Güney Osetya savaşı sonrası Montrö sözleşmesi

Güncelleme Tarihi:

Güney Osetya savaşı sonrası Montrö sözleşmesi
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 19, 2008 12:34

Güney Osetya savaşından hemen sonra ABD’nin Gürcistan’a göndermek istediği yardım gemilerinin Montrö Sözleşmesi’ni ihlal ettiği haberleri basında yer almaya başlamıştır. Gürcistan’ın jeopolitik konumunda değişimlerin süreceği göz önünde bulundurulursa, Türk Boğazlarının tarihsel durumunu değerlendirmekte fayda vardır.

Haberin Devamı

Türk Boğazları (veya Türk Boğazlar Bölgesi); İstanbul Boğazı, Marmara Denizi ve Çanakkale Boğazı’nda bütünleşen, uluslararası deniz trafiğine açık bir geçittir. Türk Boğazları, Karadeniz’i Ege Denizi’ne ve Akdeniz’e, Süveyş Kanalı ve Cebelitarık Boğazı yoluyla da okyanuslara bağlar. Türk Boğazlarının konumu, Marmara Denizi’nin yapısı itibarıyla hiçbir uluslararası boğaza benzememektedir. Kıyılarının tamamı Türk toprakları ile çevrili ve tarihî olarak iç sular rejimine tabi Marmara Denizi’nden geçen ve tamamen milli boğaz özelliğine sahip İstanbul ve Çanakkale Boğazları, Montrö Sözleşmesi doğrultusunda milletlerarası ulaşımda kullanılmaktadır.

Haberin Devamı

 

 Lozan’da 24 Temmuz 1923’de imzalanan ve Türkiye’nin Boğazlar üzerindeki egemenliğini kısıtlayan Boğazlar Rejimine İlişkin Sözleşme’nin yerini 13 yıl sonra,20 Temmuz 1936’da imzalanan Montrö Sözleşmesi almıştır. İmzalanma aşamasından itibaren yürürlükte kalma süresinin bile uzun tartışmalara neden olmasına rağmen, Montrö Sözleşmesi; II. Dünya Savaşı, Varşova Paktı ile Sovyetler Birliği’nin dağılması gibi büyük sarsıntıları atlatabilmiştir. Temmuz 2008’de de 72. doğum gününü kutlamıştır. Montrö Sözleşmesi, yürürlükteki en eski uluslararası sözleşmelerden de biridir.

 

Türk Boğazlar rejiminin gelişim süreci, Osmanlı Devleti dönemi ve Türkiye Cumhuriyeti dönemi olmak üzere ikiye ayrılabilir. Montrö Sözleşmesi’nin imzalanmasına kadar Türk Boğazları ile ilgili yapılan uluslararası antlaşmalar da Türk Egemenliği Dönemi (1453-1809), İkili Anlaşmalarla Düzenleme Dönemi (1809-1841) ve Çok Taraflı Antlaşmalar Dönemi (1841-1923) olarak üç dönemde toplanabilir.

 

OSMANLI DÖNEMİNDE BOĞAZLARIN DURUMU

 

Haberin Devamı

Türk Boğazları, 1453’te İstanbul’un fethiyle tamamen Osmanlı Devleti’nin kontrolü altına girmiştir. Hukuken bunun anlamı, hangi gemilere Türk Boğazlarında seyir hakkı verileceğine Osmanlı Devleti’nin karar vermesi, dolayısıyla Türk Boğazlarının yabancı bayraklı gemilere yasaklanmasıdır. Nitekim İstanbul ve Çanakkale Boğazlarının Osmanlı egemenliğine geçmesinden sonra, Boğazlar yabancı devletlerin gemilerinin geçişine kapatılmış ve bu kapalılık sürekli bir kural haline getirilmiştir. Osmanlı Devleti’nin güçlü olduğu dönemlerde uygulanan “kapalılık” ilkesi, devletin zayıflamaya başladığı 18. yüzyılın başlarından itibaren giderek aşındırılmıştır.

Haberin Devamı

 

Çarlık Rusya’sının 1699’ta “Karlofça Antlaşması” ile Azak Kalesi’ni ele geçirip Azak Denizi’nde bir filo kurması, Karadeniz’deki statüyü değiştirmek için attığı ilk ciddi adım olmuş, Boğazların statüsünde de yeni bir dönemi başlatmıştır. Böylece, Osmanlı Devleti ile Çarlık Rusya’sı arasında ortaya çıkan Boğazlar sorununa, zaman içinde Avrupa devletleri de müdahil olmuş ve söz konusu sorun daha da genişleyerek Boğazlar üzerindeki egemenlik, birden fazla devletin oluruna bağlanmıştır.

RUSLARA GEÇİŞ İZNİ VEREN ANTLAŞMA

 

Osmanlı Devleti ile Çarlık Rusya’sı arasında 1774’te imzalanan “Küçük Kaynarca Antlaşması” ile Çarlık Rusya’sı Karadeniz’de ticaret gemileri bulundurma, ticaret yapma ve ticaret gemilerini Boğazlar'dan geçirme hakkını elde etmiştir.

