Güncelleme Tarihi:
8 Kasım ABD başkanlık seçimleri öncesinde Demokrat aday Hillary Clinton ile Cumhuriyetçi rakibi Donald Trump ikinci kez önceki akşam münazara için Minnesota eyaletindeki Washington Üniversitesinde canlı yayında karşı karşıya geldi. Gergin bir ortamda başlayan münazarada moderatörlerin sorduğu ilk konu Trump’ın 2005’te bir TV çekimine giderken yaka mikrofonunun çalıştığını fark etmediği sırada kadınlar için sarf ettiği cinsiyetçi sözlerle ilgili tutumu oldu.
‘DEAŞ’I CEHENNEME GÖNDERECEĞİM’: Trump, yaptığı yazılı açıklamanın ardından bu sefer sözlü olarak yeniden özür diledi. Ancak bu konuşmanın, birçok erkeğin “soyunma odasında” tekrarlayabileceği türden bir konuşma olduğunu iddia etti. Ardından konuyu DEAŞ’a getirdi ve şöyle dedi: “Bir savaş varken, DEAŞ kafaları kesiyorken, kafeslerde insanları boğuyorken, çok kötü şeyler oluyorken, Ortaçağ gibi, insanlar bize karşı kazanım elde ediyorlarsa, evet çok utanç duyuyorum, ama bu bir soyunma odası konuşması. Ben DEAŞ’ı cehenneme göndereceğim.”
‘HALEP DÜŞTÜ ZATEN’: Trump’ın kendisine adil davranmadıkları gerekçesiyle sık sık moderatörleri suçladığı tartışmada Türkiye’yi en çok ilgilendiren bölüm ise Halep’teki durum ve Suriye politikasının tartışıldığı kısımdı. Trump, Esad rejiminin halka ve muhaliflere karşı yoğun saldırılar gerçekleştirdiği Suriye’nin Halep kentinin düşmesi halinde ne olacağı sorulduğunda, “Halep düştü” dedi. DEAŞ’a odaklanılması gerektiğini belirtip Esad’ın, Rusya’nın ve İran’ın DEAŞ’la savaştığını, ABD’nin zayıf politikaları nedeniyle de bu üçünün beraber hareket ettiklerini söyledi. Trump’ın, ABD’nin Suriye’de askeri seçeneği düşünebileceğini söyleyen başkan yardımcısı adayı Mike Pence’in sözleri sorulduğunda ise “Katılmıyorum” demesi dikkat çekti.
‘EN İYİ ORTAKLARIMIZ’: Hillary başkan seçilirse Suriye’de Obama yönetiminden farklı ne yapacağı sorulduğunda, adını anmadan Türkiye’nin Suriye’deki Kürtler konusundaki kaygılarını dikkate almayacağını ima edip şöyle dedi: “Kürtleri silahlandırmayı düşünürdüm. Kürtler Suriye ve Irak’ta bizim en iyi ortaklarımız. Bazı çevrelerin bu konuda endişeli olduğunu biliyorum. Ancak bence Kürtler ihtiyaçları olan ekipmanı almalılar. Böylece sahadaki Kürt ve Arap savaşçılar, DEAŞ’ı Irak’tan çıkardıktan sonra Rakka’yı almamızda ana unsur olurlar.”
CLINTON’I SUÇLAYAN KADINLARI GETİRDİ
Donald Trump, münazara öncesinde eski ABD Başkanı Bill Clinton’ın tacizine uğradığını öne süren Paula Jones, Juanita Broaddrick, Kathleen Willey ve 12 yaşındayken Arkansas’ta Hillary Clinton’ın avukatlığını üstlendiği bir kişi tarafından tecavüze uğrayan Kathy Shelton ile basın toplantısı yaptı. Trump’ı destekledikleri belirtilen kadınlar münazarayı da salonda izledi.
BAŞKAN SEÇİLİRSEM HAPSE GİRERSİN
ABD’de başkanlık seçimlerine bir aydan kısa bir süre kala Clinton ile Trump’ı karşı karşıya getiren yayın, son yılların en sert tartışmalarından birine sahne oldu. Trump, Clinton’ın dışişleri bakanıyken e-postalar için özel server (sunucu) kullanmasıyla ilgili Demokrat adaya yüklendi. Trump, “Eğer ben başkan olursam, senin durumuna bakması için özel bir savcı ataması konusunda Adalet Bakanıma talimat vereceğim” dedi. Clinton da, “Trump’ın ülkedeki yasalardan sorumlu olmaması bu yüzden iyi bir şey” deyince, Trump da Clinton’a, “Çünkü o zaman hapiste olurdun” diye karşılık verdi. Trump’ın bu açıklaması ‘diktatör’ çağrışımı yaptığı için tepki çekti.