Güncelleme Tarihi:
TÜRK POLİSLER BÖYLE KARŞILANDI
New York Başkonsolosluk yetkilileri tarafından New Jersey Eyaleti'ndeki McGuire Askeri Havaalanı'nda karşılanan grup, karayoluyla New York'a getirildikten sonra, burada geceyi geçirecekleri otel ya da evlere yerleşti.
Bugün THY uçağı ile Türkiye'ye hareketlerinden önce, New York'ta Türk gazetecilerin sorularını yanıtlayan, 4'üncü sınıf emniyet müdürü, emniyet amiri rütbesindeki Türk polisler, ülke nüfusunun neredeyse yarısının yaşadığı Porto Prince'ı vuran 7 büyüklüğündeki depremden, yara almadan kurtulabildikleri için şanlı olduklarını dile getirdiler.
İki yıldır Haiti'de grev yapan ve görev süreleri dolduğu için Türkiye'ye dönüş yolunda 1 geceliğine New York’ta konaklayan BM Barış Gücü’nde görev yapan Türk polisler, ülkelerinden kilometrelerce uzakta deprem yaşamalarına karşın, tek tesellilerinin ülkede görevli Türk polislerin hiçbir kayıp vermemesi olduğunu dile getirdi. İki yıldır Haiti'deki BM Barış Gücü'nde görev yapmakta olan 4'üncü sınıf emniyet müdürü Kadir Taner Yıldırım, depremin çalışma saatleri içerisinde meydana gelmesinin, olası can kayıplarını önlediğini söyledi. Görev sürelerinin bitimine yakın olduğu için, son günlerini izinli olarak geçirdiklerini belirten Yıldırım, deprem üzerine izinlerini kesip yeniden göreve başladıklarını anlattı.
Haiti halkının, çok mağdur durumda olmasına, susuz, elektriksiz, yakıtsız yaşamak zorunda kalmalarına karşın, içinde bulundukları duruma karşı ciddi anlamda bir tepki göstermediklerini söyleyen Yıldırım, “Ama bundan sonrası için ne olur bilemiyorum” diyerek geleceğe ilişkin kaygılarını anlattı.
YILMAZ TÜRKLER
Haiti'de arama ve kurtarma çalışmalarına katılan Türk ekipleri AKUT ve Yüksektepe'nin çabalarından da övgüyle sözeden Emniyet Müdürü Yıldırım, şunları söyledi:
“Porto Prince'teki en büyük alışveriş merkezlerinden birisinde, sanırım depremin 5'inci inci gününde olmasına rağmen 5 kişiyi sağ salim oradan kurtardılar. Bu da oradaki insanların gerçekten takdirini kazanmış, ’yılmayan Türkler, umutlarını kaybetmediler, bu göçüğün altına cesaretle girdiler ve insanları kurtarmaya devam ettiler’ diye anılıyorlar. Orada ‘yılmayan Türkler’ şeklinde güzel bir imaj elde ettik.”
Haiti’deki BM Barış Gücü’nde görev yapan Emniyet Amiri Bedri Kuncan da, “Gecenin en karanlık olduğu an, aydınlığın en yakın olduğu andırö atasözüne gönderme yaparak, “Ben inanıyorum ki bu deprem Haiti halkının gecesinin en karanlık olduğu andı. Bundan sonrası eğer iyi yönetilirse, bütün bu dünya yardımları ile birlikte Haiti halkı için yeni binalar, yeni yuvalar, yeni iş olanakları kurulursa, halkın geleceği çok daha iyi olacaktır” diye konuştu.
"DEPREMİN MERKEZİNDEYDİK"
Türk polislerinin Haiti'de ne yaptığına ilişkin bir soru üzerine emniyet mensupları, MINUSTAH'ın polis bölümünde birçok değişik birim bulunduğunu belirterek, "Merkezde çalışan pek çok arkadaşımız vardı, karakolda asayiş görevi yapan arkadaşlarımız vardı, bölgede çalışan arkadaşlarımız vardı, zaten toplam 52 personelin 44 tanesi merkezdeydi, Port-au-Prince'teydi, biz de merkezdeydik, diğer 8-9 arkadaş da bölgelerde görev yapmakta" dedi.
