Güncelleme Tarihi:
Monica Lewinsky, 1995 yılının haziran ayında Washington’a taşındığında hayatını değiştirecek bir karar aldığını asla bilemezdi. Henüz 21 yaşındaydı, üniversiteden yeni mezun olmuştu. Bir tanıdık vesilesiyle, dönemin ABD Başkanı Bill Clinton’ın özel kalemi Leon Panetta’nın ofisinde maaşsız bir staja başlıyordu.
Ancak sadece 3 yıl içinde bütün ABD’nin hatta bütün dünyanın tanıdığı insanlardan biri haline geldi. Çünkü staja başladıktan kısa bir süre sonra Başkan Clinton’la aralarında duygusal ve cinsel içerikli bir ilişki başladı.
Bu ilişki ve ardından yaşanan ve tarihi şekillendiren skandal, 20 küsur yıldan sonra bir kez daha gündemde. Peki ama neden? Hem bu soruyu hem de “Ne olmuştu yahu?” diye kafasını kaşıyanların akıllarındaki soruları tek tek yanıtladık. Haydi başlayalım…
1) SKANDAL NEDEN YİNE GÜNDEMDE?
1998 yılında yaşanan skandal bu kez bir televizyon dizisiyle gündeme oturdu. Dizi 2000’lerin en çok izlenen ve en çok konuşulan birçok yapımında imzası olan Ryan Murphy’nin imzasını taşıyor. American Crime Story antolojisinin yeni sezonu ‘Impeachment’ta Murphy, Clinton’ın azliyle sonuçlanan skandalı, olaydaki kadınların bakış açısından yansıtacak.
Hazırlık aşamaları 2019 yılında başlayan dizide Lewinsky’i Beanie Feldstein, Clinton’ı ise Clive Owen canlandırıyor. Sarah Paulson Linda Tripp, Annaleigh Ashford Paula Jones, Edie Falco ise Hillary Clinton olarak karşımıza çıkıyor.
Dizinin yapımcıları arasında Monica Lewinsky de yer alıyor. Dizi 7 Eylül tarihinde yayına başlayacak ancak Lewinsky’nin Hollywood Reporter’a, dizinin oyuncularının da başta New York Times olmak üzere çeşitli basın kuruluşlarına verdiği röportajlar şimdiden gündem oldu bile...
2) KİM KİMDİR?
Bill Clinton: ABD’nin 42’nci Başkanı. Demokrat Partili Clinton 1993 yılında başkanlık koltuğuna oturdu ve 2001’e kadar yani iki dönem bu görevde devam etti. Daha önce iki dönem Arkansas Valiliği de yapmış olan Clinton’ın eşi Hillary Clinton da ünlü bir siyasetçi. Hillary Clinton daha önce dışişleri bakanlığı yaptı. Son seçimlerde Demokrat Parti’nin başkan adaylarından biriydi.
Bill Clinton, 90’ların başında bir kadını taciz ettiği iddiasıyla açılan davada verdiği yeminli ifadede Lewinsky’le asla ilişkisi olmadığını söyledi. Bunun yalan olduğu birkaç ay sonra açığa çıktı ve ABD yasalarında büyük bir suç olan yalan ifade verdiği anlaşılan Başkan, patlayan skandalın ardından 1998’de ABD Temsilciler Meclisi’nde azledildi. Ancak başkanlık görevini sürdürdü.
Monica Lewinsky: Beyaz Saray’ın eski stajyeri ve çalışanı. 1995’te Beyaz Saray’da Başkan’ın Özel Kalemi’nin ofisinde staja başladı. Daha sonra Halkla İlişkiler Ofisi’ne geçti. 1996 yılında buradan Pentagon’a transfer oldu. Bu görev değişikliğinin Clinton’la yakınlığından kaynaklandığı sonradan öğrenildi. Onun da Clinton’ın taciz davasında yalan ifade verdiği ortaya çıktı.
Linda Tripp: Hem Bush hem de Clinton dönemlerinde görev yapmış bir Pentagon Halkla İlişkiler Ofisi çalışanı, Lewinsky’nin yakın arkadaşı. Aralarındaki 24 yaş farka rağmen Lewinsky Clinton’la ilişkisinin tüm detaylarını Tripp’le paylaşıyor ondan birçok konuda tavsiyeler alıyordu. Ancak Tripp’in bütün telefon konuşmalarını kaydettiğini ve Clinton’a karşı kanıt topladığını bilmiyordu. Lewinsky’nin Clinton hakkında yalan ifade verdiğini açığa çıkaran da üzerinde sperm izleri olduğu söylenen giysiyi yıkamaması için Lewinsky’e akıl veren de Tripp’ti. Lewinsky büyük jüri önünde ifadesinde “Başka bir şey demek ister misin?” sorusuna, “Linda Tripp’ten nefret ediyorum” diye yanıt verdi.
