Güncelleme Tarihi:
Hollanda'da gerçekleştirilen seçimlerin ardından ilk sonuçlar geldi. Buna göre, Başbakan Rutte’nin partisi seçimleri kazandı, ırkçı lider Wilders'in partisi ise ikinci sırada kaldı. 12 milyon 900 bin seçmeni bulunan Hollanda’da genel seçimlere katılım oranı yüzde 80'i geçerken, Türklerin kurduğu DENK Partisi üç milletvekilini garantiledi. Seçimlerde en büyük darbeyi ise İşçi Partisi (PvdA) aldı.
AVRUPA Birliği üyesi Hollanda dün genel seçimler için sandık başına gitti. Normalde dünya gündeminin alt sıralarında yer alabilecek seçimler, ABD’de popülist Donald Trump’ın seçilmesinin ardından Avrupa’da domino etkisi yaratabileceği ve son dönemde Türkiye ile yaşanan krizden ötürü dünyanın yakından izlenen bir gündem maddesine dönüştü. İslam ve göçmen karşıtı söylemiyle tepki çeken ırkçı siyasetçi Geert Wilders’in liderliğindeki Özgürlük Partisi’nin (PVV) bu seçimlerdeki performansı yakından izlendi.
Yaklaşık 13 milyon seçmenin olduğu ülkede oy verme işlemi Türkiye saati ile (TSİ) 09.30’da başladı. Sandıklar TSİ ile 23.00’te kapandı. 28 partinin yarıştığı seçime katılım oranı yüzde 81 olarak açıklandı. 2012'de seçimlere katılım oranı yüzde 74.6 idi.
Her zaman doğru sonuç vermeyen, ilk sandık çıkış anketlerine göre, Türk bakanlara yasak kararının altında imzası olan merkez sağ çizgideki Başbakan Mark Rutte’nin liderliğindeki Özgürlük ve Demokrasi için Halk Partisi (VVD) seçimleri kazandı. Seçim öncesi anketlerde 24-28 vekil çıkarabileceği belirtilen VVD’nin 30'dan fazla sandalye kazanabileceği ön görülüyor. 2012’deki son genel seçimlerde bu parti 41 sandalye kazanmıştı. Yine sandık çıkış anketlerine göre Geert Wilders’in aşırı sağcı Özgürlük Partisi (PVV) 20 sandalye kazandı. Bu parti, 2012’de 15 vekillik kazanmıştı. Hıristiyan Demokratlar Birliği (CDA) ile Demokratlar 66’nın (D66) ise PVV ile aynı sayıda (19) vekillik kazanabileceği ön görülüyor.
‘CİN ŞİŞEYE DÖNMEYECEK’
Seçimde, en çok kaybı 2012 seçiminde 38 sandalye elde ederek hükümet ortağı olan Lodewijk Asscher liderliğindeki İşçi Partisi (PvdA) yaşadı. PvdA bu sefer 9 milletvekilinde kaldı. Türk milletvekilleri Tunahan Kuzu ve Selçuk Öztürk’ün kurduğu DENK Partisi ise 3 sandalye elde etti. Hükümet için 150 sandalyeli parlamentoda 76 vekilin desteği gerek.
54 yaşındaki ırkçı siyasetçi Geert Wilders dün oyunu Lahey kentinde bir okulda kullanırken, “Bugün seçimin sonucu ne olursa olsun çıkan cin şişeye geri dönmeyecek. Ve bu yurtsever devrim, bugün veya yarın kalacak. Bence ABD’de, belki diğer Avrupa ülkelerinde yaşanmakta olan, bir kez daha sıradan insanlar kendi egemenliklerine sahip kendi ülkelerinde yurtsever olmak istiyorlar” dedi. Wilders’ın seçim bildirgesinde Hollanda’daki bütün cami ve İslam okullarının kapatılacağı, kamusal alanda başörtüsü ve diğer İslami simgelerin yasaklanacağı vurgulanıyor. PVV’nin iktidar olması durumunda İslam ülkelerinden mülteci girişi önlenecek. Çifte vatandaşlığa sahip suçlular derhal sınır dışı edilecek. Hollanda’nın AB üyeliğinden ayrılması da sağlanacak.
