Güncelleme Tarihi:
ABD'nin Alabama eyaletinin Hoover şehrinde yaşayan 25 yaşındaki hemşirelik öğrencisi Carlethia Nichole Russell, 13 Temmuz günü acil durumlar hattı 911'i arayarak otoyol kenarında tek başına yürüyen 3-4 yaşlarında bir çocuk gördüğünü bildirdi.
Olayla ilgili polis kayıtlarına göre, Russell, 911 operatörüne çocuğa yardım etmek için aracını kenara çekeceğini söyledi ve telefonu kapattı. Russell, daha sonra erkek kardeşinin kız arkadaşını aradı.
Ne olduysa o görüşme sırasında oldu. Russell'ın aradığı kişi, karşıdan çığlıklar geldiğini duydu ve ardından görüşme kesildi. Bu telefon konuşmasından sonra 48 saat boyunca Russell'dan haber alınamadı.
İki günün ardından Russell, anne babasının yaşadığı evin kapısını çaldı. Ailesinin ifadelerine göre "iyi durumda değildi" ve kaçırıldığını iddia ediyordu.
Ailesi ve arkadaşları tarafından "Carlee" olarak çağırılan genç kadın, polise verdiği ifadede, zorla bir kamyona bindirildiğini, rızası olmadan çıplak fotoğraflarının çekildiğini ve iki kez kaçma girişiminde bulunduğunu anlattı.
Ancak polis Russell'ın hikâyesini teyit etmekte zorlanıyordu. Russell'ın kaçırıldığını söylediği noktadaki güvenlik kameralarında ne bir çocuk ne de bir adam vardı. Üstelik Russell'ın internet arama geçmişinde bazı tuhaflıklar dikkat çekiyordu.
Herkes ne olduğunu merak ederken Russell'ın avukatı bir açıklama yaparak kaçırma olayının gerçek olmadığını, kadının hikâyesinin bazı kısımlarının yalan olduğunu duyurdu. Peki Russell'ın ortada olmadığı 48 saatte neler yaşandı? Genç kadın bu sırada neredeydi?
Gelin en başından başlayalım...
Carlee Russell hem hemşirelik okuyor hem de bir spa merkezinde çalışıyordu.
Carlee Russell hem hemşirelik okuyor hem de bir spa merkezinde çalışıyordu.
HER ŞEY BİR 911 ARAMASIYLA BAŞLADI
Hoover Emniyet Müdürlüğü'nden yapılan açıklamaya göre, Russell, 13 Temmuz günü, saat 20.20'de Birmingham'da yarı zamanlı olarak çalıştığı sağlık merkezinden çıkarken görüldü. Buradan ayrılırken yanına bir adet kahverengi bornoz, bir rulo tuvalet kâğıdı ve iş verenine ait çeşitli eşyalar almıştı. (Eşyaları binadan gizli gizli çıkarması çaldığı şeklinde yorumlandı.)
Saat 21.00 civarında gittiği alışveriş merkezinde bir restorandan yemek ve bir süpermarketten atıştırmalık aldığı bilinen Russell, ardından I-459 karayolunu kullanarak evine doğru yola çıktı.
Saat 21.34'te 911'i arayan Russell, operatöre, yol kenarında tek başına yürüyen küçük bir çocuk gördüğünü söyledi. Telefonu kapattıktan sonra erkek kardeşinin kız arkadaşını arayan Russell kenara çekip çocuğu kontrol ettiği sırada erkek kardeşinin kız arkadaşıyla konuşmayı sürdürüyordu.
Russell'ın annesi Talitha'nın New York Times'a yaptığı açıklamaya göre, kardeşinin kız arkadaşı telefonda duyduklarını şöyle tarif etmişti: Russell arabadan inmiş, birine "İyi misin?" diye seslenmiş, ardından da çığlık atmıştı. O noktadan sonra Russell'ın sesi duyulmaz olmuş, sadece karayolundan geçen araçların gürültüleri kalmıştı.
TELEFONU VE ÇANTASI ARAÇTAYDI AMA BORNOZ VE TUVALET KÂĞIDI YOKTU
Polis olay yerine intikal ettiğinde, Russell'ın aracı halen çalışır vaziyetteydi. Kafasındaki peruk ve birkaç eşyası yakınlarda yerlere dağılmıştı ama ondan da 911 aramasına konu olan çocuktan da iz yoktu.
