Güncelleme Tarihi:
SUUDİ Arabistan’da 4 Kasım’da Lübnan Başbakanlığı görevini bıraktığını duyuran Saad Hariri (47), istifasından 17 gün sonra ülkesine dönerken, istifa kararını da askıya aldığını açıkladı. Fransa’dan sonra gittiği Mısır’daki temaslarını tamamladıktan sonra sürpriz bir şekilde Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ne uğrayan Hariri buradan başkent Beyrut’taki Refik Hariri Uluslararası Havalimanı’na gitti.
BAĞIMSIZLIK TÖRENİ: Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn ve Meclis Başkanı Nebih Berri ile bir araya gelen Hariri, Beyrut’taki bağımsızlık yıldönümü dolayısıyla düzenlenen törene katıldı. Hariri, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda düzenlenen törende basına yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı Mişel Avn’la görüşmesinde istifasını sunduğunu ancak Avn’ın isteği üzerine bu adımını ertelediğini ifade etti. Saad Hariri, “İstifa konusunu Cumhurbaşkanı Avn ile görüştüm. Avn, istifamı bekletmemi ve konuyla ilgili daha fazla istişarede bulunmamı istedi. Avn’ın bu isteğini kabul ettim” diye konuştu.
TARAFTARLARINA SESLENDİ: Fransız AFP’nin haberine göre Sünni siyasetçi konuşmasında taraftarlarına da seslenerek, “Sizinle kalıyorum, Lübnan’ın istikrarı ve ilk savunma hattı olmak için sizinle devam edeceğim” dedi. Lübnanlı Hıristiyan devlet adamı Mişel Avn da Hariri’nin istifasıyla ilgili açıklamasında, “Hariri’nin şu an bulunduğu şartlardan dolayı endişeliyiz. Kendisi Lübnan’a dönmeli ve istifa gerekçelerini açıklamalıdır. Bunu yapmadığı sürece istifası geçerli değildir” demişti. İngiliz Reuters’ın haberine göre Şii Hizbullah örgütünün siyasi müttefiki olan Avn, Hariri’nin istifasını “ülke dışında gizemli şartlarda verdiği” gerekçesiyle kabul etmemiş, durumun anayasaya uygun olmadığını söylemiş ve Hariri’nin Riyad’da rehin tutulduğunu ileri sürmüştü.
BİLGİ NOTU
Suudi Krallığı’na yakın olan Saad Hariri, kurduğu hükümetin güvenoyu almasının üzerinden bir yıl geçmeden 4 Kasım’da, yine Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da istifa ettiğini açıklamıştı. İstifa konuşmasında, “Hizbullah ve İran’ın bölgeyi istikrarsızlaştırdığını” söyleyen Hariri, “kendisine suikast düzenlenebileceği endişesi taşıdığını” dile getirmişti.