Bölgelerde görev yapan arkadaşlarının depremin üssünün Port-au-Prince olmasından dolayı depremden çok etkilenmediğini kaydeden polisler, en son geçen nisan ayında 25 kişilik Türk polis ekibinin Haiti'ye geldiğini, onların dokuz aylarını orada tamamladığını ve yeni bir grubun Haiti'ye gitmesine daha 3 ay bulunduğunu ifade etti.
Türk polisleri, bir soru üzerine, Haiti'den sadece görev süreleri dolduğu için ayrıldıklarını ve bazı arkadaşlarının eşleri ve çocuklarının da kendileriyle Türkiye'ye döneceğini söyledi.
"TÜRK POLİSİ, BM İÇİNDE EN ÇOK TALEP EDİLEN POLİS"
Haiti dışında Kosova ve Afrika'daki BM misyonlarında da görev aldığını belirten 4. Sınıf Emniyet Müdürü Coşkun Opak, sorular üzerine şöyle konuştu:
"Bizim Türk polisi, Haiti'de gerçekten çok başarılı iş yapıyor. Türk Polisi BM içinde en çok talep edilen ve en çok çalışılmak istenen polislerden biri... Çünkü teknik polis, her konuda uzmanlığı var, bu 44 arkadaşımız BM'de tamamen teknik bölümlerde çalışıyor, tabii karakolda asayiş görevi yapan arkadaşlarımız da var, biz daha çok merkezlerde ofis görevi yaptığımız için böyle korkunç bir depremi atlatmamız çok büyük bir şans, çünkü yıkılan bütün binalarda bulunma ihtimalimiz vardı, (hayatta kalmamız)tamamen şans diyebilirim" dedi.
"TÜRKİYE'NİN YARDIM ELİ UZATMASINDAN GURUR DUYDUM"
Opak, "Haiti'ye tekrar görev verilse gider misiniz" sorusunu şöyle yanıtladı:
"Tabii ki... Haiti gerçekten çok mazlum bir topluluk, Haiti pek çok doğal afete maruz kalmış, kasırgalar, su baskınları, toplumsal şiddet eylemleri, politik istikrarsızlık... Son olarak da depremle birlikte Haiti halkı tarihinde görmediği kadar çok kısa sürelerde çok büyük felaketlere maruz kaldı. Dünyanın, Haiti'nin bu makus talihini değiştirmesine ve geleceğine yardımcı olması gerekir. Türkiye'nin, özellikle okyanus aşırı bir ülke olmasına rağmen Haiti'ye yardım elini uzatmasından Türk olarak gurur duydum. Türk yardım ekipleri ilk günden itibaren oradaydı ve ellerinden gelen her şeyi yaptı. Türk kamuoyunun Haiti'ye duyarlı olmasını istiyorum, buradaki halkın yardıma ihtiyacı var, zaten yardımsever halkımızın Haiti'ye yardım yapacağına da inanıyorum."
Opak, Haiti'den ayrılırken duygulandıklarına ilişkin haberlerin hatırlatılması üzerine de şöyle konuştu:
"Sonuçta her birimiz orada 2 yıl görev yaptık, orada çok güzel günlerimiz oldu, meydana gelen deprem çok acıydı, o insanların yoksulluğunu, çaresizliğini görüyorsunuz, orada yaşanan felaketin boyutunu görüyorsunuz, depreme üzülüyorsunuz. Depremin en büyük kurbanlarından biri BM oldu, MINUSTAH oldu, 300'ün üzerinde yabancı meslektaşlarımız kayıp, öldü... Kanadalı yakın bir arkadaşımı kaybettim, Kanada'dan izinden döndüğü gün 2-3 saat sonra depreme yakalandı."
"HER ŞEYLERİNİ KAYBETTİLER"
MINUSTAH'ın elbette takviye kuvvete ihtiyacı bulunduğunu söyleyen Opak, "Bundan sonra Haiti'nin daha çok yardıma ihtiyacı var. Güvenlik de bundan sonra burada en temel sorun olacaktır, halkın artık kaybedeceği hiçbir şey kalmadı, her şeylerini kaybettiler. İnsanlar işsiz, aç, yoksul, evsiz, buna bir çözüm bulunması lazım" ifadesini kullandı.