Haberin Devamı

 

1798 ve 1805 Osmanlı-Rus İttifak Anlaşmaları ile Boğazlar üçüncü devletlerin savaş gemilerine kapatılırken, Rus savaş gemilerine serbest geçiş hakkı tanınmıştır. Ancak, 1807'de iki ülke arasında çıkan savaş sonucunda bu Anlaşma yürürlükten kalkmıştır..Osmanlı Devleti ile İngiltere arasında imzalanan 5 Ocak 1809 tarihli “Kale-i Sultaniye Anlaşması” ile, padişahın fermanı olmadıkça yabancı savaş gemilerinin geçişini yasaklayan kural yürürlüğe konulmuştur.

 

Osmanlı Devleti ve Çarlık Rusya’sı arasında 1829’da imzalanan “Edirne Anlaşması” ile, Rus ticaret gemilerine hem Karadeniz’de, hem de Boğazlarda serbest seyir hakkı tekrar tanınmış ve geniş ticari haklar sağlanmıştır. 8 Temmuz 1833 tarihinde imzalanan “Hünkar İskelesi Anlaşması”nda “Rusya bir saldırıya uğrarsa İngiltere ve Fransa'ya karşı Osmanlı, Boğazları kapatacak” hükmü yer almıştır. Böylece Rusya, Boğazlar üzerinde büyük avantaj sağlamış, Karadeniz’deki güvenliğini arttırmış ve bu durum Osmanlı Devleti’nin Boğazlar üzerindeki egemenlik haklarını tek başına kullandığı son Anlaşma olmuştur.

OSMANLI'NIN BOĞAZLAR ÜZERİNDEKİ HAKLARI KISITLANIYOR

Haberin Devamı

 

13 Temmuz 1841’de imzalanan “Londra Boğazlar Sözleşmesi” ile Türk Boğazları için yeni bir dönem başlamıştır. İlk kez Karadeniz ve Türk Boğazlarının statüsü çok taraflı bir antlaşma ile düzenlenmiş ve ikili sözleşmeler devri kapanmıştır.. Sözleşme’nin tarafları Avusturya, İngiltere, Fransa, Prusya, Rusya ve Osmanlı Devleti olmuştur. “Londra Boğazlar Sözleşmesi”nin önemi, Boğazların uluslararası bir statü kazanmasının yanında, Osmanlı’nın Boğazlar üzerindeki egemenlik haklarına kısıtlama getirilmesi, Rusya’nın Boğazlar üzerindeki üstünlüğünü kaybetmesi ve Fransa ile İngiltere’nin Akdeniz’deki güvenliklerini arttırmasıdır. Hukuki önemi ise, Osmanlı Devleti’nin yabancı savaş gemilerine barış zamanında geçiş yasağı getirmesidir. “Londra Boğazlar Sözleşmesi” ile Boğazların barış zamanında savaş gemilerine kapalılığı uluslararası bir yükümlülük haline dönüşmüştür.

 

"PARİS SÖZLEŞMESİ"

 

Rusya’nın yenilgisiyle sonuçlanan Kırım Savaşı sonrasında, Karadeniz’i tamamen askersizleştiren hükmün yer aldığı “Paris Sözleşmesi” ise; Osmanlı Devleti, Rusya, İngiltere, Fransa, Piemento, Sardunya, Avusturya ve Prusya arasında 30 Mart 1856 tarihinde imzalanmıştır. Bu sözleşme ile Osmanlı ve Rusya’nın Karadeniz’deki varlıkları belli hükümlere bağlanmıştır. Bahsi geçen hükümle Rus donanmasının Boğazlardan geçmesini engellemek için, Osmanlı Devleti de dahil olmak üzere, tüm devletlerin askerî gemilerinin geçişi yasaklanmıştır. Ayrıca bu sözleşme ile 1841 Boğazlar Sözleşmesi geçerli olacak, Rusya ve Osmanlı Devleti Karadeniz’de savaş gemisi ve tersane bulundurmayacaktır.

 

13 Mart 1871’de ise dokuz maddelik “Karadeniz Hakkında Londra Boğazlar Sözleşmesi” imzalanmıştır. Bu sözleşme ile Karadeniz’in tarafsızlığı kaldırılmış ve Babıâli’nin müttefiklerinin barış zamanında da Sultan’ın izni ile Boğazlardan savaş gemisi geçirebilecekleri kabul edilmiştir. Böylece, Osmanlı Devleti 1841 ve 1856 anlaşmalarıyla egemenlik haklarına konan kısıtlamalardan büyük ölçüde kurtulmuştur. Osmanlı Devleti ile İngiltere, Fransa, Avusturya, Macaristan İmparatorluğu, Almanya, İtalya ve Rusya arasında 1878’de imzalanan “Berlin Antlaşması”nda ise barış zamanında Boğazların -önceki antlaşmalara uygun olarak- serbest geçişe açık olması ve savaş zamanında Osmanlı Devleti’nin kontrolünde olması kararlaştırılmıştır. 10 Ağustos 1920’de imzalanan Sevr Antlaşması taslağının 37. maddesine göre de, Çanakkale Boğazı, Marmara Denizi ve İstanbul Boğazı’nda,bütün devletlerin ticaret ve savaş gemilerine ve uçaklarına, geçiş serbestisi tanınacaktır. Bu bölge abluka edilmeyecek ve bu bölgede, savaş hukukunun muhariplere tanıdığı haklar kullanılmayacaktır. Boğazlardan geçişi düzenleme ve bu düzeni uygulama yetkisi de -Osmanlı Devleti’nin temsil edilmediği- bir uluslararası komisyona bırakılmıştır.