Talitha Russell, "Muhtemelen 911'in bir saniye içinde orada olacağını düşündüğünden gardını düşürmüştü. Otomobilinin kapısı açıkmış. Telefonunu yerde peruğunun ve şapkasının yanında buldular. Çantası hâlâ arabadaymış. Apple Watch'u ve AirPods'u da çantasındaymış" diye aktardı olay yerini Al.com'a.
Dikkat çeken bir diğer detay da şuydu: Russell'ın çantası ve Akdeniz restoranından aldığı yemek araçtaydı ancak sağlık merkezinden çaldığı eşyalar ve süpermarketten aldığı abur cuburlar ortadan kaybolmuştu.
Sosyal medyada paylaşılan ARANIYOR görsellerinden biri...
Sosyal medyada paylaşılan ARANIYOR görsellerinden biri...
SÖYLENENLERLE KAMERA GÖRÜNTÜLERİ UYUŞMUYORDU
Otoyolda güvenlik kameralarına yansıyan görüntülerde Russell'ın 911'i aradığı dakikalarda flaşörlerini yakıp aracını durdurduğu görülüyordu. Bir görgü tanığı "Carlee'nin aracının yanında duran bir erkekten" ve gri bir araçtan bahsetmişti. Ancak kamera görüntüleri çok net olmamakla birlikte buna benzer hiçbir şey yoktu. Üstelik otoyol kenarında tek başına gezen bir çocukla ilgili başka bir ihbar da gelmemişti.
Emniyet Müdürü Nicholas Derzis'in, New York Times'a dediği üzere, koşullar göz önünde bulundurulduğunda başka ihbar olmaması "biraz sıra dışı" bir durumdu.
Russell'ın babası Carlos ise yerel televizyon kanalı WVTM'e yaptığı açıklamada, "Bu haberin çok büyümesini istiyoruz. Bugün konuşulan tek şeyin bu olmasını istiyoruz. Onun sağ salim eve dönmesini istiyoruz" dedi.
2019 yılında 19 yaşındaki kızı Aniah Blanchard Alabama'nın Auburn şehrinde kaçırılan Angela Harris, Russell ailesinin yardımına koşanların başında geliyordu. Al.com'a konuşan Harris, bu tür durumlarda hep ilk harekete geçenlerden biri olduğunu belirterek, "Onların şu an yaşadıkları acıyı bildiğim için, yardım etmek zorundayım" ifadelerini kullandı.
BÜTÜN ÜLKE CARLEE'Yİ ARIYORDU Kİ CARLEE GERİ DÖNDÜ
Russell'ın ortadan kaybolması ülke basınında manşetlere taşınıp sosyal medyada gündem olunca, olayla alakası olmayan kişilerin de ilgisini çekti. Örneğin varlıklı bir kişi, Russell'ın bulunmasını sağlayan kişiye 20.000 dolar ödül vaadinde bulundu. Bu ödül bir buçuk gün içinde 60.000 dolara yükseldi.
Twitter, Instagram ve Facebook gibi sosyal medya platformlarında binlerce insan Russell'ın fotoğraflarını paylaşıyor, TikTok'un amatör dedektifleri ipuçlarını birleştirip olan biteni aydınlatmaya çalışıyordu. Alabama yerel güvenlik güçlerinin yanı sıra Russell'ın ailesi ve arkadaşları dört koldan çalışıyor genç kadını bulmak için ellerinden geleni yapıyordu.
Bu çabalar 48 saatin ardından aniden sona erdi çünkü Russell, 15 Temmuz gecesi 22.45'te tek başına ailesinin evine döndü. Polisten sıcağı sıcağına yapılan açıklamada, sağlık görevlilerinin genç kadını muayene edilmek üzere hastaneye götürdüğü ve soruşturmanın süreceği bildirildi. Russell ertesi gün öğle saatlerinde taburcu edildi.
"SAHTE SUÇLAMALARIN TRAVMASIYLA BAŞA ÇIKMAYA ÇALIŞIYOR"
16 Temmuz günü anne Talitha Russell, Facebook'tan bir paylaşım yaparak, 3 gündür gözlerine uyku girmediğini belirtti ve ekledi: "Nasıl ki kızımın kayıp olduğu saatlerde olumsuz düşüncelere prim vermeme kararlılığını gösterdiysek bu mutlu anımızda da olumsuz düşünce ve ifadelere, geçerliliği olmayan fikirlere ya da kör cahilliğe prim vermeyeceğiz."
