Güncelleme Tarihi:
Fotoğrafçı Hüseyin Aldemir geçen hafta sonu Ukrayna’ya gitti. 48 saat boyunca, Maidan’da neler oluyor, durum ne, hayat nasıl işliyor gibi sorulara yanıt veren fotoğraflar çekmeye çalıştı. Gittiği günün gecesi 02:00 civarı göstericiler, “Ukrayna Evi” denilen yerdeki 200 polisi dışarı atarak binayı ele geçirdi. Sendika binasında bir “medya merkezi” kurdu. Hürriyet’e, “Barikatlar dahil bölgeyi fotoğraflayabilmek için akredite oldum. Olayların yaşandığı Kiev’deki Bağımsızlık Meydanı (Maidan) ve çevresinde çalıştım” diyen Aldemir’in izlenimleri şöyle:
ALDEMİR'İN FOTOĞRAFLARIYLA MAIDAN / FOTO GALERİ
BUZLAR ARASINDA: Barikatlarda yaşamın önemli bölümü, buz kırmak ve barikatları bu şekilde sağlam tutmaya çalışmakla geçiyor. Kadın, erkek, genç, yaşlı herkes zemindeki buzları kırıyor ve çuvallara doldurarak barikatları yükseltiyor. Kırılmamış buz ve temizlenmemiş tek bölge, Gruşevkiy Barikatı ile polis arasındaki 100 metrelik boş alan. Bu alan bir nevi mayın tarlası işlevi görüyor polis ve göstericiler arasında.
GİYSİ BAĞIŞI: Hava sıcaklığı eksi 14-17 arasında seyrediyor. Sıradan vatandaşlar, poşetlerle elbiseler getirip, göstericilere bırakıyorlar. Maidan ve çevresinde açık alana yığılmış ve kontrol edilmeksiniz herkesin alımına açık olan elbise yığınları var. Kazak, mont, ayakkabı vb. ihtiyaç olabilecek her türden malzeme buralardan ücretsiz alınabiliyor.
MENÜDE NELER VAR: Barikatlarda her saat limonlu çay ve dilim ekmekler dağıtılıyor. “Buterbrod” denen tereyağlı, bazıları jambonlu, kaşar peynirli ekmekler var. Adına “Devrim Yemeği” dedikleri, sosis ve haşlanmış buğdayın yanında, lahana turşusunun sıcak hali diyebileceğimiz bir yemek servis ediliyor.
KORUMA ÖNLEMİ BORU: Bazı göstericiler kaval kemiklerine ve kollarına sert plastikten yapılmış ince tesisat boruları sarıyorlar. Düşme ve çatışma durumlarında, kırılma gibi durumları engellemek ve darbeleri hafifletmek için böyle bir önlem alınıyor.
VİTRİN MANKENLERİ: Gruşevkiy Barikatı’nın hemen orada yakılmış bir butikten çıkan vitrin mankenleri polisi yanıltmak için kullanılıyor. Barikatın ön sırasını oluşturan yakılmış araçların içinde, üstünde ve arkasında gece gündüz sürekli göstericiler duruyor. Maidan’daki çadırların bazılarının önünde de korkuluk gibi duran, ayakta bir insan gibi görünen cansız mankenler var.
SAVAŞ TAMTAMLARI: Gruşevkiy Barikatı’nda Ukrayna eski ulusal marşını söyleyen bir adam gördüm. Bir defasında da bir adam trampet çalmaya başladı. Barikattaki göstericiler zaman zaman varillere sopalarla vuruyor. Savaş tamtamları çalınıyor gibi hissettiriyorlar.
GAZİLERİN TECRÜBESİ: Maidan’da genç de var, yaşlı da... Kuşak çatışması yok. Mihmandarım, gençlerin yaşlılara itaat ettiğini ve onların savaş bilgisine güvendiklerini belirtti. Gösterilere katılan ve yönlendirici roldeolanlardan bazıları Sovyetler zamanında Afganistan Savaşı’na katılmış eski askerler... Gençler çok radikal ve şiddete yönelimleri yüksek, ancak daha önceki deneyimlerden hareketle yaşlıların tecrübelerine de saygı duydukları için bir anlamda merkezi kararlara uyuyorlar.
REVİRDE TIP ÖĞRENCİLERİ: Maidan’da kurulan revirdekilerin birçoğunun askeriyede doktorluk yapmış kişiler olduğu ve önemli bir diğer kısmının da tıp öğrencisi olduğunu söylediler.
