Güncelleme Tarihi:
Son yıllarda Avrupa genelinde çözüm arayışlarının sürdüğü düzensiz göçmen ve mülteci sorununa İngiltere’nin yaklaşımı büyük tepki çekiyor. Daha önce mültecileri Ruanda’ya gönderme planı yapan İngiliz hükümetinin son olarak ‘yüzer hapishane’ olarak adlandırılan Bibby Stockholm isimli mavnaya binmeye zorlaması tartışma yarattı. Birçok sivil toplum kuruluşu uygulamanın ‘insanlık dışı’ olduğunu savunurken, göç yolculuklarında denize dair travmalar edinen insanların bu mavnaya yerleştirilmeye çalıştırılması tepki çekti. Hükümetin, İngiliz muhabirlerin gözlemlemesine izin verdiği mavna temel ihtiyaçlara yanıt verecek imkânlara sahip olsa da bir açık hava hapishanesini andırıyor. Önceki gün ilk mültecilerin yerleştirildiği Bibby Stockholm’ün 500 kişilik bir kapasiteye sahip olduğu belirtiliyor.
RANZALI, BANYOLU ODALAR
Daha önce 4 farklı özel liman tarafından kabul edilmeyen gemi, Dorset’teki Portland Limanı’na yanaştı. Portland Limanı 1997-2006 yılları arasında hapishanelerdeki yoğunluğu azaltmak amacıyla kullanılan benzer mavnalara ev sahipliği yapmış. Ortasında iki avlusu bulunan mavnada 222 oda bulunuyor. Geminin barınma kapasitesinin 500’e çıkarılması için her odaya bir ranza yerleştirilmiş. Odalarda bir masa, banyo, televizyon, gardrop ve geniş bir pencere yer alıyor.
KONTROLLÜ GİRİŞ ÇIKIŞ
Televizyon odası, spor salonu, ibadethane ve bir sınıf bulunan gemideki diğer ortak alanlardan bazıları 4 ila 8 kişinin konaklamasını sağlayacak büyüklükte odalara dönüştürülmüş. Geniş bir yemekhanenin bulunduğu gemide menülerin kişisel ihtiyaçlar ve dini gereksinimlere göre hazırlanacağı belirtiliyor. Resmi olarak tutuklu sayılmadıkları için sığınmacıların mavnaya giriş çıkış yapmaları mümkün olacak. Ancak mavnada sürekli bulunacak güvenlik görevlileri, mavnanın demirlediği bölümün limanın geri kalanından demir kapılarla ayrılması, girişlerdeki X-ray cihazları ve sığınmacıların kullanmak zorunda olduğu kimlik kartlarıyla tesis bir açık hava hapishanesi izlenimi veriyor.
MALİYET VE CAYDIRICILIK
Daha önce de sığınmacıları Doğu Afrika ülkesi Ruanda’ya göndermek için bir plan yapan ancak bu girişimi mahkeme engeline takılan İngiltere hükümeti, göçmen sorunundaki tartışmalı yaklaşımını maliyet ve caydırıcılıkla gerekçelendiriyor. Ülkeye ulaşan yasadışı sığınmacılar, başvuruları sonuçlanana kadar otellerde barındırılıyordu. Halihazırda otellerde 50 bin sığınmacının kaldığı, günlük maliyetin 6 milyon Sterlin olduğu belirtiliyor. Bu yükten belli oranda kurtulmak isteyen İngiltere, önümüzdeki aylarda da eski askeri tesisler ve hapishanelere 3 bin sığınmacının daha yerleştirilmesini planlıyor. İngiliz yetkililer bu uygulamalarla ayrıca ülkeye gelen sığınmacıların “lüks olmayan barınma imkânlarıyla” karşılaşacakları mesajını vererek caydırıcılık sağlamayı umuyor. Hükümet geçen ay onaylanan yasadışı göç yasası kapsamında, bu tarihten itibaren ülkeye gelen düzensiz göçmenleri 28 gün içinde sınır dışı etmeyi planlıyor.
YASADIŞI GÖÇMEN ÇALIŞTIRANA 3 MİSLİ CEZA
İngiltere hükümeti, yeni bir adım daha atarak yasa dışı düzensiz göçmen çalıştıran işverenler ile göçmenlere mülklerini kiralayan ev sahiplerine uyguladığı para cezalarını, 2024 yılbaşından itibaren üç kattan fazla arttırma kararı aldı. İçişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada 2024’te kaçak işçi çalıştıran işveren için 15 bin sterlin (514 bin TL) olan para cezasının 45 bin sterline (1 milyon 543 bin TL), tekrarlanan ihlallerin ise 20 binden 60 bin sterline çıkarıldığı kaydedildi. Ev sahipleri için para cezalarının ilk ihlalde 80 (2 bin 700 TL) sterlinden 1000 bin sterline (34 bin TL), kiracı için ise 5 bin sterlinden 10 bin sterline kadar artırılması kararı alındı.
BİLGİ NOTU
1976 yılında inşa edilen gemi, 1992’de barınma tesisine dönüştürülmüş ve 1994’ten itibaren Almanya, Hollanda, İskoçya ve İsveç gibi ülkeler tarafından mülteci barınağı da dahil olmak üzere çeşitli barınma hizmetleri için kullanılmış.