Güncelleme Tarihi:
24 Eylül’de yapılan genel seçimin ardından 18 Ekim’de CDU/CSU, Hür Demokrat Parti (FDP) ve Yeşiller arasında "Jamaika koalisyonu"nun kurulması hedefiyle başlayan ön görüşmeler 20 Kasım’da FDP’nin masadan kalkması nedeniyle ülkede hükümet krizine yol açtı.
Almanya tarihinde şimdiye kadar yaşanmayan krizi çözmek için Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier devreye girdi. Federal Mecliste grubu bulunan tüm parti temsilcileriyle görüşen Steinmeier, en son da Hristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) Genel Başkanı ve Başbakan Angela Merkel, Hristiyan Sosyal Birlik Partisi (CSU) lideri Horst Seehofer ve SPD Genel Başkanı Martin Schulz'u birlikte kabul etti.
Erken seçime gitme taraftarı olmayan Cumhurbaşkanı Steinmeier, liderlere ülkede istikrarlı bir hükümetin kurulması için çözüm bulunmasını istedi.
SPD İKİYE BÖLÜNDÜ
CDU/CSU, koalisyon görüşmeleri için SPD'ye kapıları açarken, SPD, Hristiyan Birlik partileriyle yeniden bir ortaklık yapma konusunda ikiye bölündü.
Özellikle partinin gençlik teşkilatı ile sol kanat, CDU/CSU ile koalisyon kurmaya karşı çıkıyor ve koalisyon için azınlık hükümeti veya “iş birliği koalisyonu” gibi başka seçeneklerin de müzakere edilmesini talep ediyor.
"İş birliği koalisyonuyla" koalisyon protokolünde yer almayan konularda SPD’nin başka partilerle hareket etme imkanı verilmesi ve böylelikle mecliste değişken çoğunlukların ortaya çıkması hedefleniyor.
DAHA FAZLA OY KAYBETMEKTEN KORKULUYOR
Bu grup SPD’li, CDU/CSU ile "büyük koalisyon" olarak adlandırılan hükümete girmesi durumunda daha fazla oy kaybetmekten endişe ediyor.
2005-2009 ve 2013-2017 yıllarında büyük koalisyon ile yönetilen Almanya'da bu dönemlerin sonunda yapılan genel seçimlerde SPD ciddi oy kaybı yaşadı.
SPD, 2009'da bir önceki seçime göre oylar 11,2 puan kaybederek yüzde 23, 2017’de ise 2013’e göre 5,2 puan yitirerek yüzde 20,5 oranına kadar geriledi.
"UCU AÇIK” GÖRÜŞMELER
Diğer taraftan partinin önemli bölümü, olası bir hükümette SPD'nin öncelik verdiği konuların belirgin şekilde ele alınması durumunda "büyük
koalisyon" için CDU/CSU ile görüşmede bulunabilmesinden yana.
Bu görüşler ışığında Berlin'de düzenlenen SPD Olağan Kurultayında parti yönetimine CDU/CSU ile "ucu açık" görüşmelerde bulunma yetkisi verdi.
Bunun üzerine CDU/CSU ve SPD liderleri koalisyon kurma konusunda ortak yönleri araştırmak için dün ilk kez bir masa etrafında 2,5 saat görüştü.
CDU/CSU İSTİKRARLI HÜKÜMET İSTİYOR
Azınlık hükümetine veya “iş birliği koalisyonuna” istikrarlı olmayacağı gerekçesiyle karşı çıkan CDU/CSU büyük koalisyonun kurulması hedefiyle müzakerelere hazır olduğunu yinelerken, SPD bu konuyu parti yönetimine danışıp kararı cuma günü açıklayacağını bildirdi.
SPD’nin olumlu cevap vermesi durumunda resmi ön görüşmelere yeni yılda başlanması bekleniyor. İki parti arasında ön görüşmelerin de çetin geçeceği tahmin ediliyor. İki parti arasında özellikle sağlık sigortası, sığınmacı, vergi ve emeklilik politikalarında büyük görüş ayrıkları bulunuyor.
Ön görüşmelerden sonra resmen koalisyona girip girmeme konusunda olağanüstü kurultay toplaması gereken SPD yönetimi, muhtemel bir koalisyon sözleşmesi için parti üyelerinin çoğunluğunun olurunu almak zorunda kalacak.
Almanya’da bu sürecin ne kadar zaman alacağını kimse kestiremiyor. Başbakan Merkel, hızlı ve istikrarlı bir hükümetin kurulmasına vurgu yapıyor. Almanya'da, 24 Aralık'ta genel seçimlerin üzerinden 3 ay geçmesine rağmen ilk kez bu süre içinde bir hükümet kurulamayacak. CDU/CSU ile SPD arasındaki ön görüşmelerin Noel'den sonra yeni yılda başlayabileceği ifade ediliyor. 2013'te ise 86 gün sonra hükümet kurulabilmişti.
ERKEN SEÇİM OLASILIĞI HALA VAR
CDU/CSU ile SPD arasında yapılacak görüşmelerin başarısızlıkla sonuçlanması veya SPD üyelerinin koalisyon protokolüne olur vermemeleri durumunda erken seçime gidilmesi bekleniyor.
Öte yandan CDU/CSU-SPD arasında büyük koalisyon kurulması durumunda Federal Meclisin 92 milletvekiliyle üçüncü büyük partisi aşırı sağcı Almanya için
Alternatif (AfD) ana muhalefet konumuna gelecek.
Anayasada ve iç tüzükte yer almamasına rağmen parlamento geleneği olarak şimdiye kadar ana muhalefet partisinin bir üyesi bütçe komisyonun
başkanlığını üstleniyordu. Bunun yanı sıra genel kurulda hükümet açıklaması
yapan başbakan konuştuktan sonra ilk söz alma sırası ana muhalefet partisine veriliyordu.
AfD ana muhalefet partisi olduğunda bu öncelik haklarının verilip verilmeyeceği merakla bekleniyor.
Bir önceki yasama döneminin sonunda AfD'den bir milletvekilinin meclis açılışını yapmasını önlemek amacıyla iç tüzükte değişiklik yapıldı. Yeni iç
tüzüğe göre, en yaşlı milletvekili değil en uzun süre milletvekilliği yapan meclis üyesinin parlamentonun ilk oturumunun başkanlığını yapması kararlaştırıldı.
24 Ekim’de ilk oturumunu gerçekleştiren Federal Meclisin açılışını, alınan karar uyarınca 77 yaşındaki AfD Milletvekili Wilhelm von Gottberg değil, 33 yıl milletvekilliği yapan Hür Demokrat Partili (FDP) Hermann Otto Solms yaptı.