 

Lozan Antlaşması’nın 23. maddesi gereğince Antlaşmaya ek olarak imzalanan 24 Temmuz 1923 tarihli “Lozan Boğazlar Sözleşmesi”ne kadar Türk Boğazlarından geçiş rejimi 1871 “Londra Sözleşmesi” ile düzenlenmiştir. “Lozan Boğazlar Sözleşmesi” ile, Boğazların ticaret gemilerine açık olduğu ilkesi getirilmiş, Boğazların askerden arındırılmasına karar verilmiş ve barış zamanında Karadeniz’e girecek yabancı bayraklı savaş gemilerinin tonajına sınır konmuştur. Ancak,İngiltere’nin ısrarlı tutumu nedeniyle, savaş zamanında da tonaja bakılmaksızın savaş gemilerine geçiş hakkı sağlanmıştır.

 

“Lozan Boğazlar Sözleşmesi”nin temel ilkeleri, Boğazlar Bölgesi’nin askersizleştirilmesi ve Boğazlar Komisyonu’nun kurulmasıdır. Çünkü Osmanlı Devleti, “Londra Sözleşmesi” ile kendi güvenliği açısından gerektiğinde “dost veya müttefik” güçlerin savaş gemilerine Boğazları açabilmekteydi.

MONTRÖ BOĞAZLAR SÖZLEŞMESİ

 

Türk Boğazlarının halen uygulanmakta olan uluslararası hukuki statüsü ise Montrö Sözleşmesi ile belirlenmiş olup, bu anlaşma ile kendi toprakları ve Boğazlar üzerinde Türkiye’nin egemenliğini önemli derecede sınırlandıran “UluslararasıBoğazlar Komisyonu” ve “askerden arındırılmış bölge”kaldırılmıştır. 20 Temmuz 1936’da Bulgaristan, Büyük Britanya, Avustralya, Fransa, Japonya, Romanya, Sovyetler Birliği, Türkiye, Yugoslavya ve Yunanistan tarafından imzalanan “Montrö Boğazlar Sözleşmesi”, 31 Temmuz 1936 tarih ve 3056 sayılı yasa ile TBMM tarafından onaylanmış ve 9 Kasım 1936’da yürürlüğe girmiştir. Montrö Sözleşmesi, Türk Boğazlarından ticaret ve savaş gemilerinin geçiş rejimlerini düzenleyen temel belge niteliğindedir. Montrö Sözleşmesi, imzalandığı tarihten bu yana önemini ve geçerliliğini koruyan az sayıdaki çok taraflı sözleşmelerden biridir.

 

 TÜRK BOĞAZLARINI İLGİLENDİREN ÖNEMLİ TARİHLER

 

No

Antlaşmanın Adı

Antlaşma Yılı

1

İstanbul’un Fethi

1453

2

Karlofça Antlaşması

1699

3

Küçük Kaynarca Antlaşması

1774

4

Osmanlı-Rus İttifak Antlaşması

1798

5

Osmanlı-Rus İttifak Antlaşması

1805

6

Osmanlı-Rus İttifak Antlaşması’nın Kaldırılması

1807

7

Kale-i Sultaniye Antlaşması

1809

8

Edirne Antlaşması

1829

9

Hünkar İskelesi Antlaşması

1833

10

Londra Boğazlar Sözleşmesi

1841

11

Paris Sözleşmesi

1856

12

Karadeniz Hakkında Londra Boğazlar Sözleşmesi

1871

13

Berlin Antlaşması

1878

14

Sevr Antlaşma Taslağı

1920

15

Lozan Boğazlar Sözleşmesi

1923

16

Montrö Boğazlar Sözleşmesi

1936

17

1958 Cenevre Karasuları ve Bitişik Bölge Sözleşmesi

1958

18

UNESCO, Dünya Kültürel ve Doğal Mirasının Korunmasına Dair Sözleşme

1974

19

1982 Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi

1982

20

Cenova Bildirgesi, Akdeniz’de Ortak Öneme Sahip 100 Tarihi Sit

1985

21

Boğazlar ve Marmara Deniz Trafik Düzeni Hakkındaki Tüzük

1994

22

Türk Boğazları Deniz Trafik Düzeni Tüzüğü

1998

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!