POLİSLER KONUŞMUYOR: Üç tip polis var ve protestocu grubun hedefindeki polisler Berkut diye adlandırılanlar. Göstericilerin hedefinde bu özel timin lağvedilmesi de var. Polisler konuşmuyor, ama bir tanesi sadece “iyi şanslar” dilemekle yetindi.
MAİDAN’IN ANNELERİ: 27 Ocak’ta bir grup anne Gruşevkiy Barikatı’na geldi ve barikatı aşarak orta alanda eylem yaptı. Polis megafonla, annelere eylem boyunca “yaklaşmayın, yaklaşmayın” diye uyarıda bulundu. “Oğul dövmek yok” ve “Bizi de mi vuracaksın” gibi pankartlar taşıyan anneler, polislere, “Herhangi bir parti üyesi değiliz. Biz anneyiz ve çocuklarımızı vurmanızı istemiyoruz. Birbirinizi öldürmeyin” diyorlardı.
Kilitlenmiş bir hayatın tasavvuru
İstanbul Bilgi Üniversitesi mezunu olan ve “Fotoğraf alanındaki yaşadığım en önemli dönüşümü, Galata Fotoğrafhanesi’nde katıldığım ‘Belgesel Fotoğraf Atölyesi’yle birlikte yaşadım” diyen fotoğrafçı Hüseyin Aldemir, Kiev izlenimlerine şöyle devam ediyor:
Giriş ve çıkışların maskeli veya sopalı kişilerce her an kontrol altında olması, binaların camlarının iç kısımlarından barikatların yükseltilmesi, sokaklardaki kar dolu çuvallardan oluşan devasa barikatlar, sorunların diyalog yöntemiyle çözülmezse, nasıl bir savaşa dönüşeceğini özetliyor gibiydi. Maidan ve çevresinde yaşanan atmosfer, kilitlenmiş bir hayatın tasavvuru...
Türkiye’de “Ukrayna’nın Gezi’si” tartışmaları yapılırken, bizzat yerinde görüp belki de ülkenin kaderini belirleyecek tarihi anları fotoğrafla belgelemek için Kiev’e gitmeye karar verdim. Bölgenin dilini bilmemem ve mihmandarımın olmaması gibi engelleyici sebepler olsa da kendimi dünyanın kalbinin attığı o meydanda buldum.
Maidan’a girer girmez, göstericilerin kurduğu barikatlar sizi karşılıyor ve elleri sopalı, maskeli kişilerin arasından meydana giriyorsunuz. Çadırların bacalarından, nöbetçilerin ısınmak için ateş yaktığı varillerden yükselen duman, gözleri yakıyor. Öyle ki, ilk anda nefes alamıyormuşsunuz gibi hissettiriyor.
Askeri üniformalı ve sivil kıyafetli çoğu maskeli kişiler, ellerinde sopalarla devriye atıyor
Kontrolün tamamen göstericilerin elinde olduğu Kiev’de, gün boyu konuşmaların yapıldığı ve çeşitli görüntülerin yayınlandığı sahnenin kurulduğu tarafa geçmek için, yeraltı geçidine girmek gerek. Tünele girdiğinizde durum kafanızda yavaş yavaş daha netleşiyor. Askeri üniformalı ve sivil kıyafetli çoğu maskeli kişiler, ellerinde sopalarla devriye atıyor. Tünelin bir iki çıkışı dışında hepsi, çuvalların üst üste istiflenmesi ve tel örgülerle örülmek suretiyle kapatılmış. Bir yerden başka bir yere geçmeye çalıştığınızda hayatı kilitlenmiş olarak hissetmenize neden olan barikatların çevresin üç nokta var: Gruşevkiy Caddesi (Grushevsky Street), Bağımsızlık Meydanı (Maidan), Ukrayna Evi (Ukrainian House).
En sert müdahale fotoğraflarının yansıdığı Gruşevkiy Barikatı’nın girişinde insanların geçmesinin engellendiğini görünce, Ukrayna Evi denilen Kiev Uluslararası Kültür ve Sergi Merkezi’ne yöneldim. Binanın önündeki kalabalığa doğru yürürken, elinde kamera olan birkaç kişi görünce makinamı hazırlayarak, yaşananları belgeleyecek fotoğrafları çekmeye başladım.