Güncelleme Tarihi:
14 farklı Avrupa ülkesinde bulunan tehlike altındaki varlıklardan bazıları bakımsızlık veya yanlış planlama/imar projeleri nedeniyle risk altındayken, bazıları da kaynak yetersizliği veya uzman eksikliği nedeniyle tehlikeyle karşı karşıya.
14 anıt eser ve miras alanından oluşan kısa liste belirlenirken taşıdıkları olağanüstü kültürel değerin yanı sıra karşı karşıya oldukları büyük tehlike göz önüne alındı. Ayrıca kamu ve özel sektörden çeşitli paydaşların bu varlıkların kurtarılması konusundaki kararlılığı ve yerel toplulukların katılımı da esas alındı. Bu alanların bulundukları konumda bölgesel ölçekte sürdürülebilir kalkınma için bir kaynak oluşturma ve yönlendirici olma açısından taşıdığı potansiyel de kısa listenin şekillendirilmesinde rol oynayan bir başka önemli kriter.
Hasankeyf antik kenti ve çevresi, TÜRKİYE
12 bin yıllık Hasankeyf yerleşimi Türkiye’nin güneydoğusunda Fırat Nehri’nin kıyısında yer almaktadır. Neolitik mağaralardan Roma kalıntılarına ve Orta Çağ anıtlarına kadar pek çok esere ev sahipliği yapan Hasankeyf eşi bulunmaz bir müzedir. Ilısu Hidroelektrik Santrali projesinin planlandığı gibi uygulanması durumunda, Hasankeyf’in yüzde 80’i barındırdığı inanılmaz zengin, çok kültürlü tarihi değere ve mirasa karşın sular altında kalacaktır. Buna rağmen antik kentteki eserlerin taşınmasına ve korunması için uluslararası ölçekte onaylanmış bir plan bulunmamaktadır. Acil olarak yapılması gereken ilk iş koruma ile sürdürülebilir kalkınma arasındaki dengeyi gözeten bağımsız bir stratejik planın oluşturulmasıdır. Hasankeyf, yürüttüğü kampanya ulusal ve uluslararası pek çok kuruluş tarafından destek gören Kültür Bilincini Geliştirme Vakfı tarafından 2016 yılı ‘Büyük Tehlike Altındaki 7 Kültür Varlığı’ programına aday gösterilmiştir.
Ererouyk Arkeolojik Sit Alanı ve Ani Pemza köyü, ERMENİSTAN
Türkiye-Ermenistan sınırı yakınındaki kayalık bir düzlükte bulunan Ererouyk bir zamanlar bölgenin en önemli ibadet merkezleri arasındaydı. Geride bıraktığımız 20 yıl içinde bazı restorasyon çalışmaları yapılmış olsa da 6. yüzyıldan kalma bu bazilika halen büyük risk altındadır. Bazilikanın çevresindeki arkeolojik sit alanı ise henüz üzerinde kapsamlı bir çalışma yapılamadan yok olup gitme tehlikesiyle karşı karşıyadır. Alanı 2016 yılı ‘Büyük Tehlike Altındaki 7 Kültür Varlığı’ programına aday gösteren İtalya’daki Ermeni Kültürünü Araştırma ve Belgeleme Merkezi (Centre of Studies and Documentation of Armenian Culture - CSDCA), bu kültürel miras alanının araştırılması ve onarılması için disiplinlerarası bir proje yapılmasını ve Arpaçay Nehri boyunca bir arkeolojik park oluşturulmasını önermektedir. 1926’da inşa edilen ve bazilikadan birkaç yüz metre uzaklıkta bulunan Ani Pemza köyü, bir kültür turizmi merkezi olarak işlev yaparak bölgedeki sosyoekonomik canlanmaya katkıda bulunabilir.