‘HOLLANDA İÇİN ŞANS’
50 yaşındaki Mark Rutte de oyunu kullandığı sırada yaptığı açıklamada, “Bu, Hollanda için önemli bir seçim. Yanlış türde bir popülizmin bu domino etkisini durdurmak için bu seçim Hollanda gibi bir demokrasi için büyük bir şans” ifadelerini kullandı.
27 TÜRK YARIŞTI
Bu seçimde, İşçi Partisi’nin (PvdA) ihraç ettiği Tunahan Kuzu ve Selçuk Öztürk’ün kurduğu ve Flemenkçe “düşün” anlamına gelen DENK Partisi de yarıştı. DENK, Müslüman ve Türklerin yanı sıra Hollandalıların da oylarına talipti. Diğer taraftan seçimde farklı partilerden 27 Türk kökenli aday, milletvekili olmak için yarıştı. Nüfusu 17 milyon olan Hollanda’da Müslüman göçmenlerin sayısı 1.2 milyon civarında. Ülkede 700 bin Müslüman seçmen bulunuyor. Bu seçmenlerin yaklaşık 250 bini Türk.
RUTTE VE WİLDERS'İN 2012'DEKİ KARNESİ
Başbakan Rutte'nin liberal partisi VVD, 2012'deki genel seçimlerde yüzde 26.6 oy alarak, 41 vekil çıkarmıştı.
Muhalefetteki aşırı sağcı lider Wilders'in partisi PVV ise yüzde 10.1 oy oranı ile 150 üyeli parlamentoda 15 sandalye kazanmıştı.
Seçimler sonucunda bir kez daha koalisyon hükümeti kurulması bekleniyor. Yeni hükümet kurulması için koalisyona dahil olacak partilerin toplamda en az 76 sandalyeye ulaşması gerekiyor. PVV'nin koalisyon görüşmelerinde kilit bir rol üstlenme olasılığına karşın, diğer partilerin hükümet kurmak için Wilders'in kapısını çalma ihtimali düşük görülüyor.
ANKETLER NE ÖNGÖRÜYORDU?
27 Türk kökenli adayın da katıldığı seçimlerde, bir partinin tek başına hükümet kuracak çoğunluğa ulaşması öngörülmüyor.
Seçimden önceki son anketlere göre, Rutte'nin liderliğindeki liberal Özgürlük ve Demokrasi için Halk Partisi'nin (VVD) seçimlerden birinci parti olarak çıkması ve 150 sandalyeli parlamentoda 24 ila 28 arasında vekil kazanması bekleniyordu.
Aşırı sağcı lider Geert Wilders'in Özgürlük Partisi'nin (PVV) ise ikinci sırada kalarak, 19 ila 22 arasında sandalye kazanacağı tahmin ediliyordu.
2012 seçiminde 38 sandalye elde ederek hükümet ortağı olan Lodewijk Asscher liderliğindeki İşçi Partisi'nin (PvdA) bu kez 12 milletvekili çıkarması öngörülüyordu.
DENK PARTİSİ ALTERNATİF BİR SES SUNUYOR
Seçime PvdA'nın entegrasyon politikasına güvenoyu vermedikleri için partiden ihraç edilen Türk milletvekilleri Tunahan Kuzu ve Selçuk Öztürk'ün kurduğu DENK Partisi de katılıyor. DENK, son yıllarda Hollanda'da Müslüman ve Türk karşıtlığının giderek artması üzerine sesi duyulmayan insanların sesini duyurmak için siyasi arenaya girdi.
Hollanda Başbakanı Rutte oyunu böyle kullandı.
MUHABİRİN TÜRK OLDUĞUNU ÖĞRENİNCE...
Seçim öncesi Hollanda sokaklarında dolaşan BBC Türkçe muhabiri Özge Özdemir, bir Wilders seçmeniyle yaşadığı diyaloğu şöyle aktarıyor:
"Hafta sonu yaşanan olaylarla ilgili olarak 'Türklerin hatalı' olduğunu söylüyor: 'Hollandalı olduklarını söyleyenler aslında öyle değil, onlar yabancı.'
Benim de Türk olduğumu öğrendiğinde 'Bak, inan seninle kişisel olarak bir derdim yok. Tek tek Türklerle bir sorunum yok, ama burada çok fazlalar' diyor. Yakında Avrupa'da göç sorunu yüzünden bir savaş çıkacağını ekleyerek bitiriyor sözlerini."
