Gore da petrolcü çıktı

Demokrat Parti'nin çevreci başkan adayı Al Gore, Occidental Petroleum'da hisse sahibi olmakla suçlanıyor. Bu şirket Kolombiya'da yerlilerin yerleşim alanında petrol arıyor. Gore'un başkan yardımcısı adayı Joseph Lieberman'ın ise petrol şirketlerinden seçim kampanyasına bağış aldığı belirlendi.

SİYASİ rakibi George W. Bush'u petrol şirketlerinin adamı olmakla suçlayan Demokrat Parti'nin başkan adayı Al Gore'un da petrolcü olduğu ortaya çıktı.

Demokrat Parti'nin Los Angeles'teki kurultayı sürerken, 3 bin gösterici, her fırsatta çevreci olduğunu söyleyen Başkan Yardımcısı Al Gore'un Occidental Petroleum ile ilişkilerini protesto etti. Gore'un, şirkette 750 bin dolarlık hissesi bulunduğu bildirildi.

Occidental Petroleum, Kolombiya'da yerli Uwa halkının yaşadığı ormanlık bölgede petrol arama çalışmaları sürdürüyor. Uwa halkı, kendi bölgesinde petrol aranmasına şiddetle karşı çıkıyor. Göstericiler, ‘‘Uwa topraklarını terk edin. Occidental Uwa halkını sömürürken, Al Gore kár ediyor’’ diye sloganlar attılar.

Gore kampanyası yetkilileri ise, ‘‘Başkan Yardımcısı çevrenin dostudur ve hep çevrenin korunması için mücadele vermiştir’’ şeklinde bir açıklama yaptılar.

LİEBERMAN DA PARA ALMIŞ

Gore'un başkan yardımcısı adayı olarak seçtiği Senatör Joseph Lieberman'ın da seçim kampanyaları için petrol şirketlerinden para aldığı ortaya çıktı. ‘‘Ben büyük petrol şirketleriyle mücadele ediyorum’’ diye övünen Lieberman'ın 2000 seçim kampanyasında Koch Industries, Atlantic Ritchfield ve Texaco petrol şirketlerinden bağış aldığı belirlendi.

Demokratlar, sık sık, Cumuriyetçi Parti'nin Bush-Cheney ekibini ‘‘halkı değil petrol çıkarlarını temsil ediyorlar’’ diyerek eleştiriyorlardı, ancak şimdi kendi adaylarının da rakiplerinden çok farklı olmadığı ortaya çıkmış oluyor. Yeşiller Partisi de, çevreci olduğunu iddia eden Al Gore'un ‘‘şekere bandırılmış bir Cumhuriyetçi ve çevre düşmanı’’ olduğunu belirtiyor.

Ege'de istikrar, Kıbrıs'ta çözüm

AL Gore, 7 Kasım'da ABD Başkanı seçilmesi halinde, Ege'de istikrar için çalışacağına; Kıbrıs'ta adil ve kalıcı bir çözüm sağlanması için yürütülen BM çabalarına destek vereceğine söz verdi. Gore, halen BM gözetimindeki aracılı Kıbrıs görüşmelerine ‘derinden angaje’ olduğunu da söyledi.

Gore, ABD Yönetimi'nin, Türkiye ile Yunanistan arasındaki umut verici gelişmeler ve atılan olumlu adımlar temelinde daha fazla ilerleme için sıkı bir şekilde çalıştığını da kaydederek, ‘‘Kıbrıs'ta, bütün Kıbrıslılar'ın güvenlik içinde yaşayacağı adil ve kalıcı bir çözüme bağlıyım’’ dedi.

Kıbrıs'ta gerginlik, Türk-Yunan anlaşmazlığı ve Türkiye'nin AB ile ilişkilerinin, bölgesel istikrar ve Avrupa'nın siyaset ve güvenlik mimarisinin yapılaşmasıyla çok yakından ilgili ve etkileyici olduğunu belirten Gore, ‘‘Amacımız, Türkiye ile Yunanistan arasında uzun yıllara dayanan sorunları gidererek ve Kıbrıs'ta adil bir çözüm ile bölgeyi istikrara kavuşturmak olmalıdır’’ dedi.

Teşekkürler Amerika

Beş ay sonra ‘‘eski ABD Başkanı’’ diye anılacak Bill Clinton, kendisini sekiz yıl Beyaz Saray'da görev başında tutan Amerikan halkına teşekkür etti. Clinton, sekiz yıl öncesine göre saçlarının biraz daha ağardığını ve yüzündeki çizgilerin daha da derinleştiğini söyledi ve ‘‘Ama kalbim halkım için şükran ile dolu’’ dedi.

Clinton, önceki akşam Demokrat Parti'nin Los Angeles'teki Kurultayı'nda yaptığı konuşmada, mükemmel bir hatip olduğunu ve kalabalığı coşturma yeteneğini bir kez daha sergiledi. Clinton, son sekiz yılın başarılarını rakamlarla ifade ederek, aynen Ronald Reagan'ın yıllar önce dediği gibi, ‘‘Sekiz yıl öncesine dönmek istermisiniz’’ diye sordu ve ‘‘Eğer böyle devam etmesini istiyorsanız Al Gore'u Başkan yapın’’ dedi.

Bill Clinton, ücra ve küçük bir kasabada doğduğunu ve dul annesi tarafından büyütüldüğünü hatırlattıktan sonra, ‘‘Amerika bana rüyalarımı gerçekleştirme fırsatını verdi. Ben de Başkan olarak hep sizlerin de bu fırsatları yakalamanız için çalıştım’’ dedi. Clinton, Al Gore'un iyi bir başkan olacağını, halka hizmet vereceğini ve yakalanan refahı sürdürecek politikaları uygulayacağını da kaydetti.