Güzel, varlıklı, kültürlü Victoria niye erkek bulamıyor?
Güncelleme Tarihi:
Doğan ULUÇ
Oluşturulma Tarihi: Haziran 15, 2010 23:49
İsim, şöhret ve para bağlantısını ilk kez Londra muhabirliğim zamanında öğrendim. Gazeteleri karıştırırken, “Joe Louis size ev sahipliği yapacak. Akşama Churchill’de bekleriz. Hoş geldiniz içkisi de bizden” mesajlı sütunlar arasına sıkışmış ilanı görünce telefona sarıldım. Churchill, Londra’nın merkezinde bir gece kulübü idi. Telefonlara cevap veren bir sekreter, “Evet Jerhabaoe Louis, bahsettiğiniz kişi. Boksör” diye bilgilendirdi beni.
Yetişme yıllarımda, gazete ve dergilerden izledim Amerikalı dünya boks şampiyonunun maçlarını. Sonraki yıllarda siyah-beyaz TV’lerde. Halk arasında lakabı Kara Bomba idi. Şimdikilerde gibi insan azmanı değildi Joe Louis ama vurduğunda devirirdi. Akşam kulübe geldiğimde girişte gördüm. Beni görmeye gelmemişti, kulübe gelenleri kapıda, “Hoş Geldiniz” diyerek karşılıyordu. Sosyete uğrağı Churchill’e eşleriyle birlikte gelenler Kara Bomba aralarına alıp kulüp fotoğrafçısına hatıra resmi çektiriyorlardı.
Usta bir terzi elinden çıkmış olmasına rağmen smokiniyle görünüşü bana garip geldi. Görüşmemizi kısa tutacağımı söylediğimde, memnun oldu. “Beni görmek isteyenler olabilir” dedi. Sakin, aşırı derecede mütevazı, içe dönük kişilikli boksör hakkında kulüp sahibi, “İngiliz ve Avrupa sosyetesi ilgi duyar düşüncesiyle Joe’yu Amerika’da getirdik, haftalık ücretle bir süre bizde çalışacak. Muhasebecisi, menajeri paralarını sülük gibi emmiş” dedi.
Sorularım çoğunlukla yeni şampiyon Muhammed Ali üzerine idi. İkisini kıyaslamasına yanıt almak istiyordum. Sürekli ısrarlarım sonucu, “En iyi yıllarımda yenerdim onu” dedi. Sanırım beni memnun etmek için bu cevabı verdi. Karşılıklı yumruk sıkarak resim çektirdik. Şöhreti diyarlar aşan boksör yaptığı işten memnun görünmüyordu. Film dünyasında gangster rolleriyle ün yapmış aktör George Raft da Joe Louis’in arkasından Londra’ya gelerek bir başka kulüpte müşterileri karşılama işini üslendi. Kara Bomba Louis gibi George Raft da ismini satarak para kazanmaya fazla dayanamadı.
Armatör Yunanlı Stavros Niarchos denizcilik tarihinin en bilinen isimlerinden biri. Ailede bir de torun Niarchos var, aile büyüklerinin yaka silktiği. Eğlence aleminde playboy diye tanınıyor. Karıştığı skandalları nedeniyle aile vakfından bağlanan maaşı kesilmiş. Kulüplerde eskisi gibi bavul dolusu para harcıyamıyor. Rum playboy aile adını kullanıp varlıklı arkadaşlarının özel kulüplere girmesini sağlıyor. Binlerce dolarlık şarap, şampanya servisini arkadaşları ödüyor. Kulüp sahipleri bazen milyarder aile çocuğunu en gözde masada ağırlayıp varlıklı arkadaşlarını içeri çekmek için ‘yem’ olrak kullanıyor.
İsim, şöhret, para bir üçgen. Dışındakileri mıknatıs gücüyle içine çeken. Bir gazetede Jacqueline ile boşanmak üzere olduğu Peter’ın resimlerine bakıyorum. Vasat bir kadın ile darmadağınık saçlı hippievsiz görünümlü bir erkek. Duruşma mubaşirine birisi, “Bu adamla niye evlenmiş, bu kadın?” diye soruyor. Mubaşir “Soyadına bak” diyor. Peter, petrol kralı J. Paul Getty’nin torunu. Serveti 2 milyar dolar. Eşi, Peter’le evliyken alıştığı hayat stilini sürdürmek için ayda 350 bin dolar nafaka istiyor. Nafaka listesinde, “Ayda giyime 33 bin 697 dolar ödüyorum. Bir Getty için bu meblağ çok değil” diyor.
