Güncelleme Tarihi:
Savcılık, Türkiye kökenli zanlıyı "başından beri yalan senaryolar üretmek ve yaptığı hiçbir şeyden pişman olmamakla" da suçluyor.
19 yaşındaki lise öğrencisi Milica van Doorn'un cesedi, Haziran 1992'de Amsterdam'ın kuzeyinde, Türkiye kökenli çok sayıda göçmenin yaşadığı Zaandam kentindeki bir gölette bulundu.
Bir arkadaşının doğum günü partisine gittikten sonra 7 Haziran akşamı kaybolan genç kızın tecavüz edildikten sonra defalarca bıçaklandığı ve boğazı kesilerek öldürüldüğü belirlendi. Polisin tüm çabalarına rağmen, olayın faillerine ulaşılamadı.
Zaandam polisi, cinayetten 25 yıl sonra dosyayı yeniden açtı. Milica van Doorn'un cesedindeki kalıntılar incelenerek katil zanlısına ilişkin DNA profili çıkarıldı.
Belirlenen DNA profiline göre, katil zanlısının Türkiye kökenli olduğu belirlendi. Bunun üzerine polis, cinayetin işlendiği bölgede o dönemde yaşayan 133 Türkiye kökenli erkekten DNA örneği aldı.
Çelik işçisi, 4 kız çocuğu babası Hüseyin A., DNA örneği vermeyi reddetti. Ancak, erkek kardeşinin DNA örneği ile Milica van Doorn'un cesedindeki kalıntıların uyuşması üzerine geçen yıl gözaltına alındı.
Cezaevinde alınan kan ve sperm örneklerinin, cesettekilerle birebir örtüşmesi üzerine 47 yaşındaki Hüseyin A., cinayetin bir numaralı zanlısı olarak yargılanmaya başlandı.
İlk ifadesinde, "kendisini bir ruhun teslim aldığını ve hiçbir şey hatırlamadığını" savunan zanlı, bu hafta başındaki duruşmada bu ifadelerini yalanlayarak, "her şeyi uydurduğunu" söyledi.
Hüseyin A., evliliği boyunca Milica van Doorn ile ilişki yaşadığını öne sürdü. En son 5 veya 6 Haziran 1992'de birlikte olduklarını, genç kızın cesedindeki sperm kalıntılarının bununla açıklanabileceğini iddia etti.
Ancak tanık ifadeleri ve van Doorn'un yaşamını göz önünde bulunduran savcı, bu ifadeye inanmıyor.
Hollanda'da yayınlanan Telegraaf gazetesi haberi bu harita ile paylaştı
CEZAEVİNDEKİ KONUŞMA KAYITLARI DA DOSYAYA GİRDİ
Savcılık ayrıca, Hüseyin A.'nın, eşi ve kızlarıyla cezaevinde gizlice kaydedilen konuşmalarında, 'uydurma ifadeler' üzerinde çalıştıklarını da belirledi.
Savcılık kayıtlarına göre, söz konusu görüşmelerden birinde, kızı, babası Hüseyin A.'ya, "Milica van Doorn ile sevgili olduklarını söyleyebileceğini" tavsiye ediyor.
Bir başka görüşmede de karısı, "Sen birlikte oldun, öldürmedin. Böyle oldu, böyle gitti demelisin" diyor. Kızı da, "Akıllı davran, kimse yalandan ölmez" diye tembihliyor. Hüseyin A. da bu konuşmayı, "Tamam, bunları söyleyeceğim" sözleriyle bitiriyor.
Savcılık, "tecavüzü gizlemek amacıyla cinayet" suçlamasıyla Hüseyin A.'nın 1992 yılındaki en üst sınır olan 20 yıl ağır hapisle cezalandırılmasını talep etti.
Savcı, zanlının Milica van Doorn'a karşı aşırı şiddet kullandığını belrterek, "Milica, hayatının son anlarında inanılmaz derecede korkmuş olmalı. Dövülürken, bunun son saatleri olduğunu biliyor olmalıydı" dedi.