Güncelleme Tarihi:
Avrupa'nın birçok ülkesinde Covid-19 vakalarının son günlerde yeniden artmaya başlaması, salgında üçüncü dalga endişesini de beraberinde getiriyor. Şu an için vaka sayıları her ne kadar ikinci dalganın zirve yaptığı Kasım 2020 rakamlarından uzak olsa da son dönemde yeniden yükselmeye başlayan günlük yeni vakalar, üçüncü dalganın habercisi niteliğinde…
Hollanda da bu ülkelerin başında geliyor. Robert Koch Enstitüsü ülkeyi yüksek riskli ülkeler sınıfına dahil etti. Zaten Hollanda Sağlık Bakanı Hugo de Jonge’de her gün uyarılara devam ediyor. Son bir haftada günlük ortalama vaka sayısı geçen aya oranla iyice artarak 7 bin 188 oldu. Ülkede toplam vaka sayısı 1 milyon 386 bini görmüş durumda. Salgının başladığı günden bugüne hayatını kaybedenlerin sayısı da 16 bin 629’a ulaştı.
Başbakan Mark Rutte de üçüncü dalganın artık çok yakın olduğunun farkında… Bu nedenle 15 Aralık'ta yürürlüğe giren sıkılaştırılmış Covid-19 tedbirlerini ve 23 Ocak'ta yürürlüğe giren sokağa çıkma kısıtlamasının 20 Nisan'a kadar uzatıldığını açıkladı. Ayrıca Rutte, Hollanda basınına yaptığı açıklamada yeni vakaların üçte ikisinin İngiltere varyantı olduğuna dikkati çekmişti.
NE DENEYLER BİTİYOR NE DE HALKIN PROTESTOLARI
ŞİMDİ DE SEKS İŞÇİLERİ İSYAN BAYRAĞINI ÇEKTİ
Ülkede çok katı kısıtlamalar olmamasına rağmen halkın protestoları da bitmek bilmiyor. İnsanlar korona önlemlerine tepkili. Özellikle iki ay öncesine kadar Amsterdam, Eindhoven ve Lahey’de ortalık adeta savaş alanına dönmüştü. Yüzlerce kişi sokaklara dökülüp, polisle çatıştı hatta polis motosikleti ve araçlarını ateşe verdiler. Çıkan olaylarda en az 100’den fazla kişi gözaltına alındı. Şu an için mevcut kısıtlamalara karşı da öfkenin dindiği söylenemez ama en son gerçekleşen parlamento seçimleri sonrası biraz olsun ortalığı sakinleştirmiş durumda.
Öte yandan seks işçileri de protesto ateşini yaktı. Kendi üzerlerindeki yasakların kaldırılmamasını sert şekilde eleştiren seks işçileri, parlamentonun önünde toplanıp ellerinde kırmızı şemsiyelerle kendilerinin de düşünülmesini talep ediyor. Tabii bunda son seçimlerde aday olan aktivist Yvette Luhrs’un da etkisi büyük. Luhrs yaptığı açıklamada "Protesto ediyorum çünkü seks işçileri ayrımcılığa uğruyor. Kuaföre gitmekte sakınca yok, masaja gitmekte sakınca yok ama seks işçileriyle birlikte olmak yasak" ifadelerini kullanmıştı.
Tüm bunların dışında ülkede çok ilginç deneyler de yapılıyor. Amsterdam'da salgının gece kulübünde yayılımının nasıl olacağını görmek için bir parti düzenlendi. 17 bin kişilik kapasitesi olan gece kulübünde eğlenceye bin 300 kişi katıldı. Katılımcılar koronavirüs kısıtlamalarından muaf tutularak eğlendi. Partinin asıl amacı, kısıtlamaların kalkacağı dönemde gece kulüplerinin kontrollü bir şekilde açılmasının mümkün olup olmayacağını görmekti.
Bir başka ilginç örnek de ülkenin en önemli seyahat acentelerinden biri olan Sunweb’den geldi. Hükümet destekli bu sosyal deneyde 18-70 yaş arası 187 kişiyi sekiz günlük tatil için Yunanistan’a götürülecek. 472 dolar tutacak olan tatil masrafları da karşılanacak ama bazı kurallar var. Tatilciler seyahat öncesi ve sonrasında koronavirüs testi olacak, kaldıkları otel bölgesinden dışarı çıkamayacak, otelin yüzme havuzu ve restoranlarını kullanacak ve plaja gidemeyecek.
Peki tüm bu gelişmelerin dışında Hollanda’daki Türkler neler yaşıyorlar? hurriyet.com.tr’ye gözlemlerini anlattılar.
AŞILAMA ÇOK YAVAŞ İLERLİYOR!
‘BU GİDİŞLE BİZE SIRA GELMEZ’
İpek Evci, 38 yaşında bir blogger. Ailecek uzun süredir ülkenin kuzeyinde yer alan Amstelveen şehrinde yaşıyorlar. Hem ülkede hem de yaşadığı şehirdeki hastanelerde doluluk oranı her geçen gün artıyor. Tüm bunların dışında aşılama da oldukça yavaş ilerliyor. Durum böyleyken Evci’ye ilk aşı konusunu sordum. Kendi yaş grubu ne zaman aşı olacak, yürütülen süreçten memnun mu?