Russell'ın anne ve babası Today Show'a verdikleri röportajda dört gün boyunca yaşadıkları zorlukları anlattı ve polisin kaybolma olayını soruşturmaya devam ettiğini belirtti. Talitha Russell, "Eve geldiğinde Carlee'yi kucaklamaya çalıştık ama geri çekilmek zorunda kaldım çünkü durumu iyi değildi" diye konuştu.
Kızlarının kayıp olduğu dönemde kendilerine pek çok sahte arama ve mesaj geldiğini belirten Talitha Russell, "İnsanların bu kadar kötü ruhlu olabileceğini bilmiyordum" dedi. Sosyal medyadaki dalganın da bir anda tersine döndüğünü belirten Anne Russell, "Carlee, insanların hakkındaki sahte suçlamalarının travmasıyla da başa çıkmaya çalışıyor" ifadelerini kullandı.
Russell çifti, polis soruşturması sürdüğünden kızlarının kaybolmasıyla ilgili detaylara giremeyeceklerini vurguladı ancak Talitha, kızın kaçırıldığını ve "hayatı için savaştığını" bir kez daha dile getirdi. Sunucu Priscilla Thompson'ın "Kızınızı kaçıran kişinin halen dışarıda olduğuna inanıyor musunuz?" sorusuna Talitha Russell, "Kesinlikle" diye cevap verdi ve ekledi:
"Kesinlikle bir yaşam savaşı vermiş. Bazı anlarda hayatta kalmak için fiziksel bir savaş vermiş, bazı anlarda da zihinsel bir savaş vermiş."
Baba Carlos Russell ise kızının kötü rüyalar gördüğünü, aniden korkuya kapıldığını, yüksek sesler gibi faktörlerden tetiklendiğini söyledi.
YANINDA PARA OLMASINA RAĞMEN EVE KOŞARAK DÖNDÜĞÜNÜ SÖYLEDİ
Emniyet Müdürü Derzis, 19 Temmuz günü düzenlediği basın toplantısında, Russell'ın ifadesini sadece bir kez eve geri döndüğünde aldıklarını, o görüşmenin de epey kısa sürdüğünü belirtti.
Russell ifadesinde çocuğun yanına gittiğinde ağaçların arasından çıkan bir adam tarafından kaçırıldığını iddia etmişti. Dediğine göre adam Russell'ı kucaklayıp çitin öbür tarafına taşımış ardından da zorla bir otomobile bindirmişti. Sonrasında Russell kendini bir kamyonda bulmuştu. Ön taraftan duyduğu seslere bakarak kamyonda bir kadın ve bir erkek olduğunu düşünen genç kadın, bir de bebek ağlaması duyduğunu söylemişti.
Anlattığına göre Russell bir noktada bu kamyondan kaçmayı başarmış, ancak yeniden yakalanmış ve bir eve götürülerek zorla çıplak fotoğrafları çekilmişti. Kendisini kaçıranların çıplak fotoğraflarını çekmesi nedeniyle kaygılı olduğunu belirtiyor ancak aralarında herhangi bir fiziksel ya da cinsel temas yaşandığını hatırlamadığını belirtiyordu. Bu evde bir gece kalan Russell ertesi gün yeniden bir otomobile bindirilmiş, bu esnada ikinci kez kaçmayı başarmış ve kendi mahallesine ulaşana kadar ormanın içinde koşmuştu.
Russell eve döndüğünde tişörtü yırtılmıştı ve dudağında küçük bir yara vardı. Sağ çorabının içine 107 dolar sıkıştırmış olan kadın polise başının ağrıdığını söylemişti. Yapılan muayenede genç kadının vücudunda alkol ya da uyuşturucu bulunamamıştı.
"OLAMAZ DEMİYORUM AMA ANLAŞILMAZ GELİYOR"
Bütün bunları kamuoyuyla paylaşan Derzis, Russell'ın hikâyesini teyit etmeyi başaramadıklarını da sözlerine ekledi. Kaçırılan bir çocukla ilgili bir ihbar ya da gece vakti vızır vızır işleyen otoyolun kenarında gezen bir çocukla ilgili bir bildirim yoktu.
