Hedef orta sınıf

Güncelleme Tarihi:

Hedef orta sınıf
Oluşturulma Tarihi: Şubat 25, 2017 10:47

ALMANYA’da 24 Eylül’de yapılacak genel seçim öncesi köklü partiler gözlerini orta sınıfa dikti.

Haberin Devamı

Hedef orta sınıf

Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) başbakan adayı Martin Schulz, daha önceki yıllarda hem sola hem sağa kaçan seçmenleri tekrar kazanmak için sosyal adalet sloganını yeniden gündeme taşıdı.
Aslında sosyal adalet SPD için hiç de yeni değildir.
SPD, her dönemde sosyal adalet ilkesini ön planda tutmuştur.
SPD, her dönemde işçi sınıfının yanında olmuştur.
Ancak sadece işçi sınıfının desteğiyle iktidara gelmenin kolay olmayacağını gördükleri için Alman Sosyal Demokratlar, özellikle 1960’lı yıllarda orta sınıfın da ihmal edilmemesi gerektiğini anlamıştır.
Nitekim 1969 yılında yapılan genel seçim öncesi dönemin SPD’li başbakan adayı Willy Brandt, iktidarın orta sınıfısız olmayacağını görünmüştür.
Brandt, “Almanya’da kim çoğunluğu elde etmek ve iktidara gelmek istiyorsa ortayı (orta sınıfı) kazanmak zorundadır” ilkesinden hareket etmiş ve SPD 1969 yılındaki genel seçimlerden ikinci güçlü parti olarak çıktığı halde Hür Demokrat Parti (FDP) ile ortaklık ederek iktidara gelmiştir.
Ancak 1982-1998 yılları arasında SPD bir daha federal düzeyde iktidar yüzü görmemiştir.
Bu eksikliği fark eden ve 1998 yılında yapılan genel seçimlere SPD’nin başbakan adayı olarak katılan Gerhard Schröder, “Yeni Orta” sloganıyla yollara düşmüştür.

Kimlerdi Yeni Orta?

Haberin Devamı

***
Kalifiye elemanlar, ustalar, sözleşmeli memurlar ve aileleri, orta gelirliler, öğretmenler, polisler, sendika yöneticileri, kasaplar, genç işverenler...
Yani orta sınıf.
İşte Martin Schulz, dar gelirlilerin ve orta sınıfın desteğiyle SPD’yi yeniden iktidara taşımayı hedefliyor.
Tabii bazı tabuları yıkmayı göze de alarak.
Örneğin Almanya’nın 1998-2005 yılları arasında başbakanlığını yapan SPD’li Gerhard Schröder’in Yeşiller’le birlikte hayata geçirdiği Agenda 2010 (Gündem 2010) reformunu delerek.
Martin Schulz, her ne kadar Gündem 2010 reformunda partisinin imzası olsa da, özellikle yaşlı işçilere işsiz kalmaları halinde daha uzun süre işsizlik parası ödenmesini istiyor.
Çalışanların işten çıkarılmalarının zorlaştırılmasını istiyor.
Süreli iş sözleşmelerinin sayısının azaltılmasını istiyor.
Çok yüksek kazançlılardan daha fazla vergi alınmasını istiyor.
Bu talepler hiç şüphesiz özellikle dar gelirliler ve orta sınıf için kulağa daha hoş gelen şeylerdir.
Ama şu gerçek de unutulmamalıdır.

Haberin Devamı

***
Schröder döneminde hayata geçirilen Gündem 2010 sayesinde Almanya, daha sonraki yıllarda dünya genelinde yaşanan ekonomik ve mali krizi yara almadan atlatmıştır.
2005 yılında Almanya’da işsiz sayısı 5 milyon sınırını aştığı halde bu sayı günümüzde 2 milyon 700 bine düşmüştür.
Yani işsizlik oranı yüzde 9’dan yüzde 6’ya düşmüştür.
Bu rakam son 25 yılın en düşük rakamıdır.
Almanya’da çalışanların sayısı 43 milyon 600 bine ulaşmıştır.
Bu rakam 2005 yılındakinden 3 milyon daha fazladır.
Birçok Avrupa Birliği (AB) ülkesinde gençler arasındaki işsizlik oranı yüzde 40’ı bile geçerken, Almanya’da 15-25 yaş grubundaki işsizlik oranı yüzde 5.4 civarındadır.
İşte bunların hepsi Schröder’in Agenda 2010 reformu sayesinde gerçekleşmiştir.
Özellikle dar ve orta gelirli kesimler ile işçi sınıfı bu reforma tepki gösterdiği için Başbakan Schröder, 2005 yılındaki genel seçimlerde koltuğunu kaybedip Hıristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) Genel Başkanı Angela Merkel’e devretmek zorunda kalmıştır.
Yani bir yerde Schröder, Gündem 2010 reformu yüzünden koltuğundan olmuştur.
Ama bu reform Başbakan Angela Merkel’e yaramıştır.
Yani bu reformun meyvesini Başbakan Angela Merkel yemiştir.
Bakalım reformu delmek Schulz’a yarayacak mıdır?

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!