Güncelleme Tarihi:
8 Şubat'tan itibaren Hatay Antakya bölgesinde arama-kurtarma faaliyetlerini sürdüren 118 kişilik Birinci Güney Kore yardım heyeti, dün Adana Havalimanı’ndan Güney Kore’nin Incheon kentine doğru yola çıktı. Ekibe havalimanında hazırladıkları ‘teşekkür videosu’ izletmek isteyen ancak yetişemeyen Türkiye-Kore Dayanışma Platformu, mesajı Güney Koreli ekibe uçakta dinletti.
Türkiye-Kore Dayanışma Platformu gönüllüleri, mesajlarında şu ifadelere yer verdi;
“Ülkemizin en çok yardıma ihtiyacı olduğu bir esnada, 10 bin kilometre öteden Güney Koreli Uluslararası Kurtarma Ekibi’nin dost eli bizlere ulaştı. Sizler ailelerinizden uzun süre ayrı kalarak büyük bir vefa örneği gösterdiniz. Akıllı köpekleriniz ile canlarınızı tehlikeye atarak enkaz altındaki insanlarımızı kurtarmak için gece gündüz durmadan çalıştınız.”
Uçakta mesajı dinleyen Güney Koreli ekip, duygusal anlar yaşayıp gözyaşlarını tutamadı ve mesaja alkışlarla karşılık verdi.
Teğmen Hila Levi ise "Komutanım heyete katılmak isteyip istemediğimi sormak için aradı, ilk cevabım net bir 'evet' oldu. Hayat kurtarmak ve görevimizi yerine getirmek her kurtarıcının hayalidir. Zor manzaralarla karşılaştık. İnsanların bir depremden bir dakika sonra içine düştüğü durumu anlamak zordu. Aynı zamanda, başka bir hayatı kurtarmak için başka bir işaret bulmak için enkaz altından sadece küçük bir ses duymayı umduk. Türkler harika insanlar; deprem nedeniyle verecek çok az şeyleri olmasına rağmen cömert davrandılar ve bize saygı duydular ki bu başlı başına takdire şayan. Umarım güçlü kalırlar, hepimiz onların yanındayız ve onları destekliyoruz" diye konuştu.
Yüzbaşı Linoy Dimri de alışılmadık deneyim yaşadığını belirterek, "Hem çok ağır yıkım hem de çevre ve saldırı sırasında yapılan eylemler açısından hiçbir kelime, fotoğraf veya videonun orada olanı açıklayabileceğini düşünmüyorum" dedi.
Dimri, 9 yaşındaki çocuğu 120’nci saatte enkazdan çıkaran ekipte yer aldığını dile getirerek, "Enkaz altında 120 saat kaldıktan sonra onu kurtarmayı başardık. Enkazın altında bir çocuğun sesini, ‘imdat’ çığlığını duymak, aşağıda hayat olduğunu bilmek, çılgınca ve akıl almaz bir deneyim. Deneyimlediğim bir başka güçlü durum da tek bir ıslıkla bölgenin susturulmasıydı. Bir çağrı ile çevredeki tüm alan sessizleşiyor, enkazın altından bir ses gelirse onu kurtarabilmemiz için herkes hareketsiz duruyordu. Heyete katılmamı teklif ettiklerinde, elbette hiç tereddüt etmeden ‘evet’ dedim. Bu benim görevim ve bu yüzden arama kurtarma birimine hayat kurtarmak için katıldım" diye konuştu.