Oluşturulma Tarihi: Haziran 03, 2017 11:10
Tarih: 31 Mayıs 2017 Yer: Kabil. Afganistan’ın başkenti. Bomba yüklü kamyonla girişilen intihar saldırısında 90’ın üzerinde insan yaşamını yitirdi, 400’den fazla kişi de yaralandı.
BU saldırı, aralarında
Almanya ve Türkiye’nin büyükelçiliklerinin de bulunduğu bölgede meydana geldi.
Yani en çok koruma önlemlerinin alındığı yerlerden birinde.
Yani ‘güvenli bölge’de.
*
Tarih: 31 Mayıs 2017
Yer: Nürnberg.
Almanya’nın Bavyera Eyaleti’nde büyük bir kent.
Alman polisi, hakkında
sınır dışı edilme kararı bulunan Afganistanlı bir meslek eğitimi öğrencisini alıp götürmek için okulun önüne dayanmış.
Aynı okuldaki Alman öğrenciler, Afgan arkadaşlarının götürülmesini, sınır dışı edilmesini engellemek için seferber olmuşlar.
Caddenin üzerinde oturma eylemi yapıyorlar.
“Katiller”, “Katiller” diye slogan atıyorlar.
Ama polis kararlı.
Yolu açmak için kızlı erkekli öğrencilere kaba kuvvet kullanıp yerlerde sürüklüyor.
Biber gazı kullanıyor.
Tasmalı köpekleri oturma eylemi yapan gençlerin üzerine yönlendiriyor.
Korkunç bir tablo.
*
Kabil’deki bombalı saldırı haberi üzerine Federal İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere devreye girip, Afganistanlı öğrencinin sınır dışı edilmesini durduruyor.
“Şimdilik” kaydıyla.
Alman politikacıların açıklamalarını dinliyorum.
“Afganistan
güvenli ülke” diyenler var.
“Afganistan’ın her yeri güvenli değil, ama güvenli bölgeleri var. O nedenle iltica başvuruları reddedilenler geri gönderilmeli” diyenler var.
Bu görüşü daha ziyade Hıristiyan Demokrat/Hıristiyan Sosyal Birlik Partili (CDU/CSU) politikacılar savunuyor.
CSU’lu Bavyera Eyalet İçişleri Bakanı Joachim Herrmann, “Afganistan’a sınır dışı mümkün olmalı” tezinde ısrar ediyor.
Sosyal Demokrat Parti (SPD), Yeşiller ve Sol Parti, Afganistan’a sınır dışının derhal durdurulmasını talep ediyor.
Ama SPD’de, “Afganistan’da büyük ölçüde güvenli bölgeler de var” diyen ve başvuruları kabul edilmeyenlerin sınır dışı edilmelerinden yana olanlar da var.
Aşırı sağcı parti Almanya için Alternatif (AfD) ise iltica başvuruları reddelinlerin derhal sınır dışı edilmelerini istiyor.
*
Evet, Almanya’da 24 Eylül’de yapılacak genel
seçim öncesi sığınmacıların sırtından oy avcılığı başladı.
Tabii ‘güvenli ülke’, ‘güvenli bölge’ tartışmaları da yeniden ülkenin gündemine yerleşti.
Almanya’da ‘güvenli ülke’ tartışması yeni değildir.
CDU/CSU ve SPD’den oluşan ‘büyük koalisyon hükümeti’, geçen yıl Kuzey Afrika ülkeleri Cezayir, Fas ve Tunus’u da ‘güvenli ülkeler’ listesine dahil etmek istedi.
Ancak Yeşiller’in ve Sol Parti’nin ortaklık ettikleri eyaletler destek vermediği ve Eyaletler Meclisi’nde kabul görmediği için, hükümetin bu planı suya düştü.
Ama son gelişmeler gösteriyor ki, sığınmacı, iltica, sınır dışı, ‘güvenli ülke’, ‘güvenli bölge’ tartışmaları önümüzdeki aylarda sürdürülecek seçim kampanyasına damgasını vuracak.
Evet, AB ülkelerinin yanı sıra Arnavutluk, Bosna-Hersek, Kosova, Karadağ, Makedonya, Senegal, Sırbistan ve Ghana gibi ülkeler Almanya’nın ‘güvenli ülkeler’ listesindedir.
Ama her gün terör saldırılarının yaşandığı, her gün insanların acımasızca öldürüldüğü Afganistan, Pakistan gibi ülkeler ne kadar ‘güvenli ülkedir’?
Bile bile insanları ‘ölüme sınır dışı etmek’ hiç de insani bir tutum değildir.
‘Ölüme sınır dışı’na Alman Anayasası’nda ise kesinlikle yer yoktur.