Güncelleme Tarihi:
ABD'nin Wall Street Journal gazetesinin konuyla ilgili bilgi sahibi kaynaklara dayandırdığı haberine göre, Trump'ın ekibinin, askeri güç veya askeri güç tehdidiyle birlikte güçlü ekonomik yaptırımlar uygulayarak İran'ı caydırmak ve nükleer programını çökertmek için "maksimum baskı 2.0" stratejisini uygulamayı düşünüyor.
BÖLGEDE YAŞANAN GELİŞMELER TUTUMUNU DEĞİŞTİRDİ
Trump'ın ilk döneminde İran'a karşı askeri güç kullanmaktan kaçındığına dikkati çekilen haberde, bölgede yaşanan dramatik değişimler, özellikle İsrail'in son aylarda İran'ın vekili Hizbullah'a verdiği ciddi zarar ve Suriye'de Beşşar Esed'in devrilmesi sonucunda bu tutumun yeniden değerlendirildiği kaydedildi.
YENİ BİR SAVAŞI ATEŞLEMEKTEN UZAK DURACAK PLANLAR İSTİYOR
Görüşmeler hakkında bilgi sahibi iki kaynak Wall Street Journal gazetesine yaptığı açıklamada, Trump'ın İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ile yaptığı son telefon görüşmelerinde, İran'ın nükleer faaliyetlerinin kendi gözetiminde patlak vermesinden endişe duyduğunu söylediğini ve bu sonucu önleyecek öneriler aradığının sinyalini verdiğini öne sürdü.
Gazeteye göre seçilmiş başkan, Tahran'ın nükleer tesislerine yönelik saldırıların ABD ve İran'ı çarpışma rotasına sokma potansiyeline sahip olması nedeniyle yeni bir savaşı, özellikle de ABD ordusunu devreye sokabilecek bir savaşı ateşlemekten uzak duracak planlar istiyor.
Gazeteye konuşan kaynaklara göre, Washington'ın planlarında iki seçenek ön plana çıkıyor. İlk plan Orta Doğu'ya daha fazla ABD kuvveti, savaş uçağı ve gemisi göndererek askeri baskıyı arttırmak.Gazetenin kaynakları, ABD'nin İran'a karşı öncelikle bölgeye daha fazla güç, gemi ve savaş uçağı gönderebileceğini, aynı zamanda "sığınak delici" bomba satışıyla İsrail'in saldırı yeteneklerini güçlendirebileceğini ifade etti.
Washingtona göre,askeri güç tehdidi, özellikle de İran'ın ekonomisini çökertmeyi başaran yaptırımlarla eşleştirilirse, Tahran'ı krizi diplomatik yollardan çözmekten başka çaresi olmadığına ikna edebilir.
BAŞARISIZ OLURSA DAHA SAVAŞÇ BİR TAVIR TAKINABİLİR
Bu adımların başarısız olması durumunda ABD'nin daha savaşçı bir tavır takınabileceği ve doğrudan askeri güç kullanma tehdidinde bulunabileceği ancak stratejinin henüz kesinleşmediği ve Trump'ın ocak ayında ikinci kez Beyaz Saray'a yerleşince değişebileceği belirtiliyor.
Üçüncü bir Dünya Savaşı'ndan kaçınmaktan ve Tahran ile anlaşmalar yapmaktan bahseden Trump'ın hangi seçeneği seçeceği belli değil. ancak İsrail basınında da Tel Aviv'in İran'ın nükleer tesislerine olası bir saldırı için hazırlık yaptığına dair iddialar yer almıştı.
HAMANEY: ABD'NİN BÖLGEDEKİ VARLIĞI SONA ERECEK
Bölgede yaşanan son gelişmeler ABD ve İran arasındaki tansiyonu adım adım yükseltirken İran dini lideri Ayetullah Ali Hamaney dün başkent Tahran'daki İmam Humeyni Hüseyniyesinde halka hitap etti.
“Suriye'de yaşananların, ABD ve Siyonist rejiminin ortak bir planı olduğuna şüphe yok." diyen Hamaney, “Bu saldırganların her birinin farklı bir amacı var. Kimisi Suriye'nin kuzeyinden veya güneyinden toprak ele geçirmeye çalışıyor, ABD ise bölgede etkisini kalıcı hale getirmeye uğraşıyor. Ancak Allah'ın izniyle hiçbirinin bu hedeflerine ulaşamayacağını zaman gösterecek. Suriye'nin işgal altındaki bölgeleri cesur Suriyeli gençler tarafından özgürlüğüne kavuşturulacak, bundan hiç şüpheniz olmasın. ABD'nin bölgedeki varlığı da sona erecek ve direniş cephesi tarafından bölgeden kovulacak” dedi.