Kenneth Starr: Arkansas’ta bulunan batık bir emlak girişimi olan Whitewater’ı soruşturan özel yetkili savcı. Clinton’lar da 70’lerin sonunda Whitewater’a para yatırmışlardı ve ilgili soruşturmada önce tanık sonra zanlı olarak adları geçti. Cumhuriyetçi Partili Starr’ın yetkisi daha sonra Clinton-Lewinsky olayını da soruşturacak şekilde genişletildi.
Paula Jones: Mayıs 1991’de kendisini Arkansas’ta bir otel odasında taciz ettiği iddiasıyla 1994’te Clinton’a dava açan kadın. Jones’un avukatlarının aldığı yeminli ifadeler, Lewinsky skandalının da temelini oluşturdu. Clinton’ın ifadesinde yalan söylediğinin açığa çıkması azledilmesine kadar varan sürecin fitilini ateşledi. Adı açıklanmayan bir kaynak Jones’u savunan muhafazakâr avukatlara Lewinsky’i de sorgulamalarını fısıldamıştı.
3) SKANDALI DOĞURAN SÜREÇTE NELER YAŞANDI?
12 Ocak’ta Whitewater’ı soruşturan bağımsız savcı Starr’ın eline Lewinsky’nin ifadesiyle çelişen 20 saatlik bir ses kaydı ulaştı. Kaydı gönderen kişi Tripp’ti. Tripp, Lewinsky’le dostluğu sayesinde ikilinin arasında yaşananların tüm detaylarına hakimdi.
Bir sonraki gün Tripp ve Lewinsky bir otelde buluştu. Tripp’in üzerinde Starr’ın emri doğrultusunda FBI’ın yerleştirdiği bir dinleme cihazı vardı. Bundan habersiz olan Lewinsky, Tripp’le uzun uzun Clinton hakkında konuştu.
16 Ocak günü bir temyiz mahkemesi Starr’a Clinton-Lewinsky iddialarını da soruşturma yetkisi verdi ve kadının yeminli ifadesinde yalan söyleyip söylemediğinin araştırılmasını istedi. Diğer yandan Tripp, Jones’un avukatlarına Lewinsky’nin Başkan’la ilişki yaşadığını doğruladı.
17 Ocak günü Drudge Report’un haberi yayımlandı. Haberde Newsweek muhabiri Michael Isikoff’un Başkan ile bir Beyaz Saray çalışanı arasındaki bir ilişkinin haberini yaptığı ancak derginin haberi yayımlamadığı öne sürülüyordu. Aynı gün Clinton, Jones davasında verdiği ifadede ilişkiyi yalanlarken, ABD tarihinde görevi başındayken müdafi olduğu bir davada ifade veren ilk başkan oldu.
21 Ocak’ta Drudge Report bir haber daha yayımladı. Haberde Lewinsky’nin üzerinde Clinton’ın kurumuş menisinin bulunduğu bir giysiyi sakladığı iddia ediliyordu. Washington Post’un haberiyle konu ana akım medyaya taşındı. Haber günlerce basında konuşulduktan sonra 26 Ocak günü Başkan Clinton yanında eşi Hillary’le kameraların karşısına geçerek soruları yanıtladı. Clinton basın toplantısını şu çok meşhur cümlelerle tamamladı:
“Dün gece de epey geç saatlere kadar konuşmam üzerinde çalıştım. Ama Amerikan halkına bir şey söylemek isterim. Beni dinlemenizi istiyorum. Bunu bir daha söyleyeceğim: O kadınla, Bayan Lewinsky ile cinsel ilişkiler kurmadım. Hiç kimseden hiçbir zaman yalan söylemesini istemedim, asla. Bu suçlamalar yalandır. Ve benim Amerikan halkı için çalışmaya dönmem gerek. Teşekkürler.”
Ertesi gün de Hillary Clinton televizyona çıkarak suçlamaları “eşim adaylığını açıkladığından beri kurulmakta olan dev bir sağcı komplo” olarak nitelendirdi. Ancak aynı gün Lewinsky’le 5 yıl ilişki yaşamış olan Andy Bleiler, halkın önüne çıkıp Lewinsky’nin Başkan'la beraber olduğunu söylediğini iddia etti.
