş yüzlerinin yayınlanması nedeniyle polise, her kim olursa olsun işkence ve kötü muamelenin mutlak yasak olduğunu hatırlatmalı ve gözaltındakilere kötü muamele yapanlardan hesap sorulmasını sağlamalıdır” denildi.
KANITA DAYALI SÜREÇ
Açıklamada idam cezası çağrılarına da değinilerek “Hiçbir Avrupa Konseyi üye ülkesinde ölüm cezası bulunmuyor; Türkiye hükümeti ölüm cezasının geri getirilmesiyle ilgili tüm popülist taleplere karşı koymalıdır” ifadeleri kullanıldı. HRW Avrupa ve Orta Asya Direktörü Hugh Williamson, “Hükümetin kesinlikle darbeye karışmış olanlardan hesap sorma hakkı olsa da, üst düzey hakimleri de içeren gözaltıların hızı ve kapsamı, kanıta dayalı bir sürecin işletilmesinden çok bir tasfiye hareketi olduğunu düşündürtüyor. Demokrasiyi savunmak için sokaklara dökülen Türkiye vatandaşları hukuk kurallarına bağlı ve basın özgürlüğünü koruyan bir tepkinin verilmesini hak ediyor” dedi.