Güncelleme Tarihi:
Lübnan'da eski Başbakan Refik Hariri'nin öldürüldüğü suikastla ilgili Birleşmiş Milletler'e (BM) bağlı Uluslararası Lübnan Özel Mahkemesi'nde görülen davanın son aşaması, ülkede aylardır netice vermeyen yeni hükümeti kurma süreciyle aynı döneme denk gelmesiyle dikkatleri üzerine çekti.
Refik Hariri ile 21 kişinin 13 yıl önce öldürülmesine ilişkin Hizbullah mensubu 4 zanlının gıyaben yargılandığı davanın son duruşması, Hollanda'nın Leidschendam kentinde bulunan Uluslararası Lübnan Özel Mahkemesi'nde dün başladı.
Refik Hariri'nin oğlu ve Lübnan'ın mevcut Başbakanı Saad Hariri'nin yanı sıra Eğitim Bakanı Mervan Hamade ve Kültür Bakanı Gattas Huri ile eski milletvekili Basim es-Sebi'nin katılımıyla başlayan duruşma süreci, 21 Eylül'e kadar devam edecek.
Saad Hariri, duruşma öncesinde sosyal medyada yaptığı paylaşımda, "Lübnan'ı savunan Refik Hariri ve tüm şehit arkadaşlarına yönelik suikastın arkasında kimin olduğu gerçeğini öğrenme tutumumuzu sürdürüyoruz. Katilin cezasını almasıyla adalet yerini bulacak." ifadelerini kullandı.
Lübnan Başbakanı, mahkeme önünde basına yaptığı açıklamada ise babasına düzenlenen suikast ile ilgili duruşmaya katılmanın zor olduğunu belirterek, "Can acıtan şeyler var ancak sorumluluk noktasında ülkenin çıkarını gözetmek zorundayız. Her zaman adalet istedik, intikama tevessül etmedik." diye konuştu.
Kararını 2019'da açıklaması beklenen Uluslararası Lübnan Özel Mahkemesi'nin açıklamasına göre, duruşmanın başından bu yana 307 tanık ifade verdi ve olayla ilgili 3 bin 128 belge incelendi.
DAVA SÜRECİNİN LÜBNAN'DA HÜKÜMETİ KURMA ÇALIŞMALARINA ETKİSİ
Lübnanlı siyaset uzmanı Münir er-Rabi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Uluslararası Lübnan Özel Mahkemesi'nde son aşamaya gelen Refik Hariri suikastı davasının Lübnan'daki hükümet kurma sürecini olumsuz etkileyeceği kanaatinde olmadığını söyledi.
Davanın hükümet kurma çalışmalarını etkileme ihtimalinin, Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın geçen ay Başbakan Saad Hariri liderliğindeki 14 Mart Bloku'na yakın isimlerden mahkemeyle ilgili yorumları değerlendirdiği günlerde kaldığını savunan Rabi, şunları kaydetti:
"Başbakan Hariri, hükümeti kurma sürecinin iç ve dış denklemlerden etkilenmeyeceğine dair mesaj verdi. Hariri, özellikle de Uluslararası Lübnan Özel Mahkemesi'nin 6-7 aydan önce kararını açıklamayacağı ve dolayısıyla mahkeme kararı ile hükümeti kurma çalışmalarının birbirleriyle bağlantılı olmadığına işaret etti."
Başbakan Hariri'nin, özel mahkemedeki duruşma sürecinden önce "Lübnanlı partilere elimizi uzatıyoruz" şeklinde bir tutum sergilediğini hatırlatan Rabi, Müstakbel Hareketi'nin de lideri Hariri'nin tutumundan sonra söz konusu mahkeme üzerinden iç dinamiklerle oynamayacağı değerlendirmesinde bulundu.
Rabi, Uluslararası Lübnan Özel Mahkemesi'nin karar duruşması öncesi gündemde yokken Hizbullah ve Suriye rejiminin diğer müttefikleri tarafından dillendirilen "Lübnan ile Suriye yönetimi arasındaki ilişkilerinin normalleşmesi" tartışmalarına da değinerek, Müstakbel Hareketi ile Hizbullah'ın verdiği karşılıklı yanıtlarla bu konuyu gündemden çektiklerini söyledi.
