Güncelleme Tarihi:
Bir daire şeklinde yan yana dizilmiş sekiz koğuştan oluşan hapishanenin içine girdiğimizde, tutsakların bizi duymaması için gardiyanlar sessiz olmamızı istemişti. Arada kalın kurşun geçirmez cam vardı halbuki. Ayrıca cam, aynalı olduğundan içeriden bizi görmeleri de mümkün değildi. Ancak ne olduysa... Anladılar. Dışarıda birilerinin olduğunu, içeriyi izlediklerini fark ettiler. Ve aralarından biri, yaptığı bir resmi getirip yemek yedikleri masalardan birinin tam üzerine yerleştirdi. Bir metre boyunda yarım metre eninde bir tuval. Siyah bir fonun üzerinde kocaman sarı bir soru işareti. Soru işaretinin noktası da kilit şeklinde çizilmişti. Koğuşta kalanların en genciydi. Diğerleri umursamaz halde yemeğini yiyor, koğuşta dolaşıyorken, aralarında bize resmini çıkaran genç, telaşla bir cama doğru yürüyüp soru işaretini gösteriyor, bir resmin yanına gidiyordu. Ne söylemeye çalışıyordu bize? Kim olduğunu bilmediği yabancılardan kafasındaki sorular için bir cevap mı bekliyordu? Ya da sebebini bilmeden tutulduğu bu hapishaneyi protesto mu ediyordu, öğrenemedik. Çünkü tutsaklarla konuşmamız yasaktı. Üç gün geçirdiğim Guantanamo’da karşılaştığım en çarpıcı andı.
Kamp 6’daki koğuşlardan biri
11 Eylül 2001 saldırılarından sonra Amerikalıların dünyanın dört bir yanından topladıkları, bazısı CIA tarafından işkenceyle sorgulanmış, mahkeme önüne çıkarmadan tuttukları insanların öykülerini tüm dünya biliyor. Fakat işin yeni olan kısmı, o tutsağın da gösterdiği soru işareti. Guantanamo’yu kapatma vaadiyle seçilip sekiz yıl başkanlık yapan ve verdiği sözü tutamayan Obama’dan sonra Guantanmo’yu kapatmayıp daha da kalabalıklaştırma sözüyle göreve gelecek Donald Trump’tan önce kampta herkese hâkim olan belirsizlik.
Kamp 6’daki hücrelerin içi
Hapishaneyi koruyan karma birliğin komutanı Tuğamiral Peter Clarke, seçimden sonra içeride hiçbir aşırılık ya da kurallara uymama gibi bir durum yaşanmadığını söyledi. Tutsakların Trump’ın kazandığını bildiklerini ama bu durumun bir davranış değişikliğine neden olmadığını anlattı. Ve altı ay önce kampta göreve başlamasından beri de, tutsaklardan sadece biri dışında hiçbirinin kurallara itiraz etme gibi bir davranış sergilemediğini belirtti. Daha önce tutsaklar, kaldıkları hücrede biriktirdikleri dışkı, sidik ve tükürükleri gardiyanlara fırlatıyorlardı. Buna sıçratma diyorlar. Ağustosta boşaltılan Kamp 5’in koridorlarındaki tavanlarda dışkı izlerini gördüm. Bu yüzden gardiyanlar koğuşlara girerlerken artık yüzlerine koruyucu takıyorlar. Clarke, artık sıçratma da olmadığını aktardı.
Klinik yoğun bakım ünitesi
İSYAN ÇIKMASINI UMUT ENGELLİYOR
Peki niye? Clarke buna açık bir cevap vermiyor. Sadece “Bizim görevimiz onlara insanca muamele etmek ve hapishanenin güvenliğini sağlamak” diyor. Ancak tutsakların davranışlarının değişmesinde Obama döneminde atılan adımların etkili olduğunu da kabul ediyorlar. Örneğin Clarke göreve başladığında hapishanede 112 tutsak varken, bu sayı bugün 59’a düşmüş durumda. Ve yönetim, gitmeden bu sayıyı daha da düşürmek için elinden geleni yapıyor. Bu tutsaklardan bazılarını kabul etmeleri için başka ülkelerle müzakereler yürütüyor. Bir günde 15 tutsağı birden serbest bırakabiliyor. “Umut” dedi Clarke. “İçeridekiler, gidenleri görüp kendisinin de çıkabileceğini umut ediyor.”
