Güncelleme Tarihi:
“Almanya’da uzun süre ‘misafir işçilerin’ (gastarbeiter) belirli bir zaman sonra ülkelerine geri dönecekleri düşünüldü. O yüzden de Almanca bile konuşma zorunda kalmadan bu insanlar NRW’nin göbeğinde yaşadı. İleriye dönük olarak bundan ders almalıyız.”
Bakan Jager’in bu söylemi yerindedir.
Doğrudur da.
Ama bunları okuyunca insanın aklına hemen “Günaydın Bay Jaeger” demek geliyor.
Başlangıçta gastarbeiter olan, zamanla auslaender (yabancı), daha sonra zuwanderer (göçmen), şimdilerde de menschen mit migrationshintergrund (göçmen kökenli insanlar) olarak nitelendirilen bu insanların kalıcı olduğu 1980’li yılların başından beri belliydi.
Yani Almanya’da politik sorumluluk taşıyanlar tam 25 yıl bu insanlara hep misafir işçi, gidici gözüyle baktılar.
*
Evet Almanya’ya 1955 yılında İtalyanlarla başlayan iş gücü göçüne 1961 yılında Türkler katıldı.
Almanya’da işsizliğin artması üzerine 1980 yılı itibariyle Türklere vize uygulaması başlayınca, bu ülkede çalışan ve yaşayan gastarbeiter Türkler, eşlerini ve çocuklarını yanlarına almaya başladılar.
Yani çok açık bir biçimde “Biz artık burada kalıcıyız. Buralı olacağız” sinyali verdiler.
Ama nedense Alman politikacılar bunu anlamamakta direndiler.
Ralf Jaeger’in üyesi olduğu Sosyal Demokrat Parti (SPD) o zamanlar Hür Demokrat Parti (FDP) ile iktidardaydı.
Almanya’ya gastarbeiter gelmeye başladığında da Hıristiyan Demokrat/Hıristiyan Sosyal Birlik Partisi (CDU/CSU) ile Hür Demokrat Parti (FDP).
Evet, başlangıçta geçici gözüyle bakıldığından gastarbeiterlerin uyumu için gereken özenin gösterilmemesi bir yerde kabul edilebilir.
Ama 1980’li yıllardan sonraki vurdum duymazlığa ne demeli?
Dönemin SPD’li Almanya Başbakanı Helmut Schmidt, 1978 yılının sonlarına doğru eski NRW Eyalet Başbakanı Heinz Kühn’e Federal Hükümetin Yabancılar Danışmanı olarak görev verdi.
Heinz Kühn öncülüğünde dokuz ay içinde “Federal Almanya Cumhuriyeti’ndeki yabancıların ve ailelerinin uyumunun konumu ve gelişmesi” başlığı altında toplumsal uyuma dönük öneriler içeren tam 60 sayfalık bir memorandum hazırlandı.
Kühn Memorandum.
*
O zamanlar Almanya’da 4 milyon yabancı yaşıyordu.
Bu memorandumda yabancı çocukların okul öncesi yuvalara gönderilmesi öneriliyordu.
Çocukların küçük yaştan itibaren Almanca öğrenmelerine, eğitimlerine ve mesleki eğitimlerine önem verilmesi öneriliyordu.
Gençlere çalışma ve oturma izni verilmesi öneriliyordu.
Kuran kursları yerine okullarda İslam dini dersleri verilmesi öneriliyordu.
Bireysel ve toplumsal büyük zarar görülmemesi için politik kararların derhal alınması öneriliyordu.
Yerel düzeyde karar alınmasında söz sahibi olmaları için yabacılara yerel seçim hakkı verilmesi öneriliyordu.
Yabancılara çifte vatandaşlık hakkı verilmesi öneriliyordu.
Yabancıların Almanya’da dünyaya gelen çocuklarına, ilerde birinden feragat etmek koşuluyla (opsiyon modeli) doğuştan Alman vatandaşlığı da verilmesi öneriliyordu.
Heniz Kühn’ün 1979 yılında yaptığı bu önerilere Schmidt hükümeti de, daha sonra 16 yılı aşkın süre iktidarda kalan Helmut Kohl hükümeti de gereken desteği vermedi.
Bunları hiç şüphesiz Almanya’ya Türk işgücü göçünün başladığı 1961 yılında dünyaya gelen Ralf Jaeger de bilmektedir.
Kühn Memorundum’u da.
O yüzden yalnız gastarbeterlerin değil, şu andaki göçmen kökenli insanların uyumu ve dışlanmalarının engellenmesi için Federal Hükümet’in de, Eyalet Hükümetlerinin de hala arzu edilen ve gereken adımların hala yeteri kadar atılmadığını da.