Güncelleme Tarihi:
Havana Sendromu ilk olarak 2016 yılında Küba'da iki düzine CIA görevlisinin kafataslarında uğultu ve yoğun baskı, mide bulantısı ve baş dönmesi şikayetleri yaşamasıyla ile ortaya çıkmıştı.
Etkilenen diplomatlar üzerinde yapılan bir araştırma, bir tür beyin hasarı yaşadıklarını, ancak nedenini belirleyemediklerini buldu. Sendromun nedeni konusunda uzman bir fikir birliği olmamasına rağmen, çalışmanın ortak yazarlarından biri mikrodalga silahları "ana şüpheli" olarak değerlendirdi.
Konu hala gündemdeki yerini korurken ABD'li istihbarat yetkililerinin yeni raporuna göre gizemli hastalığın kaynağında ultrason ve darbeli enerji cihazları olma ihtimali çok büyük.
Raporda incelenen vakalar sorunun sağlık ya da çevresel kaynaklı olmadığını ya da bunun psikosomatik (psikolojik kökenli fizyolojik rahatsızlık) bir durum olmadığı ortaya koydu. Rapora göre hastalıktan etkilenen kişilerde görülen semptomların suçlusu az enerjiyle çalışabilen ve gizlenebilen cihazlardan kaynaklı ve bu cihazların yaydığı dalalar duvarları bile aşarak yüzlerce metre öteden etkili olabiliyor.
Ulusal İstihbarat Direktörü Avril Haines ve CIA Direktörü William Burns, kendilerinin başkanlığında yürütülen araştırmaların bir suçlu bulmak için değil hastalığın kökenin bulmak amacı taşıdığını söylemişti. Haines ve Burns yaptıkları açıklamada "Ne kadar uzun sürerse sürsün bu konuyu araştırmayı bırakmayacağız" dediler.
Bazı bölümleri basından gizlenen son rapora göre uzmanlardan oluşan panel sendromun işaretlerinin ve semptomlarının çok çeşitli olduğunu ve her birinin farklı sebeplerden ortaya çıkmış olabileceği düşünülüyor. Ancak tüm bu alt kümelerin kolaylıkla çevresel ya da tıbbi sebeplerle açıklanamadığının da altı çiziliyor.
CIA tarafından geçtiğimiz aylarda yapılan açıklamaya göre baş ağrıları ve mide bulantısı çekerek hastalanan ABD'li diplomatların yabancı bir güç tarafından hedef alınmadığı sonucuna varılmıştı. Sendromun nedeni konusunda uzman bir fikir birliği olmamasına rağmen, o dönemde de yapılan çalışmaların vardığı ortak sonuç mikrodalga silahları 'ana şüpheli' olarak değerlendirmişti.
Bugüne kadar Havana sendromuna yakalananlar arasındaki ortak belirtiler kulak ağrısı, şiddetli baş ağrısı, yüksek düzeyli sesler duyma, baş dönmesi, görme ve hafıza sorunları gibi şikâyetler. Bugüne kadar Vietnam, Avusturya, İngiltere, Küba ve Çin'in yanı sıra Washington DC bölgesinde onlarca kişi semptom yaşadıklarını bildirdiler.
Soruşturma altında olan yüzlerce vaka bulunurken bunların yarısı casuslar, diplomatlar, askerler ve diğer ABD yetkilileriyle ilgili.
Rahatsızlık yaşayan ABD'li yetkililerin bir bölümü Avusturya'nın başkenti Viyana'da görev yapıyor. Viyana, uzun yıllardır Avrupa'nın diplomatik faaliyet merkezi olarak biliniyor. Aynı zamanda Soğuk Savaş yıllarından bu yana casusluk ve istihbarat ajanlarının görev merkezi olarak da tanınıyor.
Konuyu gizemli kılan ise belirtilen semptomların ardında tıbbi bir durumun bulunmaması ve özellikle de herhangi bir nörolojik anormallikle açıklanamaması. Eldeki veriler Havana Sendromu’na, yönlendirilmiş radyo frekanslarının (mikrodalga enerjisi) sebep olduğu teorisini güçlendiriyor.
ABD Deniz Kuvvetleri tarafından 20 yıl önce geliştirilmeye çalışılan Medusa adlı potansiyel bir silah da bu etkilere sebep olduğu ve bunun insanlar üzerindeki etkisinin deneylerle kanıtlanması etik olarak kabul edilemeyecek olması nedeniyle iptal edilmişti.
Üstelik son raporda konunun bu boyutuyla ilgili kısımlar da üzeri kapatılarak basından gizlendi.
ABD, Havana Sendromu'yla ilgili olarak olayın ilk ortaya çıkış yeri Küba olduğu için uzun süreler boyunca bu ülkeyi suçlayan açıklamalar yapmış, sonrasında bu iddiaların temelsiz olduğunu kabul etmek zorunda kalmıştı.