Güncelleme Tarihi:
ALMANYA’da park yasağı bulunan yere aracını park eden, ardından polisler tarafından darp edilen Mehmet Kara (49), 2 gün hastanede kaldıktan sonra taburcu edildi. Kara, polis tarafından tartaklanıp yerde tekmelenirken, kızı, eniştesi ve kardeşi Muhammed Kara da polisin biber gazlı müdahalesine maruz kalmıştı. Kara, taburcu olduktan sonra yaşadıklarını Türk basın mesuplarına ve TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul milletvekili Mustafa Yeneroğlu’na anlattı:
“Olay sırasında olup biteni cep telefonuna kayıt eden komşumuzun çocuğunu gören polis, onun yanına giderek telefonu elinden almaya çalıştı. Ona da şiddet uyguladılar ve karakola götürmek için uğraştılar. O arada özel çevik kuvvet polisler de takviye olarak geldi. Benim kompresörü içeri koymaya çalıştığımı gören üç polis yanıma geldi ve üzerime çullanarak beni evin giriş koridorunda yere yatırdılar. Kafamı yere koydular, üstüme çullandılar ve birisi bana tekmeler sallamaya başladı. Ondan sonra ben baygınlık geçirdim. O arada polisler merdiven başındaki kamerayı fark etmiş olacak ki, beni tartaklamayı bıraktılar. Sonra o halde beni kaldırıp karakola götürmek istediler, ‘Bense iyi değilim, hastaneye gitmem’ gerekiyor dedim ve hastaneye götürüldüm. Ben hastanede muayene edilirken bile polisler başımda bekledi. ‘Karakola gideceğiz’ diyorlardı. Ben, ‘Hayır, avukatım olmadan bir yere gidemem, bana evimin içinde bu şiddeti uyguladınız, karakola gidince kim bilir neler yaparsınız’ dedim, Zaten doktorlar da 48 saat gözetim altında kalmamı söyleyince polisler başımdan uzaklaştı.”
'UYKU DÜZENİM BOZULDU'
“Psikolojik destek almaya başladım ve hukuki olarak olayın peşini bırakmayacağım. 30 otuz gün oruç tuttuk, bayram yapacağımız yerde 48 saat hastanede kalmak zorunda bırakıldık. Bayramı bize zehir ettiler. Psikolojim bozuldu, uyku düzenim bozuldu, raporluyum, işe de gidemiyorum. Farklı dönemlerde Duisburg Belediyesine çok katkılarım oldu. Otuz yıldır demir çelik fabrikasında çalışıyorum, vergi veriyorum. Agresif birisi olsam öyle bir şirkette çalıştırmazlar. Benim gibi bir insana bunu yapmalarını kendime yediremiyorum, bunun için de içim içimi yiyor. Unutamayacağım o onların ailemin yanında olması, zaten daha acı oldu, insanı küçük düşürüyor. Eşimin, kızımın gözünün önünde oldu. Kızımın da psikolojisi bozuldu o günden sonra. Allah kimsenin başına böyle bir şey vermesin. Almanların da polislerin yetersiz olduğunu söylüyor. Bu böyle olmaz, eğitin ondan sonra sokakta görevlendirin.”
BELEDİYE BAŞKANI ÖZÜR DİLEMELİ
Mehmet Kara’yı evinde ziyaret eden Mustafa Yeneroğlu ise yaşananların üzücü olduğunu söyledi. Kendisine ve ailesine yapılan bu çirkin muamelenin kabul edilemeyeceğini belirten Yeneroğlu, şunları söyledi: “Polisin gereksiz ve ölçüsüz bir şiddeti söz konusu. İnanılmaz bir şekilde insanlara saldırmış, insanları darp etmeyi göze alabilmişlerdir. Polisin bu saldırısı da kameralar tarafından kayıt edilmiştir. Polis özür dilemelidir. Savcılık da başlattığı soruşturmayla polisin yanlışını ortaya koyması gerekmektedir. Olayın hemen ardından aile hakkında başlatılan olumsuz konuşmalar, maalesef kamera görüntüleri olmasaydı bir yafta olarak kalacaktı. Aile hem darp edilmiş hem de böyle bir ön yargı ile karşı karşıya kalacaktı. Cep telefonu ile kayıt yapan vatandaşlarımıza da teşekkür ediyorum. Bir de başka bir mesele var. Duisburg Anaket Belediye Başkanını kınıyorum. Gelip bu insanlardan özür dilemesi gerekirken, bu semtteki insanları ‘asosyal’ diye niteleyip, aynı zamanda aşağılama yolunu tercih ettiği medyada iddia ediliyor. Oysa Sosyal Demokrat partili bir başkanın böyle ırkçı partilerin söylemlerini kullanarak toplumunu ötekileştirmesi, nefret suçu olarak algılanacak bu gibi söylemleri kullanması, kesinlikle kabul edilemez. Bu insanlardan özür dilemelidir. Bunu da beklediğimi, özellikle ifade etmek istiyorum. Ayrıca olayın da takipçisi olacağız.”
‘UZAKLAŞ, YOKSA SIKARIM’
Olay sırasında polisin biber gazına maruz kalan ve bir buçuk saat gözlerinin acı içinde kaldığını belirten Mehmet Kara’nın kardeşi Muhammed Kara (36) ise o gün yaşadıklarını şöyle anlattı: “Ağabeyim arabayı yasak yere park etse de, ‘Hemen çekerim ama içindeki kompresörü indireyim’ dedi. Ama polis çok aşırı sertlikle, ‘Hayır, hemen’ dedi. Ben de yanlarına yaklaştığımda, polis, ‘Buradan uzaklaş, yoksa biber gazı sıkarım suratına’ deyip durdu. Ben de, ‘Bu ne demek, bize terörist muamelesi yapıyorsunuz, biz bunu hak edecek ne yaptık’ dedim. Sonra ağabeyimin boynundan polis tutunca, biz de ne oluyor demeden bir metre yakınlıktan biber gazını üzerimize sıktılar. Bize başka suç işlemiş insan muamelesi yaptılar. Bundan sonra başımıza bir şey gelse, bu polisleri çağırmaya korkarım ben.”