Güncelleme Tarihi:
11A numaralı koltukta oturan ve Los Angeles’ta yaşayan Suma adlı bir Türk kadınının içinde bulundukları durumu IŞİD’le mücadelede Türkiye’nin yeni bulduğu çözüme bağladığını aktaran Smith, kadının, “Tanrım, işte bu. Bedel ödeme zamanı geldi. Şu telefonu uçaktan atın” dediğini İngiliz okurlarıyla paylaştı.
YOKSA MİSİLLEME Mİ?
İngiliz gazeteci, kabin ekibinden Gökhan Ataç ve meslektaşlarının ne olduğuna dair yaklaşık bir saat tartışma yürüttüğünü belirtti ve akıllarından geçen olasılıkları şöyle sıraladı: “Türk güvenlik güçleri uçağı başta aradı ve telefonu atladı. Burada nasıl olabilirdi? Bir bombanın patlatıcısı mıydı? Uçaktaki bir patlayıcıyla mı ilgiliydi? Yoksa Türkiye’nin IŞİD’le mücadelede fırlatma rampası olarak İncirlik Hava Üssü’nü verme hamlesine karşı bir tür misilleme mi?”
Telefonun sahibi çıkmayınca ekibin güvenlik kuralları çerçevesinde yapılması gerekenleri uyguladığını ve telefonu uçağın en arka sağ tarafına götürüp üzerine valiz koyduklarını yazan Smith, Polonya ormanları ve üçgen çatılı evler görülünce somut bir rahatlamanın ve sessizliğin hasıl olduğunu ifade etti.
Varşova'ya indiklerinde kendilerini bir sürü itfaiyeci ve güvenlik gücünün karşıladığını aktaran Smith, uçak tahliye edildikten sonra yolculara Frederick Chopin Havalimanı’nda kahve ve çikolata ikram edilirken, özel güvenlik birimlerince telefonun imha edildiğini ve patlayıcıya rastlanmadığını belirtti.