Brüksel’deki Adalet Sarayı, BELÇİKA
Belçika’nın yüksek mahkemelerine ev sahipliği yapan Adalet Sarayı 19. yüzyılın ikinci yarısında Avrupa’da inşa edilmiş en büyük yapıdır. Belçikalı mimar Joseph Poelaert tarafından tasarlanan ve eklektik bir mimari tarza sahip olan bu yapı dönemin en ileri endüstriyel demir teknolojileri kullanılarak inşa edilmiştir. Üstün mimari, tarihi ve kamusal değerine rağmen yapıya hak ettiği değer verilmemiştir. 30 yıl kadar önce binanın ön cephesine ve galerisine kurulan iskele zaman içinde paslanmış ve kullanılamaz hale gelmiştir. Saray büyük oranda boştur ve adli faaliyetler için bitişik binalardan ofisler kiralanmaktadır. Saray, Taşınmaz Kültür Varlıkları (Patrimoine Culturel Immobilier) tarafından 2016 yılı ‘Büyük Tehlike Altındaki 7 Kültür Varlığı’ programına aday gösterilmiştir. 2016 Dünya Anıtlar Takip Listesi’nde de yer alan yapının onarılması için geniş kapsamlı ulusal ve uluslararası teknik bilgi ve destek gerekmektedir.
Tallinn’deki Patarei Hisarı, ESTONYA
1840’ta inşa edilen Patarei Hisarı, Estonya’da klasik tarza sahip en büyük savunma yapısıdır. Hisar, 1920 ile 2005 yılları arasında siyasi mahkûmların tutulduğu bir hapishane olarak kullanılmıştır. Günümüzde ise hem komünist rejime hem de Nazi rejimine karşı sergilenen direnişi hatırlatan bir mekân ve güçlü bir semboldür. Sert iklim şartları ve bakımsızlık nedeniyle hızla yaşanan yıpranma yapının karşı karşıya olduğu en büyük tehlikedir. Hisarın bazı bölümleri güvenlik nedeniyle kapatılmıştır. 2016 yılı ‘Büyük Tehlike Altındaki 7 Kültür Varlığı’ programı için yapıyı aday gösteren Estonya Kültür Varlıkları Derneği (Estonian Heritage Society) bu büyük yapının yenilenmesini ve bir müze kompleksi, yaratıcı sektörler tarafından kullanılan bir merkez, otel veya ofis ve konut olarak yeniden kullanılmasını önermektedir. Patarei, Tallinn Deniz Uçağı Limanı (2013’te AB Kültürel Miras Ödülü/Europa Nostra Ödülü kapsamında Büyük Ödüle layık görülmüştür), Tallinn Tarihi Kent Merkezi ve Helsinki’deki Suomenlinna Hisarı ile birlikte Baltık Denizi Bölgesi’nde çok sayıda turistin ilgisini çeken bir adres olma potansiyelini taşımaktadır.
Helsinki-Malmi Havalimanı, FİNLANDİYA
1930’lu yılların ortasında işlevselci mimari anlayışıyla inşa edilen Helsinki-Malmi Havalimanı, dünyada 2. Dünya Savaşı öncesinde inşa edilen ve halen kullanımda olan iyi korunmuş uluslararası havalimanları arasında yer almaktadır. Yılda yaklaşık 40 bin uçağın iniş yaptığı havalimanı Helsinki‐Vantaa Uluslararası Havalimanı’nın ardından Finlandiya’nın en yoğun havalimanıdır. Düzenli bakım yapılması sayesinde terminal ve hangar yıllar geçmesine rağmen çok iyi durumdadır. Ancak havalimanı yeni bir imar projesi nedeniyle tehlike altındadır. Helsinki Belediyesi’nin Yeni İmar Planı kapsamında 2020’li yılların başında alanda yeni konut bölgelerinin inşa edilmesi öngörülmektedir. Europa Nostra Finlandiya tarafından desteklenen Malmi Havalimanını Yaşatma Derneği (Friends of Malmi Airport - FoMA) havalimanını 2016 yılı ‘Büyük Tehlike Altındaki 7 Kültür Varlığı’ programına aday göstermiştir ve havalimanının ticari bir liman olarak kullanılmaya devam etmesini veya başka bir kullanım verilerek korunmasını önermektedir.
