Güncelleme Tarihi:
YUNANİSTAN Başbakanı Aleksis Çipras, geçen hafta Gümülcine’de Batı Trakya Türk Azınlığı ile ilgili önemli açıklamalar yaptı. Çipras, hazırlayacakları bir yasa tasarısıyla bugüne kadar müftülerin yetkisinde bulunan, İslam aile ve miras hukuku esas alınarak karar verilen evlilik, boşanma ve miras konularında azınlık bireylerinin isterlerse medeni hukuktan da yararlanabileceklerini söyledi.
Çipras’ın açıklaması Batı Trakya’da kimi kesimlerde olumlu, kimi kesimlerde olumsuz karşılandı. 1923 Lozan Antlaşması ile teminat altına alınan Batı Trakya Türklerinin din özerkliği hakkının tek taraflı olarak ortadan kaldırmak istendiğini söyleyenler de oldu, doğru istikamette atılan bir ilk adımdan bahsedenler de.
GELİN VE GÖRÜMCELER MAHKEMELİK OLDU
Yunan hükümeti, bu dönemde böyle bir hamleyi neden gerekli gördü? Bu sorunun cevabında, Gümülcine’de yaşayan Hatice Molla Salih’in yıllardır verdiği hukuk mücadelesi yatıyor. Bir diğer deyişle, gelin ile görümceler arasındaki miras anlaşmazlığı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) kadar taşınınca, mahkûm edileceğini gören Yunan hükümeti söz konusu adımı atmayı uygun gördü. Hatice Hanım’ın (67) manifaturacı eşi Mustafa Molla Salih ile mutlu bir evliliği vardı. Çocukları olmayan çift 2003 yılında noterde vasiyetname hazırladılar. Kim hayatını kaybederse miras diğerine kalacaktı. 2008’de Hatice Hanım’ın 44 yıllık eşi vefat etti. Görümceler Gülsüm ve Nedime Hanımlar, vasiyetnamenin İslam hukukuna uygun olmadığını belirterek mirastan hak istediler. Yunan yargıtayı, Batı Trakya azınlığı için İslam aile hukukunun geçerli olduğuna karar verince dava Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne kadar gitti.
AİHM KARAR VERECEK
YUNAN hükümetinin endişesi, kararın Hatice hanımın lehine olacağı ve Yunan devletinin mahkûm edileceğine dair duyumlar almasından kaynaklanıyor. Hatice hanımın avukatlarından Kostas Tsitsikelis Hürriyet’e, AİHM’nin kararını birkaç ay sonra açıklayacağını söyledi. İşte, Başbakan Çipras’ın geçen hafta Gümülcine’de açıkladığı ve azınlık bireylerine aile ve miras konularında tercih hakkı tanıyacak yasa tasarısı hamlesi bundan kaynaklanıyor. AİHM eğer Yunan devletine karşı mahkumiyet kararı verirse ve muhtemelen “Avrupa’da, İslam Hukuku’nun bir bölümünü de olsa iç hukukunda uygulayan başka bir ülke yok” derse, Yunanistan’ın cevabı da “Yasa hazırladım. Artık bir zorunluluk yok. Azınlık bireylerine tercih hakkı verdim” olacaktır.