Güncelleme Tarihi:
Ülkenin kuzeyindeki Varanasi kentinde hizmet veren, Ganj Nehri'ne yürüme mesafesindeki Mukti Bhavan oteli, nehir kıyısında her gün tekrarlanan kutsal cenaze töreninde "yer almak" isteyen yaşlı Hinduları misafir ediyor.
Otelin yöneticisi Bhairav Nat Şukla, "Dünyanın geri kalanı bir çocuk doğduğunda yeni bir hayatın başlamasını kutlarken, kendilerinin ölümü böyle bir mutlulukla karşıladıklarını" belirtiyor.
Kentte pek çok otel, bu şehirde ölmek ve son yolculuklarını Ganj Nehri'nde yapmak isteyen Hindulara hizmet veriyor. Hindular, Varanasi'de ölmenin ve yakıldıktan sonra küllerinin Ganj'a bırakılmasının, "ruhlarını özgür bırakarak, yeniden doğuş döngüsünden kurtaracağına" inanıyor.
Şukla, şehirdeki birçok otelin, ölmek üzere olan bu misafirleri ağırlamak istemediğini ya da pahalı olduklarını, ama kendi otellerinin "ölmek için uygun bir ortam" sunduğunu kaydediyor.
12 odalı Mukti Bhavan (Kurtuluş Evi) otelinin genel havası, yas ya da kasvetten çok uzak. Şukla, otelde korkunun yerinin olmadığını, yeniden dirilişe inandıkları için ölümden korkmadıklarını, ölenin ardından ağlamanın "aptallık" olduğunu söylüyor.
Otelin odalarından birinde ölümü bekleyen 80 yaşındaki Manorma Devi, hızlı hızlı soluk alıp vererek, bilinçsizce yatıyor. Devi'nin oğlu Narayan, annesinin çok yaşlı olduğunu, uzun bir hayat sürdüğünü ve "üzülmesi için hiç sebep olmadığını" belirtiyor.
Varanasi'nin çok kutsal ve önemli bir şehir olduğunu söyleyen Narayan, annesinin burada ölecek olmasının kendisini mutlu ettiğini ifade ediyor.
Devi ailesi, kaldıkları sürece kullandıkları elektrik ve yiyecek masraflarını ödemekle sorumlu, ama çok fakir ailelerden hiçbir karşılık alınmıyor.
Hiçbir sağlık görevlisinin bulunmadığı otelde, 4 rahip "ölüme gidenler" için dua ediyor. Otelde, her ay yaklaşık 30-70 kişi "son yolculuğuna" çıkıyor. Bir-iki hafta içinde ölmeyenlerin ise yerlerini başka birilerine bırakmaları rica ediliyor. Çok kalabalık zamanlarda, otel yöneticisi Şukla "ölüm misafirlerini" bazen ofisinde "ağırlıyor".
Yakınlarını bu otele getiren bazı aileler, "bir türlü gelmeyen ölümü" beklemek için evlerine dönmek zorunda kalıyorlar. Ama yine de umutlarını kaybetmiyorlar: "Belki, bir sonraki hayatında burada ölür."