Güncelleme Tarihi:
İstanbul’da bir grup gazeteciyle bir araya gelen Bayley, Suriye’de yaklaşık 600 bin kişinin uluslararası toplumun yardımına muhtaç bir şekilde rejim tarafından kuşatılmış bölgelerde yaşadığını belirterek, “Halep'te olanlar insani bir felaket ve tamamen bir trajedi. Ancak olay sadece Halep’ten ibaret değil, Suriye’de daha çok insani felaket göreceğiz gibi gözüküyor” diye konuştu.
Türkiye’nin, insani krizin çözümüne çok büyük bir katkıda bulunarak üç milyon Suriyeli mülteciyi aldığına dikkat çeken Bayley, “Esad, yapabilirse Hatay’a doğru daha fazla baskı yapabilir. İdlib’de çok fazla insan var, bu insanlar nereye gidecekler? Esad, Hatay’a ve Kilis’e doğru daha fazla mülteci gelmesi için bir şey yapabiliyorsa yapacaktır” dedi.
Bayley, Esad’ın bundan sonra yönelebileceği hedefler konusunda şunları söyledi:
“Rejimin ne kadar ileri gideceğini şu anda Esad’ın askeri stratejistleri ve İran dışında kimse bilmiyor ancak seçenekler arasında İdlib, Palmira ya da Rakka var. Bu tamamen, İran ve Rusya’nın, Esad rejimini nereye kadar desteklemeye hazır olduğuna bağlı. İran zaten kendi amacına ulaştı, Akdeniz’e uzanan bir koridor yarattı, Rusların da bölgede kendi askeri üsleri var, daha ne kadar bedel ödemeye hazır olduklarını bilmiyoruz, bu her iki ülke içinde kolay bir gelecek olmayacak.”
İNSANLIK SUÇLARI İŞLENDİ
Rus güçleri ve Suriye ordusu tarafından Halep’in doğusuna düzenlenen saldırılar sırasında insanlık suçları işlendiğine dikkat çeken Bayley, “Elimizde gözaltında kayıplar, keyfi tutuklamalar ve işkenceye ilişkin çok güvenilir raporlar var. Bu suçları işleyen her kim olursa olsun mahkemede hesap vermesi gerekiyor” diye konuştu.
İRAN VE RUSYA’NIN POZİSYONU
Suriye’de en belirgin sorunun Rusya ve İran’ın pozisyonları olduğunu belirten Bayley, “Bu iki ülkeyi, Esad rejimini destekleyen politikalarını yeniden gözden geçirmeleri yönünde uyarıyoruz. Esad’a verdikleri desteğin bedeli inanılmaz derecede ağır olacaktır. Bu şekilde Suriye’de istikrar olmaz. Bu iki ülke Esad rejimini havada ve karada koruduğu ve desteklediği için Esad, normalde elde edeceklerinden daha fazlasını elde ediyor. Bu yüzden de durum tamamen onlara bağlı” dedi.
‘ÖZERK YÖNETİM İLANLARINI TANIMAYACAĞIZ’
Suriye’deki Kürtlerin ‘Bölgesel bir süreçte değil, Suriye’nin geleceğiye ilgili bir süreçte rol alması gerektiğinin’ altını çizen Bayley, PYD’yle ilgili de şu mesajları verdi:
“PYD’yle olan konuşmalarımızda şunu onlara söyledik; ‘Rojava özerk yönetimi’ gibi Cenevre müzakerelerinde yer almayan ve tek taraflı yapılan ilanlar bizim için kabul edilemez ve biz bunu tanımayacağız. Suriye’nin bütünlüğü fikrine aykırı siyasi hareketler hiç bir şekilde hoş karşılanmaz.”
SURİYE’NİN İNŞASI İÇİN 200 MİLYAR DOLAR GEREKLİ
Suriye’deki savaşta İngiltere’nin önceliğinin ‘insani yardım’ olduğunu vurgulayan Bayley, “İngiltere, Suriye krizinde en fazla insani yardımda bulunan ikinci ülke. Suriye’deki insani krize yaklaşık 2.3 milyar sterlin (Yaklaşık 10.5 milyar TL) bağışladık, şu anda da ortaklarımızla birlikte Halep’ten kaçan insanların insani ihtiyaçlarını gidermek için çalışıyoruz, ancak bu hiç kolay değil. Halep tamamen yıkılmış bir şehir. Bütün Suriye’nin yeniden inşası içinse en az 200 milyar dolar gerekli” dedi.