Şubat ayında Clinton basın toplantısı düzenleyip istifa etmeyeceğini söylerken Lewinsky’nin annesi Marcia Lewis üç gün boyunca sorgulandı. Emekli Gizli Servis Ajanı Lewis C. Fox, Başkan ve Lewinsky’i birlikte gördüğünü söyleyen ilk kişi oldu.
Mart ayında Kathleen Willey isimli bir kadın Clinton’ın 1993 yılında Oval Ofis’te kendisini taciz ettiğini iddia etti. Sonraki iki haftada iki kadın daha benzer iddialarla Başkan’ı suçladı.
Nisan başında her şeyi başlatan Paula Jones davası kanıt yetersizliğinden düşürüldü ama Jones temyize gitti. Mayıs’ta yargıç, Gizli Servis ajanlarının Lewinsky davasında ifade vermesi gerektiğine karar verdi. Temmuz ortasında Baş Ajan Larry Cockell ve Clinton’ın kişisel asistanı Betty Currie’ye mahkeme celbi gitti. Clinton’a da celp gönderildi. Diğer yandan Starr denetimindeki savcılarla Lewinsky arasında bir dokunulmazlık anlaşması yapıldı.
4) AZİL SÜRECİNDE NELER YAŞANDI?
Ağustosta büyük jüri önünde duruşmalar başladı. Clinton 17 Ağustos’ta 4 saat ifade verip Lewinsky ile “uygunsuz samimi temas” kurduğunu kabul etti. Aynı akşam televizyona çıkarak da “uygunsuz” ve “yanlış” diye nitelendirdiği ilişkiyi kabul edip, “Ciddi bir akıl tutulması yaşandı ve bu kişisel başarısızlıktan sadece ve tamamen ben sorumluyum” diye konuştu.
Starr’ın hazırladığı 445 sayfalık meşhur raporun iki kopyası ve destekleyici kanıtlar 36 kutu halinde Kongre’ye gönderildi. 52 milyon dolara mal olan 4 yıllık soruşturma raporunda Starr, Whitewater’dan sadece birkaç kez bahsediyor ancak Clinton’a 11 farklı azille sonuçlanacak suç isnat ediliyordu. Rapor iki gün sonra kamuoyuna sunuldu. İki gün sonra da Clinton’ın ifadesinin videosu ve Lewinsky ile Tripp’in ifadelerinin transkriptleri yayınlandı.
Üç gün sonra daha da ilginç bir şey oldu CNN, USA Today ve Gallup iş birliğinde gerçekleştirilen bir ankette Başkan’ın onay reytinglerinin yükselmekte olduğu anlaşıldı. Amerikalıların yüzde 64’ü Clinton’ın iyi iş çıkardığını düşünüyordu. Diğer yandan yüzde 31’lik kesim azledilmesi gerektiğine inanıyor yüzde 36 ise ‘istifa’ diyordu.
Ekim başında Lewinsky ve Tripp arasındaki telefon görüşmesi kayıtlarının transkriptleri de yayınlandı.
Ardından Temsilciler Meclisi Yargı Komitesi’nde azil soruşturması yapılıp yapılmamasıyla ilgili oylamalar gündeme geldi. Oylamadan ‘evet’ kararı çıkarken Demokratların üçte biri de Başkan’ın soruşturulması yönünde oy kullandı.
Kasım başında yapılan ara seçimlerde Demokratlar beklenmedik başarı elde ederek Temsilciler Meclisi’nde 5 sandalyenin daha sahibi oldu. Seçimler sırasında yapılan ankette seçmenin çoğunluğunun Başkan’la ilgili bir azil soruşturması ya da istifa istemediğini gösterdi.
Yine de Komite Clinton’a 81 soru göndererek yazılı ifadesini istedi. Sorular arasında Lewinsky’e ne gibi hediyeler gönderdiği vb. detaylar yer alıyordu.
Bu esnada Clinton her şeyi başlatan Paula Jones davasını mahkemeye gitmeden sonlandırdı. Kadına 850 bin dolar tazminat ödendi, Clinton suçlamaların hiçbirini kabul etmedi ve dava kapandı.
Aralık başında Yargı Komitesi’nin oylamasından azil kararı çıktı. Clinton ikisi sözlü biri yazılı üç ayrı ifadede yalan söylemek ve adaletin tecellisini engellemekle suçlanıyordu.
19 Aralık’ta Temsilciler Meclisi oylamasından Clinton’ın dört suçlamadan ikisi üzerinden azledilmesi sonucu çıkarken Başkan “son döneminin son saatine kadar” görevde kalma yemini etti. Gallup anketinde de Başkan’ın performansını beğenenlerin oranı hiç olmadığı kadar yüksek çıktı.
