Güncelleme Tarihi:
Sanat uzmanlarından, küratörlerden, müze güvenlik şeflerinden, 9 milimetrelik Glock tabancalarını özel giysileri altında gizleyen FBI ajanlarından geçilmeyen Upper Holmesburg'da 100 kişi bir araya geldi.
Pek az kimsenin adını işitmiş olduğu ve işitenlerin de pek azının tarif edebileceği ya da tanıdığı bir kişiye veda etmek için düzenlenen bir toplantıydı bu.
Özel ajan Robert Wittman, böyle olmayı tercih etmiş hep...
20 yıla yakın zamandır, kendisine, genellikle Mafya’yla ve Kolombiyalı uyuşturucu kartelleriyle ilişkili bir sanat eseri dolandırıcısı süsü vererek hareket eden Wittman, yaşamı boyunca birçok gizli operasyon gerçekleştirdi ve sanat yapıtlarını kendisine satmaları için birçok suç şebekesini kandırdı.
Robert'in kimliğini koruması, bir ölüm kalım meselesi...
Giriştiği operasyonlardan birinde, Kopenhag'daki bir otel banyosunda Rembrandt'a ait bir tabloya sıkı sıkıya sarılmış halde saklanıyordu.
Zira tam o sırada Danimarka özel timleri, Wittman'a, Rembrandt'ın 1630 yılından kalma 'Kişisel Portre'sini satma aşamasında olan, Irak doğumlu gangster Baha Kadhum'u tutuklamak üzere odaya baskın düzenliyordu.
Bakır üstüne yapılmış olan, kitap boyutlarındaki on milyonlarca sterlin değerindeki tablo, son yıllarında en cesur sanat hırsızlıklarından biri sırasında, İsveç Ulusal Müzesi'nden çalındı.
SANAT HIRSIZLARI
Söz konusu müze, bir yarımadanın ucundaki, Rönesans döneminden kalma sarayda yer alıyor.
Dört bir yanı sularla çevrili.
İsveçli aileler Stockholm’ün Noel pazarlarını gezer, donmuş göller üzerinde buz pateni yaparken, Kadhum ve arkadaşları, saraya giden tek yolu, bir taşıtı ateşe vererek kapattılar.
Kayak maskeleri giyen çete, silahlarını havaya doğru sallayarak binayı bastı, Rembrandt'ın 'Kişisel Portre'sini ve iki Renoir'ı duvardan indirip sürat motoruyla kaçmayı başardılar.
SANAT HIRSIZLIÄžI BÃœYÃœK Ä°Åž GÃœNÃœMÃœZDEÂ
Yılda 1 ile 4 milyar sterlin arasında bir para kazanıldığı tahmin ediliyor bu piyasada. Ve halen, uluslararası suçlar arasında, uyuşturucu kaçakçılığı, silah kaçakçılığı ve kara para aklamadan sonraki en büyük faaliyet olarak yer alıyor.
Avrupa'da çalınan tablolar Japonya veya Amerika'da ortaya çıkıyor. Tabloları taşımak kolay. Tanımak ise zor. Bir hırsız, gümrük memuru tarafından sıkıştırılacak olsa bile, pekala, "bitpazarından aldım, karım için" deyip savuşturabiliyor. Ve şimdilik 'Eski Ustalar'ı koklayabilecek şekilde eğitilmiş bir av köpeği bulunmuyor gümrüklerde...
Robert Wittman, 1989'dan bu yana sanat suçlarıyla savaşımın ön saflarında yer alıyor. Parlak meslek yaşamı boyunca, bir düzineyi aşkın ülkeden, 100 milyon sterlini aşkın değerde çalınmış sanat yapıtını kurtardı.
Rembrandt, Goya, Breughel ve Rothko tabloları, Geronimo’nun kartal tüylü savaş başlığı ve İnka'lara ait altından zırh parçası, yeniden müzelere kazandırdığı eserlerden yalnızca bazıları. Robert'in son görevlerinden biri, Irak ve Afganistan'dan yağmalanan sanat ürünlerinin ya da arkeolojik kalıntıların satışıyla, İslamcı terör örgütleri arasındaki bağlantıları araştırmaktı.
DEDEKTÄ°F BOB'UN MESLEK YAÅžAMI
Bob, meslek yaşamının çoğu kısmında yalnız başına çalıştı. Bugünse, Federal Soruşturma Bürosu FBI'ın Sanat Suçları Ekibi, ABD'de 12 ajan görevlendiriyor. İngiliz güvenlik güçlerinin dört, Fransa'nın ise 30 dedektifi var.
Tabii miras aldığı dev kültürel hazinenin değeri düşünüldüğünde, İtalya'nın dünyadaki en büyük sanat hırsızlığıyla savaşım ekibine sahip olmasına şaşmamak gerek. İtalya'da 300 polis özel olarak sanat yapıtı avına çıkıyor. Bu gücün içinde helikopterlerle arkeolojik alanları gözetim altında tutan ajanlar da yer alıyor.
Robert Wittman, bir casus gibi çalışıyor. Dostluk kuruyor ve sonra da ihanet ediyor. Bu işi yapabilmek için, tilki gibi kurnaz ve tatlı dilli olmak, çelik gibi sinirlere sahip bulunmak ve son derece inandırıcı bir şekilde kendisini bir başkasıymış gibi göstermek şart.
Ve bir de kolayca unutulabilecek bir yüze sahip olmak. Yüzde yara izi bulunmamalı, kulaklar boksörlerinki gibi çok darbe yemiş olmamalı, insan orta boylu, normal yapıda olmalı...
Amerikalıların 'sıradan Joe' dedikleri türden bir bakıma...
Kalabalık bir odaya koyduğunuzda diğer insanların arasına kolayca karışan, göze çarpmayan biri.
Ve şimdi 53 yaşında olan bu soyguncular kralı, tabancasını bırakarak, kitap yazmaya; karısı ve üç çocuğuyla daha fazla zaman harcamaya hazırlanıyor. Emekliliğinde bile fotoğrafının çekilmesine izin vermeyecek Bob.
Kendisine yeni bir meslek seçmiş, özel sanat güvenlik danışmanı olduğunu söyleyecek sorunlara. Hala kimliğini gizlemesini gerektiren durumlar olabilir. Birçok mahkumun, kendilerini demir parmaklıklar arkasına attıran bu tatlı dilli FBI ajanının gerçek kimliğini öğrenmek için yanıp tutuştuklarına kuşku yok.
Wittman, kendisine niçin böylesine tehlikeli bir iş seçtiğini sorduğumda, "İnsanlığın kültürel varlığını korumak için" diye yanıt veriyor ve sürdürüyor:
"Her ülkenin farklı kültürel mirası var. Bunları kurtarmak hepimizi, insan olarak yakınlaştırıyor. Konu sanat olunca, bu çok daha köklü, bizi derinden etkileyen duygusal bir olay."