Güncelleme Tarihi:
Malezya'nın başkenti Kuala Lumpur'dan Çin'in başkenti Pekin'de gitmek üzere havalanan Malezya Havayolları'na ait 370 sefer sayılı uçağın, kalkıştan iki saat sonra radarla bağlantısı kesildi.
Uçakla iletişimin kesilmesinin üzerinden 60 saatten fazla bir süre geçti ancak ne enkaza dair bir bilgi var ne de başka bir ipucu.
Yetkililerden yapılan son açıklamada, Güney Çin Denizi üzerinde saptanan büyük yağ tabakalarının kaybolan Malezya uçağına ait olmadığı belirtildi. Hâlâ 'kayıp' statüsünde olan uçak, böyle giderse sivil havacılık tarihinin gizemleri arasına girebilir. Uçağın içindeki 239 kişinin yakınları, hem havadan hem de denizden devam eden arama çalışmalarından şimdiye kadar hiçbir sonuç alınmaması karşısında deliye dönmüş durumda.
BİR UÇAK NASIL KAYIPLARA KARIŞIR?
sivil havacılık kurallarına göre bir uçağın kaybolmasının nedenlerinden biri, uçağın gövdesinde meydana gelebilecek yapısal bir sorun. Birçok uçağın gövdesi alüminyumdan yapılır ve zamanla korozyona uğrayarak aşınmalar gerçekleşebilir.
Bir diğer kaybolma nedeni ise kötü hava koşulları olabilir. Uçaklar genellikle en sert rüzgarlara karşı uçabilecek şekilde tasarlanır ancak Haziran 2009'da Air France'ın Rio de Janeiro-Paris uçuşunun Atlantik üzerindeyken yakalandığı sert fırtınalar sonucu düşmesi gibi, kötü hava koşulları da bir uçağın kaybolmasına neden olabilir.
Pilot hatası sonucu bazen uçak otomatik pilottan çıkar ve bu fark edildiğinde çok geç olabilir. Bu nedenle uçaklar, radarla iletişimin kesildiği son noktadan 5-6 saat uzaklıkta bir başka noktada bulunabilir.
Uçağın tüm motorlarının arızalanması da uçağın kaybolmasına neden olabilir.
Bombalama da uçak kaybolmasının nedenleri arasında gösterilir. Tarihte bazı uçakların havadayken patlatıldığı örnekleri mevcut.
Kaçırılma da uçağın kaybolma nedenlerinden biri. Genellikle korsanlar uçağı bir başka havalimanına inmeye zorlasa da 11 Eylül'deki gibi uçağın okyanusa yönlendirildiği durumlar da olabilir.
Pilot intiharı da 1990'larda iki yolcu uçağının radarla iletişiminin kesilmesine ve düşmesine neden olabilir.
Uçağın yanlışlıkla, hava sahasını kullandığı ülke tarafından vurulması da kaybolma nedenlerinden biri arasında gösterilir.
MALEZYA UÇAĞININ BAŞINA GELEN İLK DEĞİL
Malezya Havayolları'na ait uçağın başına ne geldiği henüz belli değil. Ancak bu tür 'gizemli' olaylar havacılık tarihinde daha önce de yaşanmıştı. Örneğin 2009'da Air France'ın Rio de Janeiro-Paris seferini yapan 447 sefer sayılı uçağının enkazı için arama kurtarma çalışmaları beş gün sürmüştü. Buz kristallerinin Airbus A330 tipi uçağın hava sensörlerini bloke etmesi yüzünden Atlantik Okyanusu'na çakılmasının anlaşılması ise üç yıl sürdü.
NE OLDUĞU HALA BİR SIR
Flying Tiger Line'ın Mart 1962'de başına gelen ise gelmiş geçmiş en büyük havacılık gizemlerinden biri olarak görülüyor. Askeri kargo uçağı, 90'dan fazla askeri personeli Guam'dan Filipinler'e götürmek üzere havalanan uçağın başına ne geldiği hala bilinmiyor. 1.300'den fazla kişi uçağın enkazını bulmak için uğraştı ancak bugüne kadar hiçbir şey bulunamadı. Tek bilinen, o sırada Pasifik'ten geçmekte olan bir tankerin, havada bir patlama görmüş olması. Uçağın Pasifik Okyanusu'nda bir yerlere düştüğü tahmin ediliyor.
BERMUDA ŞEYTAN ÜÇGENİ
Bir diğer efsane ise Florida, Bermuda Adası ve Porto Riko arasında kalan üçgen, bir diğer deyişle 'Bermuda Şeytan Üçgeni' ve burada kaybolan uçaklar. Özellikle 20'inci yüzyılın ilk yarısında bu alanda sık sık uçakların ve gemilerin kaybolması hala bir sır.
'STENDEC' GİZEMİ
Havacılık tarihinin bir diğer gizemi ise STENDEC olayı. 2 Ağustos 1947 günü Star Dust Havayolları'na ait uçak, inişten sadece dört dakika önce Mors alfabesiyle 'STENDEC' mesajı iletmişti. Ancak mesajın ne anlama geldiği hala çözülemedi. Yaklaşık yarım yüzyıl boyunca uçağın enkazından hiçbir iz bulunamazken, 1998'de Arjantinli dağcılar uçağın motoruna ait enkaz parçaları keşfetti. Bunun üzerine Arjantin ordusu 2000 yılında enkazın tamamını bulmayı başardı.
Derleyen: Pınar YURTSEVER / pyurtsever@hurriyet.com.tr