Güncelleme Tarihi:
‘İslam Devleti’nin sözcüsü Şeyh Ebu Muhammed el Adnani’nin “Bütün Müslümanlar halifeye biat etmek zorunda” diyerek yaptığı çağrıyı reddedenler de var kabul edenler de. Kaide’nin Filistin asıllı en önemli figürlerinden Ebu Katade geçen hafta Amman’da çıkarıldığı mahkemede Kaide’nin Suriye kolu Nusra Cephesi ve IŞİD saflarında savaşanları Kaide lideri Eyman el Zevahiri’nin emirliği altında birleşmeye çağırdı. Yine Ürdün’de bir zamanlar Irak’ta öldürülen Kaide lideri Ebu Musab Zerkavi’nin akıl hocası olan selefi lider Ebu Mahmmed el Makdisi (İssam Berkavi) de hilafet ilanını şu sözlerle reddetti: “Her bir Müslüman ya da mustazaf bu hilafette himaye bulabilecek mi? Ya da hilafet bütün muhaliflerine karşı keskin bir kılıç mı olacak? Diğer savaşçıların kaderi ne olacak?”
9 grup reddetti
Ancak safların çözülmeye başlaması gecikmedi. Irak-Suriye sınırındaki Ebu Kemal’de yerel Nusra komutanının Bağdadi’ye biat etmesi çözülmenin ilk işaretiydi. Ardından Şam kırsalında Nusra’nın Doğu Guta komutanı Ebu Cafer el Şami ile Ebu Zehra el Ürdüni ve Ebu Hamza el Ensari gibi komutanlar Bağdadi’ye bağlılıklarını bildirdi. Nusra ile birlikte hareket eden Sahabe Ordusu ve Bilad-i Şam da Bağdadi’ye biatlarını sundu. Buna karşı Suriye’de İslamcı grupların çatı örgütü İslami Cephe, Mücahitler Ordusu, Suriye Müslüman Alimler Genel Heyeti, İslam Birliği Şeri Heyeti, İdlib İslam Heyeti, Halep İslam Heyeti’nin de yer aldığı 9 grup ‘İslam Devleti’ni reddetti. Kaide’nin Kuveytli para kaynağı Hamid bin Ali ve Londra’da yaşayan Mısırlı selefi lider Hani Sibai de hilafet ilanına karşı çıktı. Körfez’in bağışlarını Suriye’deki Kaide’ye aktaran Ganim el Mutayri büyük güçlerin İslam Devleti’ne yaşama şansı tanımayacağını belirterek hilafet ilanını yersiz buldu. Hilafete sevinenler arasında ise Arap Yarımadası’ndaki El Kaide var. Kaide’nin eski kadroları Zevahiri’den yana dururken genç kuşaklar ‘İslam Devleti’ne kayıyor.
Irak’ta çatışma kaçınılmaz
Hilafet ve biat dayatmasının en fazla kriz yaratacağı sahne Irak. Maliki yönetimine isyana katılan selefi gruplardan Mücahitler Ordusu ile Ensar el Sünne ideolojik olarak IŞİD’a yakın ama sadece Irak sınırları içerisinde şeriat ihdasından yanalar. Müslüman Kardeşlerin Irak uzantısı Hizbi İslami ise Sünni üçgenine özerklik verilmesini kâfi görüyor. Daha ulusalcı karakter arz eden İslam Ordusu ve 1920 Devrim Tugayları ise Sünni vilayetten ziyade Sünnilerin haklarının garanti edildiği siyasi bir değişim istiyor. Baasçıların yönettiği Nakşibendi Ordusu da 2003’teki işgalle yitirdiklerinin peşinde. Bu grupların ‘İslam Devleti’ ile karşı karşıya gelmesi kaçınılmaz görülüyor.