Kütüphane’de dini kitaplar daha popüler
YENİLEME LAZIM AMA ÖDENEK YOK
Trump öncesi belirsizlik yaşayan sadece tutsaklar değil. Aynı şey askerler için de geçerli. ABD’nin Küba’dan 1903’te kiraladığı, 120 kilometrekarelik bir alana kurulmuş deniz üssünde bu hapishane. 1959 Küba Devrimi’nden bu yana Küba Yönetimi kira sözleşmesini kabul etmiyor ve ABD’nin adayı terk etmesini istiyor. Amerikalılar ise kritik bir bölgede yer alan üssü kapatmayacaklarını söylüyorlar. Ancak üs duracak olsa bile Obama’nın kapatılmasını istediği hapishane kısmına, yönetim tek bir ilave çivi çaktırmıyor. Clarke, askerlerin kaldıkları barakaların kötü durumda olduğunu ve yenilenmesi gerektiğini ama ödenek alamadıklarını söyledi.
59
Mevcut tutsak
780
Gönderilen toplam tutsak sayısı
İŞKENCE DÖNER Mİ
Trump’ın başkanlığı sırasında Guantanamo’ya yeni tutsak getirilirse bu kişilere sorgularında işkence uygulanıp uygulanmayacağı merak ediliyor. Trump, kampanya sırasında “terör zanlılarına” işkence uygulanmasını savunmuş ve CIA’nın 11 Eylül sonrası bu tür kişilere uyguladığı, Obama tarafından 2009’da yasaklanan ‘waterboarding’ (boğulma hissi veriyor) sorgulama yöntemini geri getirme sözü vermişti. Tuğamiral Clarke, waterboarding uygulama emri verilirse Guantanamo Hapishanesi’nin bağlı olduğu Güney Ordusu’nun (SOUTHCOM) illegal bir emir vermeyeceğini söylemekle yetindi.
NİYE KAPATILMADI
Obama, 2008’de başkan seçildiğinde Guantanamo’yu kapatmayı vaat etmişti. 2009 Ocak’ta görevi devralmasından bir gün sonra bir karar yayınlayarak hapishanedeki tutsaklarla ilgili süren askeri yargılamaların durdurulmasını istedi ve o sene hapishanenin kapatılacağını duyurdu. Ancak kamptaki askeri yargıçlardan biri, bu kararı uygulamayacağını açıkladı. Üç ay sonra da Amerikan Senatosu ezici bir çoğunlukla karar alarak tutsakların nakli için gerekli fonları durdurdu. Böylece Obama’nın hapishaneyi kapatma planı da suya düştü.
Fotoğraf: Jason Leopold
11 OCAK 2002
İlk tutsağın gelişi
14 MART 2008
Son tutsağın gelişi
Meşhur X-Ray Kampı bugün yerle yeksan
HAPİSHANE KÜÇÜLÜYOR
Şimdiye kadar 780 tutsağın geçtiği, 2008 Martı’ndan beri de yeni hiçbir tutsağın gönderilmediği Guantanamo, uzun süredir küçülüyor. Örneğin, tutsakların üzerindeki turuncu kıyafetleriyle hava almak için çıkarıldıkları tel örgülerin arasında fotoğraflandıkları meşhur X-Ray Kampı bugün yerle yeksan. Hapishanelerin bulunduğu Delta Kampı içindeki birçok hapishane de kapatılmış durumda. En son ağustos ayında 100 kişi kapasiteli Kamp 5 de tamamen tahliye edilmiş. Şimdi tutsakların yüzde 75’i Kamp 5’in hemen yanında, koğuş sistemiyle inşa edilen 175 kişi kapasiteli Kamp 6’da kalıyorlar. Geri kalan, “çok tehlikeli” diye sınıflandırılan tutsaklar ise yeri gizli tutulan Kamp 7’deler.