5) BAŞKAN TEMSİLCİLER MECLİSİ’NDE AZLEDİLDİKTEN SONRA NE OLDU?
Ocak 1999’da Başkan’ın Senato’da yargılanması başladı. O arada Başkan Devletin Durumu konuşmasını yaptı ama ne soruşturmadan ne de azilden bahsetti.
Diğer yandan Senato, 27 Ocak’taki oylamada azil iddianamesinin reddini reddetti. Kapanış konuşmalarının ardından 100 yüksek mahkeme yargıcının kapalı kapılar ardındaki karar süreci başladı. Suçlamaların birinde oy oranları 55-45 diğerinde 50-50 oldu ve Clinton iki suçlamadan da aklandı.
Clinton, 2001 yılının sonunda görev süresi tamamlanana kadar ABD Başkanı olarak kaldı. Bir sonraki dönem aday olan yardımcısı Al Gore’un seçim sürecinde pek orada görünmedi. George W. Bush’a karşı girdiği seçimi çok az farkla kaybeden Gore daha sonra yaptığı açıklamada “Monica senesi”nden sonra yarış boyunca Clinton’ı öne çıkarmak istemediğini açıkça ifade etti.
Lewinsky’nin Clinton’ı Filistin meselesinden uzaklaştırmak için görevlendirilmiş bir İsrail ajanı olduğu da iddia edildi. Bu iddialar, El Kaide’nin Hollanda’daki hücresinin lideri Muhammed Atta’nın güçlenmesine yol açtı. Muhammed Atta 11 Eylül’de Dünya Ticaret Merkezi’ne çarpan uçaklardan birini kaçıran ve uçuran Mısırlı El Kaide üyesiydi.
6) SKANDAL HOLLYWOOD’UN GÜNDEMİNE İLK KEZ Mİ GELİYOR?
Tabii ki hayır... Beyaz Saray’da olup bitenler oldukça yakından takip eden ABD televizyon ve sinema endüstrisi, gerek kurgusal gerek belgesel çok sayıda yapımda Clinton-Lewinsky skandalına yer verdi. Bu yapımlar arasında en günceli 2018 tarihli “The Clinton Affair” oldu. Lewinsky bu belgeselde de görüş veren kişilerden biri olarak yer aldı.
Ancak ilginç bir biçimde, skandalın patlak vermesinden bir ay önce vizyona giren “Wag the Dog” filmi, skandalın sembolü haline geldi. Filmde kurgusal bir ABD Başkanı bir seks skandalını gündemden düşürmek için Arnavutluk’a savaş açıyordu.
Clinton yönetiminin Ağustos 1998’de El Kaide’nin Afganistan’da bulunan bir üssünü ve Sudan’da bulunan El Şifa ilaç fabrikasını bombalaması doğrudan filmle ilişkilendirildi.
Clinton ayrıca Aralık ayında da Saddam Hüseyin’in BM silah müfettişlerinin Bağdat’a girmesine izin vermemesi üzerine Irak’a hava saldırıları başlattı. Bu operasyon nedeniyle Temsilciler Meclisi’ndeki azil oylamasının ertelenmesi bir kez daha “Wag the Dog” filmini ön plana taşıdı.
7) PEKİ BU DİZİDE FARKLI OLAN NE VAR?
Impeachment, skandalı Monica Lewinsky’nin ve olayın içindeki diğer kadınların bakış açılarından anlatıyor.
Lewinsky skandalın yaşandığı sırada ve sonrasında medyada Clinton’ın saplantılı bir takipçisi gibi gösterildi. Ancak Starr’la imzalamış olduğu dokunulmazlık anlaşması gereği kendini savunacak açıklamalar yapamadı. Ancak 1999’da yayımlanan Monica’s Story isimli kitapla bunu yapma fırsatını elde etti.
Impeachment, Lewinsky’nin medyada çizilen portredeki kadın olmadığı noktasından hareket ediyor. Lewinsky’nin dizide yapımcı ve danışman konumunda olması da bu imajı düzeltmek açısından önemli.
8) YAPIMCILAR VE OYUNCULAR NE DEDİ?
Dizinin yapımcılarından ve yazarlarından Sarah Burgess, yaratım süreciyle ilgili açıklamasında, “Monica’nın yaşadıkları hiçbir şeyle kıyaslanamaz. Ben hep onunla çalışmamızın ve her sayfa hakkında onunla konuşmamızın çok önemli olduğunu düşündüm ve bunu açıkça dile getirdim. Bence 1998 yılında kültürümüz, gerçeğiyle hiç alakası olmayan ikinci bir Monica Lewinsky yarattı” diye konuştu.