Opak, depremin hemen ardından ailelerinin kendilerine ulaşamadığını, daha sonra hızla organize olduklarını belirterek şunları söyledi:
"(İyi oldukları yönünde) Sanırım Türkiye'ye en hızlı haber geçen de biziz, zamana karşı yarış yaptık, tüm arkadaşlarımıza hızla ulaştık. Başta Türk Polis Gücünün Grup Başkanı Müdürümüz Aydın Ergül başkanlığında çok hızlı bir şekilde MINUSTAH'ın lojistik merkezine ulaşarak, 'Skype' yoluyla Türkiye'ye haber verdik, bu da ailelerimizin ve Türkiye'deki kamuoyunun rahatlaması açısından etkili olmuştur."
MINUSTAH'ın çok ciddi personel, ekipman ve lojistik kaybı olduğunu kaydeden Opak, MINUSTAH'ın şu anda yeniden kendi içinde organize olmaya çalıştığını, Haiti hükümetinin de ciddi kayba uğradığını belirtti.
Opak, "MINUSTAH olarak yaptığımız iş devriye-güvenlik, ikincisi yardım kuruluşlarını koordine etmek, depremzedelerle buluşturmak ve konvoyların güvenli geçişlerini sağlamak" dedi.
"SİLAH KULLANMADIK"
Bu arada polisler, Haiti'de silah kullanıp kullanmadıkları sorusuna "Hayır" cevabını verdi.
Emniyet Müdürü Kadir Taner Yıldırım, "MINUSTAH'ta deprem öncesine kadar BM polisinin aktif olarak polislik yapması söz konusu değildi, bizim oradaki görevimiz yerel polis teşkilatının faaliyetlerini gözlemlemek, denetlemek, eksiklikleri rapor haline getirmekti" diye konuştu.
Yıldırım, gelecek dönemde MINUSTAH'ın yeni bir yapılanmayla aktif olarak polisiye görev yapabileceğini düşündüğünü de belirtti.
Haiti halkının içinde bulunduğu olumsuz koşullara rağmen çok sabırlı ve saygılı olduklarını da kaydeden Yıldırım, Haiti halkı için hiç olumsuz bir şey söyleyemeyeceğini, ama tabii depremin insanlar üzerinde birtakım psikolojik etkileri olabileceğini söyledi.
Yıldırım, Haiti'deki BM misyonunun üst yönetim kademesindeki insanların hayatını kaybetmesinin BM'de karar alma mekanizmasını geciktirdiğini, ancak bundan sonra durumun iyiye gideceğini, uluslararası yardımların Port-au-Prince havaalanına sığmayacak kadar çok olduğunu ve yapılan yardımların yerine ulaşacağına inandığını belirtti.
Emniyet Amiri Bedri Kuncan da "Bir halk deyişi vardır, 'Gecenin en karanlık olduğu an, aydınlığın en yakın olduğu andır' diye... Ben inanıyorum ki bu deprem, Haiti halkının gecesinin en karanlık olduğu andı. Bundan sonra eğer iyi yönetilirse, Haiti halkı yeni binalara kavuşur, yeni iş imkanları kurulursa, halkın geleceği iyi olacaktır" ifadesini kullandı.
"KELİMEİŞEHADET GETİRDİM"
Halkın büyük kısmının başkentte yaşadığını ve başkentin kalkınmasının Haiti'yi kalkındıracağını söyleyen Kuncan, depremle ilgili olarak da, o an ne yapacaklarını şaşırdıklarını ifade etti.
Kuncan, "Şunu itiraf edeyim ki, kelimeişehadet getirdim. Bir daha çocuklarımı göremeyeceğimi düşündüm açıkçası, komşularımızın evleri yıkıldı, bizim evimiz büyük hasar gördü, ama yıkılmadı" diye konuştu.
MINUSTAH'ın adli tıp bölümünde çalışan Kuncan, cesetler üzerinde kimliklendirme çalışmaları da yaptıklarını belirtti. Kuncan Haiti'deki asayişin genel olarak sakin olduğunu, meydana gelen olayların münferit olduğunu da söyledi.
13 Türk polisi, 5 polis eşi ve 6 çocuğun, bugün THY'nin tarifeli uçağıyla New York'tan İstanbul'a hareket etmesi bekleniyor.