Ama herkes şöhretli bir isme sahip olmaktan mutlu değil. Örneğin 18 yaşında, esmer güzeli Victoria. İyi tahsil görmüş, dokuz yatak odalı saray yavrusu evde yaşıyor. Genç kızın her şeyi var, erkek arkadaş dışında. Tanıştığı erkekle kahve içmeye gittikten sonra ayrılırken tekrar buluşmak üzere kartvizit alışverişi yapıyor. Sonradan Victoria’nın kartvizitini inceleyen erkeklerin tümü ilişkiye başlamadan son veriyor, Victoria’dan gelen telefonlara dahi çıkmıyorlar. Niye mi? Victoria cezaevinde ölen mafya ‘Baba’sı John Gotti’nın torunu. Gambino Ailesi’nin yeni ‘Baba’sı John Gotti Junior da Victoria’nin babası. Daha fazla ayrıntıya gerek var mı?
Usta bir terzi elinden çıkmış olmasına rağmen smokiniyle görünüşü bana garip geldi. Görüşmemizi kısa tutacağımı söylediğimde, memnun oldu. “Beni görmek isteyenler olabilir” dedi. Sakin, aşırı derecede mütevazı, içe dönük kişilikli boksör hakkında kulüp sahibi, “İngiliz ve Avrupa sosyetesi ilgi duyar düşüncesiyle Joe’yu Amerika’da getirdik, haftalık ücretle bir süre bizde çalışacak. Muhasebecisi, menajeri paralarını sülük gibi emmiş” dedi.
Sorularım çoğunlukla yeni şampiyon Muhammed Ali üzerine idi. İkisini kıyaslamasına yanıt almak istiyordum. Sürekli ısrarlarım sonucu, “En iyi yıllarımda yenerdim onu” dedi. Sanırım beni memnun etmek için bu cevabı verdi. Karşılıklı yumruk sıkarak resim çektirdik. Şöhreti diyarlar aşan boksör yaptığı işten memnun görünmüyordu. Film dünyasında gangster rolleriyle ün yapmış aktör George Raft da Joe Louis’in arkasından Londra’ya gelerek bir başka kulüpte müşterileri karşılama işini üslendi. Kara Bomba Louis gibi George Raft da ismini satarak para kazanmaya fazla dayanamadı.
Armatör Yunanlı Stavros Niarchos denizcilik tarihinin en bilinen isimlerinden biri. Ailede bir de torun Niarchos var, aile büyüklerinin yaka silktiği. Eğlence aleminde playboy diye tanınıyor. Karıştığı skandalları nedeniyle aile vakfından bağlanan maaşı kesilmiş. Kulüplerde eskisi gibi bavul dolusu para harcıyamıyor. Rum playboy aile adını kullanıp varlıklı arkadaşlarının özel kulüplere girmesini sağlıyor. Binlerce dolarlık şarap, şampanya servisini arkadaşları ödüyor. Kulüp sahipleri bazen milyarder aile çocuğunu en gözde masada ağırlayıp varlıklı arkadaşlarını içeri çekmek için ‘yem’ olrak kullanıyor.
İsim, şöhret, para bir üçgen. Dışındakileri mıknatıs gücüyle içine çeken. Bir gazetede Jacqueline ile boşanmak üzere olduğu Peter’ın resimlerine bakıyorum. Vasat bir kadın ile darmadağınık saçlı hippievsiz görünümlü bir erkek. Duruşma mubaşirine birisi, “Bu adamla niye evlenmiş, bu kadın?” diye soruyor. Mubaşir “Soyadına bak” diyor. Peter, petrol kralı J. Paul Getty’nin torunu. Serveti 2 milyar dolar. Eşi, Peter’le evliyken alıştığı hayat stilini sürdürmek için ayda 350 bin dolar nafaka istiyor. Nafaka listesinde, “Ayda giyime 33 bin 697 dolar ödüyorum. Bir Getty için bu meblağ çok değil” diyor.
Ama herkes şöhretli bir isme sahip olmaktan mutlu değil. Örneğin 18 yaşında, esmer güzeli Victoria. İyi tahsil görmüş, dokuz yatak odalı saray yavrusu evde yaşıyor. Genç kızın her şeyi var, erkek arkadaş dışında. Tanıştığı erkekle kahve içmeye gittikten sonra ayrılırken tekrar buluşmak üzere kartvizit alışverişi yapıyor. Sonradan Victoria’nın kartvizitini inceleyen erkeklerin tümü ilişkiye başlamadan son veriyor, Victoria’dan gelen telefonlara dahi çıkmıyorlar. Niye mi? Victoria cezaevinde ölen mafya ‘Baba’sı John Gotti’nın torunu. Gambino Ailesi’nin yeni ‘Baba’sı John Gotti Junior da Victoria’nin babası. Daha fazla ayrıntıya gerek var mı?