Başbakan Hariri'nin Suriye rejimi ile ilişkileri düzeltmeye yanaşma durumunda olmadığını, Hizbullah'ın ise bu konudaki ısrarını Lübnan halkıyla paylaştığını aktaran Rabi, ancak tarafların bunu basında tutmama konusunda fikir birliğine vardıklarını ifade etti.
"HÜKÜMETİ KURMA ÇALIŞMALARI DEVAM EDECEK"
Müstakbel Hareketi'ne yakın kaynaklar da Leidschendam'daki Uluslararası Lübnan Özel Mahkemesi'nde görülen davanın sonuçlarının ülkedeki siyasi gelişmelerden bağımsız olduğuna dikkat çekiyor.
Yargılama sürecinin sona ereceği ancak kararın birkaç ay sonra açıklanabileceğine işaret eden kaynaklar, ne olursa olsun Müstakbel Hareketi'nin Lübnan'da yeni hükümeti kurma çalışmalarına odaklandığına vurgu yaptı.
HİZBULLAH, ÖZEL MAHKEMEYİ TANIMIYOR
Lübnan Hizbullahı Genel Sekreteri Nasrallah, geçen ay Uluslararası Lübnan Özel Mahkemesi'ni kabul etmediklerini dile getirerek, bunu kullanıp da hükümeti kurma çalışmalarının önüne geçenlere "ateşle oynamayın" uyarısında bulunmuştu.
Nasrallah, "Uluslararası Lübnan Özel Mahkemesi'ne odaklananlar, söz konusu mahkemenin bizim için bir şey ifade etmediğini ve oradan çıkacak kararın da bir değeri olmadığını bilmeliler."diye konuşmuştu.
ESKİ BAŞBAKAN HARİRİ SUİKASTI
Eski Lübnan Başbakanı Refik Hariri, 14 Şubat 2005'te başkent Beyrut'ta konvoyunu hedef alan ve yaklaşık iki ton bomba yüklü araçla düzenlenen saldırı sonucu hayatını kaybetti.
Hedefteki Hariri ile aynı anda 21 kişinin ölümüne ve 230'dan fazla kişinin yaralanmasına yol açan saldırıda gözler Lübnan'da askeri varlığını sürdüren Suriye rejimi ve müttefiklerine çevrildi.
Hariri'nin cenazesine milyonlarca Lübnanlı katıldı ve cenaze kısa zamanda Suriye karşıtı gösterileri tetikledi.
ULUSLARARASI LÜBNAN ÖZEL MAHKEMESİ
Lübnan hükümeti, ülkedeki bölünmüşlük ve karışıklığı da dikkate alarak, Hariri suikastı konusunu BM'ye havale etti. BM Güvenlik Konseyi (BMGK) kararı ile Hariri suikastını araştırmak için kurulan heyet, ilk raporunu Ekim 2005'te BMGK'ye sundu.
BMGK, 29 Mart 2006'da da Uluslararası Lübnan Mahkemesi'nin kurulmasına karar verdi. Özel mahkeme, statüsünün yürürlüğe girmesinden sonra 1 Mart 2009 tarihinde çalışmalarına başladı.
Lübnan Özel Mahkemesi'nin başsavcısı, 17 Ocak 2011'de Hizbullah mensubu 4 kişi hakkındaki suçlamaları mahkemeye sundu. Mahkemenin tutuklama kararı verdiği, ancak bulunamayan zanlıların gıyaben yargılanmasına 16 Ocak 2014'te başlandı.
BMGK tarafından Hariri suikastını soruşturmakla görevlendirilen mahkemenin söz konusu davayı 3 yılda sonuçlandırması planlanıyordu. Buna karşın davada son aşamaya, suikasttan 13 yıl sonra gelinebildi.
Son olarak 23 Aralık 2017'de BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Uluslararası Lübnan Özel Mahkemesi'nin görev süresini üç yıl daha uzatmıştı.