Burgess, “Benim için ve Monica için, gerçek bir insanın Washington’a adım atmasının, bu tecrübeleri yaşamasının, üzerindeki baskıların, içinde bulunduğu bu sürreel ilişkinin anlaşılması çok önemli. Hala arşivleri tararken kültürümüzün olaylara nasıl yanıt verdiği gördükçe şoke oluyorum. Bütün bunlar benim için öne çıkarılması gereken noktalardı ve Monica için de aynısının geçerli olduğunu düşünüyorum” dedi
Dizide Lewinsky’i canlandıran Beanie Feldstein de “Ağzımdan çıkan her kelimenin Monica tarafından onaylandığını, önce ona danışıldığını biliyordum. İşin bana geldiği noktada her şeyin Monica’nın kendisini rahat edeceği gibi şekillendiğini, onun gerçeğinin anlatıldığını ve onun temsil edildiğini biliyordum” diye konuştu.
9) HİKAYENİN TARAFLARI DİZİ HAKKINDA NE DEDİ?
Dizi günlerdir gündemde ancak Clinton’lardan henüz herhangi bir açıklama gelmedi.
Lewinsky ise Hollywood Reporter’a çok konuşulan bir röportaj verdi. Dizinin hafta hafta yayınlanacak olmasının kendisini kaygılandırdığını belirten Lewinsky, “Bu anlamda hikayenin gidişatını anlamak benim için zor oldu. Senaryoya ve oyunculara çok fazla güven duymak zorundaydım. Korktuğum ya da şüphelendiğim zamanlar da oldu ama ekrana yansıyanı görünce anladım. Yine de bir kez daha yanlış anlaşılmaktan korkuyorum” dedi.
Yapım sürecinden önce Burgess’la gittikleri yemekte detayları konuştuklarını da anlatan Lewinsky, “Yemeğin bir noktasında herhangi bir seks sahnesi göstermek istemediklerini söyledi. O zaman ‘Doğru insanlarlayım’ diye düşündüm” derken, senaryonun her taslağını okumanın kendisi için inanılmaz olduğunu belirtti.
Feldstein tarafından canlandırılacak olduğu için şanslı hissettiğini de belirten Lewinsky, “Bazen gerçek bir anıya ışınlandığım zamanlar oldu. İzlerken ‘Aman Allah’ım, o kadınla konuşma. O adama gülümseme. Giyme o bereyi, giyme!’ diye düşünmeden edemiyordum” ifadelerini kullandı.
The Clinton Affair’den sonra bir süre sessizliğini koruyan ve bu süreci bir iyileşme dönemi olarak geçirdiğini belirten Lewinsky, Impeachment’ın çekimleri sırasında da profesyonel yardım aldığını açıkladı. Lewinsky, şunları söyledi:
“Bu süreçte benim için çok ama çok zor dönemler oldu. Bana yardım eden bir terapist var. Her zaman görüştüğüm travma psikiyatristi değil. Ama hem arkadaşım olan hem de bana yardım eden başka bir insan. Ona ödeme yapıyordum. Karşılığında ben dizi notlarım üzerinde çalışırken o da Zoom aracılığıyla benim yanımda oluyordu. Çünkü bunlar zor şeyler, gerçekten çok zor.”
Dizinin yapım sürecine neden katkı sağladığını da anlatan Lewinsky, “Bunun için çok sayıda bencilce sebebim var. Ama en büyük hedefim bir daha asla başka bir gencin de aynı şeyleri yaşamaması” diye konuştu.
Lewinsky bu nedenle senarist Burgess’ın “yeniden travmaya yol açabilir” diye düşünerek senaryodan çıkardığı bir olayı da kendisinin diziye yeniden eklettiğini belirtti. Bu olay Lewinsky’nin iç çamaşırının bir kısmını Başkan Clinton’a göstermesiydi.
Lewinsky Hollywood Reporter’a şunları söyledi:
“Gerçekten bencil olup ‘Bunu göstermemiz gerekmediğini düşünmeniz gerçekten harika, muhteşem’ diyebilirdim. Ama insanların bu hikayeyi nasıl gördüklerini anlama konusunda oldukça tecrübeliyim. Dolayısıyla iki şey hissettim: Birincisi, sırf yapımcı olduğum için bana kıyak yapılmamalı. İkincisi de bu sahneyi çıkarmak ekibe ve projeye haksızlık olacaktı çünkü herkesi hassas bir konumda bırakacaktı.”