Üniversitede grafik tasarımı okuyan 19 yaşındaki Sjaak van Broekhoven ise en önemli meselenin çevre olduğuna inandığı için Yeşiller Partisi'ne oy vereceğini söylüyor.
Rotterdam'daki Türk Başkonsolosluğunun önünde yaşananlar ise Broekhoven'ın oyu ile ilgili kararını etkilememiş, bunun Hollanda ve Türkiye arasındaki bir kriz olduğunu düşünüyor. Arkadaşı ise durumun iyi bir şekilde yönetildiğini vurguluyor. İki genç de bir ülkenin kuralları varsa onlara uyulması gerektiği konusunda hemfikir. Özellikle Müslüman göçmenlerin kadınlara baskı uygulanması gibi eski alışkanlıklarını bırakması gerektiğini belirtiyorlar.
"RUTTE İYİ İDARE ETTİ"
Hollanda hükümetinin Türkiye ile krizi iyi yönettiğini düşünen 52 yaşındaki bir bahçıvan da oyunu Başbakan Rutte'nin partisine vereceğini söylüyor: "Rutte ülkeyi iyi yönetiyor, o yüzden devam etmeli. Türkiye ile krizde işlerin raydan çıkmasına izin vermedi, pes etmedi ve iyi idare etti."
Siyaset bilimi okuyan Vanessa ise seçimler için kararını verirken ekonomiyi göz önünde bulundurduğunu ve ekonomik olarak merkez sağda konumlandığı için bu yönde oy kullandığını açıklıyor. 24 yaşındaki Vanessa, toplumsal entegrasyonun her zaman herkes için bir sorun olacağını, bu yüzden herkesin bir arada mutlu yaşayacağını düşünmenin saçma olacağını belirtiyor.
BBC Türkçe muhabiri, Rotterdam'daki havayı, "Sandık başına giden Hollandalıların kafasının bir yerinde Türkiye ile kriz olsa da hayatlarını etkileyecek diğer etmenleri de hesaba katarak geniş bir yelpaze içinde oy kullanacakları kesin" ifadesiyle aktarıyor.
WILDERS İLE KOALİSYON YAPMAK İSTEMİYORLAR
Hollanda’da 12.9 milyon seçmen bulunuyor. Ülkede çoğu Türk ya da Faslı olmak üzere 840 bin ile 960 bin Müslüman nüfusun yaşadığı tahmin ediliyor. Koalisyonlara yatkın seçim sistemine göre genel oydan yüzde 0.67 oy alan bir parti, bir milletvekili çıkarabiliyor. Wilders’in partisi birinci gelse de çoğu parti işbirliği yapmayacağını söylediğinden, hükümette olma ihtimali pek bulunmuyor. Rutte birinci gelirse yeni bir koalisyon oluşturması gerekecek. Hükümeti kurmak için 150 kişilik parlamentoda 76 milletvekiline ulaşmak gerekiyor.
KOALİSYON TEŞVİK EDİLİYOR
Hollanda'da, partileri siyasi uzlaşmaya zorlamak amacıyla koalisyon hükümetlerinin kurulması teşvik ediliyor.
Yeni hükümet için yapılacak müzakerelerin uzun sürebileceği belirtilirken, bazı gözlemciler de parlamentoda çoğunluğun ancak üç ya da dört partinin bir araya gelmesi sağlanmasını bekliyor.
WILDERS'İN PARTİSİNİN VAATLERİ NEYDİ?
Wilders liderliğindeki PVV, "Hollanda bizimdir, bizim kalacak" başlıklı seçim bildirgesinde, öncelik "İslamileşmenin durdurulmasına" yer veriyor. Bildirgede, Hollanda'daki bütün cami ve İslam okullarının kapatılacağı, kamusal alanda başörtüsü ve diğer İslami simgelerin yasaklanacağı vurgulanıyor.
Bildirgeye göre, PVV'nin iktidar olması durumunda sınırları kapatılarak, İslam ülkelerinden mülteci akımı önlenecek. Çifte vatandaşlığa sahip suçlular derhal sınır dışı edilecek. Hollanda'nın AB üyeliğinden ayrılması sağlanacak. Aşırı sağcı parti, kültür ve sanata parasal desteğin kesilmesini, asker ve polise fazladan bütçe ayrılmasını da programına alıyor.