Aşılamanın çok yavaş ilerlediğini ve hatta aşının başladığı ilk dönemlerde aşı yapacak sağlık personeli sayısında sıkıntılar yaşandığını, emekli olan ya da görevi bırakan sağlık personellerinin göreve davet edildiğini söyleyen Evci, sonraki süreçte aşı merkezlerinin sayısının artırıldığını bu sefer de aşı randevularında sorunlar yaşanmaya başladığının altını çiziyor ve ekliyor:
“Ülkede şu an için durdurulan Oxford/AstraZeneca’nın yanında, BioNTech/Pfizer, Moderna, Johnson & Johnson aşıları yapılıyor. Bizim yaş grubumuza aşı sırasının gelmesi haziran olarak planlanıyor. Açık söylemek gerekirse biz bu konuda biraz umutsuzuz. Bu şekilde devam edilirse bize sıra gelmez. Belki tek doz olarak yapılan Johnson & Johnson aşısı ile ilerlenirse 30-40 yaş grubuna yaz öncesi sıra gelebilir, o da bir umut…”
RANDEVU SİSTEMİYLE ALIŞVERİŞE GİDİLİYOR
Hilal Kübra Dumanlı Aydın, 29 yaşında. Hollanda’da akıllı çiftlikler için robot tasarlayan bir firmada elektronik mühendisi olarak çalışıyor. Hollanda'nın güneyindeki Delft şehrinde yaşıyor. Ülkede mart ayına kadar hayati önem taşımayan tüm mağazalar kapalıydı. Ancak şu anki durumda internetten ya da telefonla randevu alarak mağazalara gitmek mümkün. Peki randevulu alışveriş sisteminde aksaklıklar çıkıyor mu? Aydın’a göre bu sorunun cevabı “hayır” çünkü sistem çok akıllı bir şekilde işliyor:
“Geçenlerde korona önlemleri ile beraber en erken sekiz gün sonraya randevu alabildiğim bir ayakkabı, kıyafet ve çanta gibi birçok ürünün beraber satıldığı bir mağazaya gittim. Girişteki sırada herkesin randevu numaraları kontrol edilerek mağazaya girerken kullanmamız için bir pul verildi. Girişte pul ve maske kontrol edildi, içeride kullanmamız için sepet verildi. Mağazada geçirebileceğiniz maksimum süre 45 dakikaydı ve 35 dakikanın sonunda mağazadaki tüm müşteriler kasaya yönlendirildi. Limitli müşteri olmasına rağmen hiçbir aksaklık yaşanmaması için altı kasanın tamamı çalışıyordu. Çıkışta teslim ettiğimiz alışveriş sepeti yeni müşteri için dezenfekte ediliyordu. Her şey o kadar sistematik ilerlemişti ki tam 45 dakikanın sonunda mağaza boşalmış yeni müşteri için hazırda bekliyordu. Çok takdir ettim…”
İşte Hilal Kübra Dumanlı Aydın’ın gözlemleri:
‘ÇALIŞAN İNSANLARIN ÜRETKENLİKLERİ DÜŞTÜ’
Eray Aydoğdu, 35 yaşında. Yazılım uzmanı, Amsterdam’da yaşıyor. Pandemi öncesi bütün gününü ofiste geçiriyordu. Bu nedenle kendisine ilk sorum salgının iş hayatını nasıl etkilediği oldu. İnsanların bu konudaki tepkileri neler?
Salgın nedeniyle çoğu şirketlerin evden çalışma modeline geçtiğini söyleyen Aydoğdu, çalışan insanların çoğunu üretkenliklerinin düştüğünden şikayetçi olduğunu vurguluyor ve ekliyor:
“Hükümet ve büyük şirketler ofise dönmeme konusunda oldukça katılar. Çoğu şirket çalışanlarına evlerinde çalışma ortamı kurabilecekleri, bir ekonomik destek sağlıyor. Böylece insanlar evden çalışmaya teşvik ediliyor. Yalnız bu dönemde işsizlik çok fazla yükselmedi. Çünkü devletin yaptırımları ve yardımları devam ediyor. Kapanan işyerlerine de devletin belirli şartlar ile desteği sürüyor”
Ayrıca eğlence sektörü için çalışmaların da yapıldığını söyleyen Aydoğdu, hükümetin bu konuyla ilgili haziran sonrası için ekstra ekonomik destek paketi açıkladığının altını çiziyor:
"Böylece organizatörleri gelecek planları yapmak için garanti altına alıp teşvik etmeye çalışıyorlar. Bunda gençler de etkili... Çünkü pandeminin gençler üzerindeki psikolojik etkileri ile ilgili yapılan birçok araştırma var. Bu tip teşviklerle eğlence sektörü hareketlenirse bu durumun gençleri biraz olsun mutlu edebileceğini düşünüyorlar"