Güncelleme Tarihi:
Prens, yolsuzluğa karşı düzenlenen operasyonun bir siyasi tasfiye olduğu iddialarıyla ilgili, “Bu gülünçtür” yanıtını verdi. Veliaht Prens, Başsavcı Saud el Mojib’in gözaltındakilere iki seçenek sunduğunu belirterek, “Elimizdeki bütün dosyaları onlara gösteriyoruz. Bunları görür görmez yüzde 95’i bir anlaşmaya varma konusunda uzlaştı” dedi. Friedman, çözümün hisse veya nakitlerin Suudi devlet hazinesine devri anlamına geldiğini yazdı.
Veliaht Prens Muhammed, “Gözaltındakilerin yüzde 1’i yolsuzluk yapmadıklarını kanıtladı ve davaları düştü. Yüzde 4 civarı suçlamaları reddetti ve avukatları ile mahkemeye gitmek istediklerini söyledi. Suudi yasalarına göre başsavcı bağımsız. İşine karışamayız. Kral onu görevden alabilir. Süreçte işsizliğe yol açmasından kaçınmak için şirketlerin iflas etmemesinden emin olmak amacıyla uzmanları görevlendirdik” dedi.
“Savcıların ne kadar parayı geri aldıklarına” dair soruya Prens, başsavcının çözüm anlaşmaları sonunda bunun 100 milyar dolar civarında olabileceğini söylediğini aktardı.
İRAN’A HİTLER’Lİ MESAJ
Thomas Friedman’ın Prens Muhammed bin Selman ile konuştuğu önemli konu başlıklarından biri de Suudi Arabistan’ın dış politikasıydı. Prens Muhammed bin Selman, ABD Başkanı Trump’ı “doğru zamanda doğru kişi” diye övdü. Prens, İran’a ise sert mesaj verdi. İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney ile ilgili olarak Prens Muhammed, “İran’ın dini lideri Ortadoğu’nun yeni Hitler’idir. Avrupa’dan yatıştırma politikasının işe yaramadığını öğrendik. Avrupa’da yaşanmış olanın Ortadoğu’da tekrarlanmaması için İran’da yeni bir Hitler istemiyoruz” diyerek, Avrupa’da Nazizmin yükselişi ve Nazi diktatörü Adolf Hitler’e atıf yaptı.