Normandiya bölgesi Dieppe’deki Colbert Döner Köprüsü, FRANSA
Mecklenburg-Vorpommern eyaleti Divitz’deki şato, ALMANYA
Sakız Adası’ndaki Kampos bölgesi, YUNANİSTAN
Venedik Lagünü, İTALYA
Gelderland ilindeki Rijswijk Şatosu, HOLLANDA
Oslo’daki Y Bloku Hükümet Binaları Bölgesi, NORVEÇ
Lizbon yakınındaki Valflores Sarayı ve Malikânesi, PORTEKİZ
Valflores Sarayı (1558) Portekiz’deki 16. yüzyıl konut mimarisini yansıtan başarılı bir örnektir ve Rönesans karakteristiklerini taşıması nedeniyle bu dönemde inşa edilen yapılar arasında ender rastlanan bir yapıdır. 4,5 hektarlık bir alan üzerinde bulunan saray, Tejo Nehri’nin ağzında yer alan Santa Iria de Azoia kasabasına yakınlığıyla da dikkat çekmektedir. Saray Kamu için Yararlı Bir Kültür Varlığı olarak tescillenmiş olmasına rağmen bugün oldukça kötü durumdadır. On adet kemerin çoğu ve güney cephede bulunan sundurmadaki Toskana düzeni çökmüştür. Tarihi bahçenin ve alanda bulunan su kemerinin de acilen onarılması gerekmektedir. Saray ve malikâne Ulusal Kültür Merkezi (Centro Nacional de Cultura) tarafından 2016 yılı ‘Büyük Tehlike Altındaki 7 Kültür Varlığı’ programına aday gösterilmiştir. Bu kültür mirası restore edilerek bir el sanatları okulu ve küçük bir müze barındıran bir kültür merkezi olarak işlevlendirilebilir ve böylece sosyokültürel bir bütünlük sağlanmasının yanı sıra sarayın bölgedeki kentsel gelişme kapsamında konumlandırılması da başarılabilir.
Ekstremadura’daki Padovalı Aziz Antuan Manastırı, İSPANYA
Garrovillas de Alconétar köyü yakınında bulunan Padovalı Aziz Antuan Fransiskan Manastırı yüzyıllar boyunca Batı İspanya’nın dini ve kültürel merkezi olarak işlev görmüştür. 15. yüzyılın sonunda inşa edilen ve 17. yüzyılın ortalarında büyük onarımlar geçirerek genişletilen manastırın bünyesinde Gotik bir kilise ve bir Rönesans manastırı bulunmaktadır. Manastır, 1991’de Kültürel Miras Varlığı olarak tescillenmiş olmasına karşın günümüzde üzüntü verici durumdadır. Manastır, deneyimli uzmanlar tarafından yürütülen ve gönüllü çalışmalara dayanan bir acil müdahale planı ortaya koyan Hispania Nostra tarafından 2016 yılı ‘Büyük Tehlike Altındaki 7 Kültür Varlığı’ programına aday gösterilmiştir. Hispania Nostra tarafından önerilen plan kapsamında, manastırı programa aday gösteren kuruluş farklı kademelerdeki kamu kurumlarının anıt eserin restore edilmesi için harekete geçirmeye ek olarak ülke genelinde benzer durumdaki eserler için bir örnek teşkil etmeyi hedeflemektedir.
İskoçya Edinburgh yakınlarındaki Mavisbank Evi, BİRLEŞİK KRALLIK
İskoç mimar William Adam ve evin sahibi Penicuik Sörü John Clerk tarafından tasarlanan Mavisbank (1726), İskoçya’daki erken dönem 18. yüzyıl mimarisinin en önemli örnekleri arasında yer almaktadır. Sıradışı güzellikte bir görüntü oluşturan bir merkez blokuna ve iki yan kanada sahip olan yapı, esasen Palladyanizm akımı Kuzey Avrupa koşullarına göre uyarlanarak inşa edilen bir villadır. Taşıdığı tarihi ve mimari öneme rağmen, Mavisbank Evi uzun süredir bakım görmemiştir ve yıkılma riskiyle karşı karşıyadır. Yapının Mavisbank Trust tarafından 2016 yılı ‘Büyük Tehlike Altındaki 7 Kültürel Varlık’ programına aday gösterilmesiyle birlikte ilgili yetkililerin mülkiyet ve erişim konusundaki zorlu sorunları çözmeye odaklanacakları ve kuruluşun binayı halka hizmet veren bir tesis olarak restore etmek üzere ekonomik açıdan uygulanabilir bir çözüm bulmaya yönelik çalışmalarına devam edebileceği umut edilmektedir.
7 kültürel miras alanından oluşan nihai liste 16 Mart’ta Venedik’te düzenlenecek halka açık bir etkinlikle açıklanacak.