Güncelleme Tarihi:
Yazının en ilginç kısımlarından biri Mandela ile Öcalan'ın karşılaştırıldığı paragraflar.
Guardian editörleri burada şu yorumları yapıyor:
"Kendi ada hapishanesinden destekçileri üzerindeki sıra dışı kontrolünü sürdüren ve hatta şu an eşit koşullara benzer bir ortamda Türk hükümetiyle müzakereler yapan Kürt lider Abdullah Öcalan'la da uzak bir paralellik kurulabilir. Ancak Öcalan'ın kült benzeri takipçileri Mandela'nın çerçevesine oturmuyor. Öcalan'dan korkuluyor ve kendisine tapılıyor. Mandela'ya ise saygı duyulurdu ve sevilirdi. Mandela'nın liderliğinin sırrı karakteri ile uzun ve kritik bir dönem boyunca sahnelerden uzak kalmasına neden olan yaşam tarzının bir araya gelerek oluşturduğu benzersiz bilgelik ve masumiyette yatıyor."
Gazetenin yazıda geçen diğer isimlerle kurduğu benzerlik ve farklılıklar ise şöyle:
"Hapishane, Cevahirlal Nehru’nun da gözlemlediği gibi, siyaset için bir nevi mezuniyet sonrası hazırlık gibi olabiliyor. Hindistan Ulusal Kongresi liderleri için kısmen daha iyi koşullarda olduğu için hapishaneler, gözaltına alındıklarında, İngiltere’ye karşı mücadeleleri arasında bir nefes alma fırsatıydı. En yakın benzerlik, ev hapsi döneminde kendi hayatında neredeyse ‘azizelik mertebesine’ ulaşan Aung Sang Suu Kyi ile kurulabilir. Yine de benzer bir hayal kırıklığı da yaratıyor. Kutsanmış kili normal bir siyaset hayatına girdiğinde ve fedakârlıklar, kaçınılmaz olarak da hatalar yaptığında, bir şeyler şüphesiz kayboluyor."