Güncelleme Tarihi:
BUGÜN, 12 Nisan, gezegenimizin tarihindeki önemli bir olay olan uzaya ilk insanlı uçuşun tam 60. yıl dönümündeyiz. Tam 60 yıl önce, Gagarin’in ünlü “Payehali” sözü dünyanın dört bir yanında yankılandı ve dünyanın farklı noktalarındaki radyo istasyonları bu sansasyonel haberi bildirmek için programlarını yarıda kesti. Yuri Gagarin’in bu kahramanca başarısına değer biçmek zor, adı sonsuza dek insanlık tarihinde altın harflerle yazılacak. Geride kalan yıllarda ülkemiz, uzayın keşfi alanında çok büyük bir yol kat etti. Yine 1961’de, bir diğer Sovyet kozmonot German Titov, uzayda tam bir gün geçirdi ve bir kişinin yerçekimi olmadan yaşayabileceğini ve çalışabileceğini kanıtladı. Bu arada Titov, Dünya’nın fotoğraflarını çeken ilk kozmonot oldu. Daha sonra Vostok-5 uzay aracının kozmonot Valery Bykovsky ile yaklaşık 5 gün süren uçuşu gerçekleştirildi. Yurttaşımız Valentina Tereshkova, uzaya çıkan ilk kadın olurken, Aleksey Leonov ise açık uzaya çıkan ilk kozmonot unvanını elde etti.
YENİ BİR AŞAMA
Uzayda uzun süreli beşeri faaliyetlerin yürütülmesinin sağlanmasına imkân tanıyan insanlı uzay istasyonlarının yörüngeye fırlatılması uzayın keşfine yönelik araştırmalarda yeni bir aşama oldu. Kapsamlı bilimsel araştırma programı, dünyanın ilk uluslararası çok modüllü yörünge istasyonu “Mir” tarafından gerçekleştirildi. Rus uzay bilimcilerin yerli insanlı yörünge istasyonlarının kullanılması sırasında edindikleri deneyim, 20 yıldan fazla bir süredir kesintisiz bir şekilde insanlı modda faaliyet yürüten Uluslararası Uzay İstasyonu’nun (UUİ) kurulması için birçok açıdan uygulamalı bir temel görevi görmüştür. UUİ projesi, Batı ülkelerin ve Rusya’nın kaynaklarını, bilimsel ve teknik kazanımlarını ve deneyimlerini bir araya getirerek, dünya toplumunun çıkarları doğrultusunda uzayın etkin kullanımına katkıda bulunmaktadır. Şu anda, 64. uzun süreli keşif seferinin mürettebatı UUİ’de kendilerine verilen görevleri yerine getirmektedir.
UZAYDA İŞBİRLİĞİ
Türkiye’nin uzayın keşfi konusuna gösterdiği ilgiyi görüyoruz. Komşumuzu kendi uzay programını başlattığı için tebrik ederiz. Türkiye’nin uzay araştırmaları alanında yürütülen küresel çalışmalara katkı sağlayacağına inanıyoruz. Bu bağlamda Rusya’nın çok geniş yelpazedeki uzay faaliyetleri alanlarında Türkiye de dahil olmak üzere diğer devletlerle işbirliğine açık olduğunu bir kez daha vurgulamak isterim. Bu vesileyle, çok önemli bir hususa daha dikkat çekmek istiyorum. Rusya, uzayın ayrım gözetmeksizin barışçıl bir şekilde kullanılmasını ve araştırılmasını tutarlılık içinde savunmakla birlikte bu alandaki yükümlülüklerine bağlılığını korumaktadır.
GÜVENLİK MİMARİSİ
Uzayda silahlanma yarışı başlatma girişimlerinin son derece tehlikeli buluyoruz. Ülkemiz, önde gelen tüm uzay devletlerinin katılımıyla, uzaya silah konuşlandırılmasının yasaklanmasını öngören, yasal bağlayıcılığı olan bir anlaşma imzalama inisiyatifi ortaya koymaktadır. Uzayda silahlı bir çatışmayı önleyebilecek ve uluslararası güvenlik mimarisi için sağlam temeller oluşturabilecek, genel kabul gören önlemler alma şansına hâlâ daha sahibiz. Aksi takdirde, gezegenimizi ne gibi sonuçların beklediğini düşünmek bile korkutucu. Bu bağlamda, 60 yıl önce Yuri Gagarin tarafından dile getirilen ve bugün hala daha güncelliğini koruyan sözleri bir kez daha hatırlayalım: “Bir uzay gemisiyle Dünya’nın etrafında uçtuktan sonra, gezegenimizin ne kadar güzel olduğunu gördüm. Ey insanlar, bu güzelliği yok etmek yerine onu koruyup çoğaltalım!”