Hepimiz Şilili'yiz

Güncelleme Tarihi:

Hepimiz Şililiyiz
Oluşturulma Tarihi: Aralık 31, 2010 10:41

Bir ülke düşünün. Dünya tarihinin en büyük depremlerinden birini yaşıyor. Yetmiyor. Buna bir de 81 kişinin korkunç şekilde can verdiği bir yangın faciası ekleniyor. Ama o yıl sonunda dönüp geriye baktığınızda aklınıza ilk olarak başka bir olay geliyor. İlk 17 gün haber dahi alınamayan 33 maden işçisinin, 69 gün sonra yerin 700 metre altından sağ salim çıkarılmasıyla sonuçlanan bir mucize.

Haberin Devamı

"Chi! Chi! Chi! Le! Le! Le! Viva Chile!" (Şi! Şi! Şi! Li! Li! Li! Yaşasın Şili!) 13 Ekim sabahı iş arkadaşlarım birer birer ofisten içeri girmeye başladığında, dilimde bu slogan vardı. Bu slogan Şili'nin Atacama çölündeki San Jose bakır-altın madeninde kurtarılan işçileri karşılayan coşkulu kalabalığın ağzından dilime dolanmıştı.

Ofise giren arkadaşlarımın neredeyse tamamı bana aynı soruyu soruyordu: "Ne oldu kurtarıldı mı Şilili madenciler?"

Gerçekleşen mucizeden hali hazırda haberdar olanlar ise "Hadi gözün aydın" diye takılıyorlardı. Zira o gece Şili'de yaşananları ofiste sabahlayarak takip etmiş ve anında hurriyet.com.tr okurlarına aktarmaya çalışmıştım.

Haftalarca süren hazırlık ve o gece yaşanan birkaç saatlik gecikmenin ardından TSİ 06.10'da ilk madenci "Zümrüdüanka Kuşu" adı verilen 4 metre uzunluğundaki kapsülle yukarı çekildi.

Haberin Devamı

DUYGUSAL ANLAR

31 yaşındaki madenci Florencio Avalos'u eşi Monica ve 7 yaşındaki oğlu Bairo ile birlikte Şili Devlet Başkanı Sebastian Pinera karşılarken, sevinç çığlıkları ve gözyaşları havada uçuştu.

İtiraf etmeliyim ki, babasını görünce hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlayan Bairo karşısında ben de gözyaşlarımı tutmakta zorlandım. Şanslıydım ki mesai saatlerinde yaklaşık 30 kişinin olduğu ofiste tek başınaydım.

Neredeyse tüm dünya televizyonlarından canlı yayınladığı ve 1,500 gazetecinin yerinde takip ettiği kurtarma operasyonu yaklaşık 24 saat sürdü. Teker teker omuz genişliğindeki kapsülle yukarı çıkarılan madenciler en uzun süre yer altında hayatta kalma rekorunu da kırdı.

5 Ağustos’tan bu yana oturma odası büyüklüğünde bir sığınakta mahsur kalan 33 işçinin, 22 Ağustos’ta öldükleri sanılırken, madene inen bir matkap ucuna “Yaşıyoruz ve kurtarılmayı bekliyoruz” notu iliştirince yaşadıkları anlaşılmıştı. Madencilere o tarihten bu yana açılan 6 ayrı 15 cm’lik delikten yiyecek, içecek ve oksijen gönderilmişti. Madenciler yerin altında geçirdikleri 2 aydan fazla süre boyunca çıkış kapsülüne sığabilmek için diyet ve egzersiz yapmıştı.

Dünya tarihine geçen bu mucizevi kurtuluş hikayesinin ardından, San Jose madeni, sahibi tarafından ekonomik nedenlerle satışa çıkarıldı. Zaten 33 Şilili madenci de bir daha madene inmeye niyetleri olmadığını açıkladı. Çok sayıda film ve kitap teklifi alan madenciler, söz konusu ürünlerdeki entelektüel haklarını ve imajlarını korumak için bir anonim şirket kurdu bile.

Haberin Devamı

1 MUCİZE 2 FELAKET

Yazımın girişinde de belirttiğim gibi, "San Jose mucizesi" başta Şili halkı olmak üzere tüm dünyaya iki acı olayı da unutturdu.

Şili, 27 Şubat'ta tarihinin en büyük ikinci depremini yaşadı. Dünya tarihinin en büyük 10 depreminden biri olarak da gösterilen 8.8'lik sarsıntıda 700'den fazla insan hayatını kaybetti, yüz binlerce insan evsiz kaldı.

Dünyanın bir numaralı bakır üreticisi Şili'nin altyapısına da büyük darbe indiren depremin ülke ekonomisine maliyeti 30 milyar dolar civarında oldu.

DÜNYANIN DÖNÜŞ SÜRESİNİ BİLE ETKİLEDİ

Uzmanlara göre, Şili depremi, günleri bile kısalttı. NASA uzmanları, 8.8'lik depremin Dünya'nın ekseninde 7.6 santimetre bir kaymaya neden olarak kendi etrafında dönüş süresini kısalttığını tahmin ettiklerini açıkladı.

Haberin Devamı

Ama bu denli büyük bir depremle sarsılmasına rağmen göreceli olarak az can kaybı veren Şili, bu konuda tüm dünyaya da bir ders verdi. Uzmanlara göre, Şili böyle bir olaya yıllardır hazırlandığı ve gerekli tüm önlemleri aldığı için, 12 Ocak'taki Haiti depreminden tam 1,000 kat daha güçlü bir depremle vurulmasına rağmen, felaketin boyutları beklendiği kadar yıkıcı olmadı.

Latin Amerika ülkesi Şili'nin bu yıl içinde yaşadığı bir başka felaket ise 8 Aralık'taki yangın faciasıydı. Başkent Santiago’daki San Miguel Cezaevi’nde çıkan yangında 81 mahkûm yanarak can verdi.

Ülke tarihinin en büyük 3'üncü yangın felaketi olarak kayda geçen olayın, aynı zamanda Şili cezaevlerinde yaşanan en kötü kaza olduğu belirtildi.

Haberin Devamı

Netice itibarıyla, Şili, büyük acı ve sevinçleri art arda yaşadığı 2010 senesinin sonunda yılın ülkesi olarak nitelendirilmeyi fazlasıyla hak etti. Kim bilir belki de 2010 da Şili tarihinin en sıra dışı yılı olarak hatırlanacak.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!