Üstelik Russell'ın 911'le konuştuğu süreyi hesaplayan polisler, genç kadının çocuğu "6 futbol sahası uzunluğunda" bir mesafe boyunca takip ettiği sonucuna varmıştı. Derzis, "Olamaz demiyorum ama 3-4 yaşlarında çıplak ayaklı bir çocuğun bu mesafeyi yola çıkmadan ve ağlamadan yürümesi bana anlaşılmaz geliyor" ifadelerini kullandı.
GOOGLE ARAMALARI DİKKAT ÇEKİCİYDİ
Derzis ayrıca Russell'ın ortadan kaybolmadan önceki günler ve saatlerde internette "çok tuhaf" aramalar yaptığını da söyledi. Russell kaybolan çocuklar için verilen AMBER alarmlarının paralı olup olmadığını, bu alarmlarda bir yaş sınırı uygulanıp uygulanmadığını araştırmıştı.
Kimseye yakalanmadan yazar kasadan para almanın yollarını da araştıran Russell, Birmingham'daki otobüs garajının yerine bakmış, ortadan kaybolduğu gün Birmingham'dan Nashville'e giden otobüs seferlerinin saatlerini kontrol etmişti.
Russell'ın araştırdığı bir diğer şey de 2008 tarihli Taken filmiydi. Filmde Liam Neeson'ın canlandırdığı bir eski CIA ajanı babanın, kızını insan kaçakçılarının elinden kurtarma mücadelesi anlatılıyordu.
Derzis, "Carlee'nin telefonunda nasıl bir ruh hali içinde olduğunu yansıtan başka aramalar da vardı ancak kendisinin mahremiyetine saygı duyduğumuzdan bu aramaları şu an açıklamıyoruz" dedi.
Soruşturmanın sürdüğünü, Russell'la yeniden konuşmak istediklerini ancak bu talebe olumlu yanıt alamadıklarını belirten Derzis, "Cevapsız pek çok soru var ama bu cevapları ancak Carlee verebilir" diye konuştu.
ERKEK ARKADAŞI SAVUNMAYA GEÇTİ
Soruşturma devam ederken Russell Birmingham'da çalıştığı sağlık merkezindeki işini kaybetti. İş yerinin sahibi bunun sebebinin sosyal medyada merkezin paylaşımlarına yapılan olumsuz yorumlar olduğunu öne sürdü.
Aynı hafta sonu Russell'ın erkek arkadaşı Thomar Latrell Simmons, genç kadının internette zorbalığa uğradığını belirterek kamuoyuna "Carlee'yi rahat bırakın" çağrısı yaptı. Simmons, Russell eve döndükten kısa süre sonra da Instagram'dan bir paylaşım yaparak "kız arkadaşının 48 saattir yaşam savaşı verdiğini" belirtmiş ve "Şu an herkesten tek istediğim Carlee'nin durumuna saygı göstermeniz. 48 saattir canı için savaşıyordu ve bu yüzden fiziksel ve zihinsel istikrarı yakalayana kadar kendisini kaçıran kişi ve bu kişinin yeri hakkında daha fazla şey söyleyemeyecek" demişti.
Bir hafta sonra New York Post'a konuşan Simmons, "Carlee'nin ne yapmış gibi göründüğünü biliyorum. Sosyal medyada zorbalığa bir son verin. Carlee'nin akıl sağlığını düşünün. Bunu hak etmiyor. Hiç kimse siber zorbalığa uğramayı hak etmez" ifadelerini kullandı. (Simmons aradan geçen süreçte sosyal medya hesaplarından Russell'ın tüm fotoğraflarını kaldırdı.)
AVUKATI POLİSE BİR AÇIKLAMA GÖNDERDİ VE…
Russell'ın kaçırılmasıyla ilgili şüpheler günden güne artarken dananın kuyruğu 24 Temmuz günü koptu.
Hoover Emniyet Müdürü Derzis bir kez daha basının karşısına çıktı ve Russell'ın avukatı Emory Anthony'nin hazırladığı bir açıklamayı okudu.
Açıklamada Anthony, müvekkilinin daha önce dile getirdiği çok sayıdaki iddianın doğru olmadığını belirtiyordu. Buna kaçırılma iddiası da dahildi.
Derzis, Russell'la ikinci bir görüşme planladıklarını, Anthony'nin bu açıklamayı kendisine söz konusu görüşmenin öncesinde gönderdiğini belirtti.
Anthony açıklamada şu satırlara yer veriyordu: "13 Temmuz 2023 günü bir kaçırma olayı yaşanmamıştır. Müvekkilim yol kenarında bir bebek görmemiştir. Müvekkilim kayıp olduğu bildirilen günlerde Hoover bölgesinin dışına çıkmamıştır."
