Güncelleme Tarihi:
Çin'in Hong Kong Özel İdaresi Baş Yöneticisi Lam, Hong Kong'da düzenlediği basın toplantısında daha önce tasarının geri çekileceği açıklamasının kendisinin topluma samimiyetini gösteren bir hareket olduğunu belirtti.
"Bizim gürüşümüze göre Hong Kong halkının yararı için şiddet durmalı. Halk ile doğrudan diyalog içinde olmak için çok istekliyiz. Mevcut pozisyonumuz bu." diyen Lam, doğrudan diyalog için halka gideceklerini ifade etti.
Lam, "Bir kez daha, hepimiz için, tüm Hong Kong halkı için birinci önceliğimizin Hong Kong'a barış ve düzen getirmek olduğunu belirtmek istiyorum." ifadesini kullanarak, diğer yandan bölgeye herhangi bir "dış müdahalenin tamamen gereksiz" olduğunu belirtti.
"HONG KONG'A DIŞ MÜDAHALE TAMAMEN GEREKSİZ"
Lam, protestocuların ABD'yi bölgeye müdahaleye çağırmasına ilişkin, Hong Kong'da bin 400'e yakın Amerikalı şirket bulunduğunu anımsatarak, ABD ile Hong Kong arasındaki anlaşmaların "tek taraflı" değil "karşılıklı" olduğunu vurguladı.
Hong Kong'un içişlerine müdahalenin "tamamen gereksiz" olduğunu belirten Baş Yönetici, bölgenin anayasası olarak kabul edilen temel yasa çerçevesinde yapmaları gereken zorunluluklar ve görevler olduğunu kaydetti.
Ayrıca haziran ayından bu yana protestoların sürdüğü bölgede sosyal medya üzerinden çok sayıda yalan haber, söylenti ve spekülasyonun üretildiğini belirten Lam, "Herbirimiz, hükümet yetkilileri dahil, sosyal medya üzerinde dolaşan çok sayıda bilgi alıyoruz. Bunun (bilgilerin) gerçek olup olmadığı konusunda aslını öğrenmek için aşırı derecede dikkatli olmalıyız." ifadesini kullandı.
Baş Yönetici Lam 4 Eylül'de yaptığı açıklamada, "Hükümet, halkın endişelerini yatıştırmak için tasarıyı resmi olarak geri çekecek." demişti.
Lam, söz konusu açıklamayla toplumun farklı kesimleriyle buluşarak dertlerini anlamaya ve çözümler bulmaya çalışacaklarına yönelik mesajlar vermişti.
Protestocular tasarının geri çekilmesinin yanı sıra, eylemcilere yönelik polis şiddetinin soruşturulması için bağımsız bir komisyon kurulması, tutuklanan protestoculara af çıkarılması, protestoların "ayaklanma" olarak adlandırılmasına son verilmesi ve siyasi reformların yeniden başlatılmasını talep ediyor.
Bölgede hazirandan bu yana düzenlenen ve son haftalarda yoğunlaşan protestolarda bin 183 kişi gözaltına alınmış, hafta sonu gözaltına alınan 157 kişi ile bu sayı bin 300'ü aşmıştı.
Hong Kong, 1898'de imzalanan "kira sözleşmesiyle" uzun yıllar İngiltere hakimiyetinde kaldıktan sonra 1997'de Çin'e devredilmişti. İmzalanan ortak deklarasyon çerçevesinde Hong Kong'a, 2047 yılına kadar Çin'e sadece dış politika ve savunma gibi alanlarda bağlı kalarak "tek ülke, iki sistem" politikasıyla idari bağımsızlığını ve yapısını koruma hakkı tanınmıştı.