Anthony'nin açıklamasında Russell'ın eylemleri için kamuoyundan, kendisini aramaya yardım eden gönüllülerden, Hoover Emniyet Müdürlüğü'nden, diğer kurumlardan, arkadaşlarından ve ailesinden özür dilemek istediği de yer aldı. Anthony açıklamayı şu ifadelerle noktalıyordu: "Carlee'nin sorunlarıyla yüzleştiği ve hata yaptığını anlama yönünde çaba sarf ettiği bu noktada, dualarınızı istiyoruz."
Bu açıklamanın ardından Simmons'dan bir Instagram paylaşımı daha geldi. Bir hafta önce Russell'ı savunan Simmons, bu kez "eski kız arkadaşım" olarak bahsettiği genç kadınla ilgili şu satırları yazdı:
"Carlee'nin eylemleri acı, kafa karışıklığı ve güvensizlik yarattı. Hem ailesi hem de arkadaşları bu durumun iğrenç olduğunu düşünüyor. Ben de tıpkı sizin gibi kandırılmış hissediyorum."
Russell'ın sabıka fotoğrafında gülümsemesi tepkilere neden oldu.
Russell'ın sabıka fotoğrafında gülümsemesi tepkilere neden oldu.
"BİZ BUNU KURBANSIZ BİR SUÇ OLARAK GÖRMÜYORUZ"
28 Temmuz günü Hoover Emniyet Müdürlüğü'nden yapılan açıklamada, Russell'ın polise teslim olduğu, hakkında iki suçtan iddianame hazırlandığı duyurulduğu. Russell polise yalan ihbarda bulunmak ve yalan ifade vermekle suçlanıyor. Bu suçlamaların her ikisi de 1 yıla kadar hapis ve 6.000 dolar para cezası taşıyor. Russell, 2.000 dolar kefalet karşılığında serbest bırakıldı.
Birkaç gün önce 26 yaşına giren Russell'ın sabıka fotoğrafında gülümsemesi dikkat çekti.
Derzis ise Russell hakkındaki suçlamaların bu kadar hafif olmasına tepki göstererek, sahte kaçırılma iddialarının daha ağır cezalandırılması yönünde girişimlerde bulunacağını belirtti ve, "Carlee'nin o geceki kararları şehrimizin ve hatta ülkemizin vatandaşlarında panik ve alarma yol açtı" dedi.
Bir soru üzerine Derzis boşa harcanan kamu kaynaklarının tazmini için Russell ve ailesine dava açılması ihtimalini savcılıkla değerlendireceklerini de belirtti. Alabama Savcısı Steve Marshall da "Biz bunu kurbansız bir suç olarak görmüyoruz. Önemli miktarda zaman ve kaynak harcandı. Üstelik pek çok sivil sarı yeleklerini giyip öğle sıcağında, akşam saatlerinde kayıp olduğu zannedilen birini aramaya çıktı, yardımcı olmaya çalıştı" dedi.
Derzis, polisin, Russell'ın ortalıktan kaybolduğu 48 saat boyunca nerede olduğunu halen bilmediğini de belirterek, bir suç ortağı ihtimali olduğunun altını çizdi. Russell'ın avukatı Anthony daha önce yaptığı açıklamada, "Müvekkilim kayıp olduğu süre boyunca hiç kimseyle ya da herhangi bir otelde değildi" demişti.
BAŞKA KAÇIRILAN KADINLARA ZARAR VERMESİN
Diğer yandan aktivistler bu sıra dışı durumun kaçırılma olaylarıyla ilgili hassasiyeti zayıflatmaması yönünde çağrıda bulundu.
Bu alanda çalışmalar yürüten Siyahi ve Kayıp Vakfı'nın kurucusu Derrica Wilson, "Olay en başta güvenilir gibi görünüyordu. Güvenlik güçleri soruşturma sürecinde harika bir iş çıkardı. Ama maalesef sonuç böyle oldu" dedi.
Kaçırılma olaylarının viralleşmesinin ve polisin gerçeklerin iç yüzünü açığa çıkarma çabasının, bu tür olaylarda görmek istedikleri gelişmeler olduğunu da belirten Wilson, Russell örneğinin, kamuoyunu bir sonraki kaçırma olayında sessiz kalmaya yöneltmemesi gerektiğini söyledi.