Güncelleme Tarihi:
Bosna-Hersek'in başkenti Saraybosna'daki tarihi Başçarşı'da bulunan Gazi Hüsrev Bey Medresesi'nde düzenlenen törene, Reisül Ulema Dr. Mustafa Ceriç, Saraybosna Kantonu Bilim ve Eğitim Bakan Yardımcısı Emir Granab, Travnik Müftüsü Nusret Abdibegoviç, Medrese Müdürü Ziyad Lyevakoviç ile eski mezunlar, öğrenciler ve çok sayıda davetli katıldı.
Gazi Hüsrev Bey Medresesi öğretim üyesi Mensur Kerla'nın Kur'an-ı Kerim okumasıyla başlayan tören, “Aşkın Nefesi” grubu ile medresenin korosunun Boşnakça ve Türkçe seslendirdiği ilahilerle devam etti.
Törende konuşma yapan Dr. Mustafa Ceriç, Gazi Husrev Bey Medresesi'nin 474. yıldır sönmeyen bir bilim yuvası olduğunu belirterek, medreseden bugüne kadar binlerce kişinin mezun olduğunu ve bunların bilim dünyasında önemli konumlara geldiğini kaydetti.
Medresenin kurucusu Gazi Hüsrev Bey'in eğitime ve güzel sanatlara olan sevgisine dikkati çeken Dr. Ceriç, “Gazi Hüsrev Bey'in Bosna'ya, bu şehirlere ve hayratlara sevgisini bilmeliyiz. Bize emanet kalan bu medresenin bu kadar uzun süre hayatta kalmasına şaşırmamalıyız. Çünkü bizler Gazi Husrev Bey'in torunlarıyız” diye konuştu.
“Gazi Hüsrev Bey Medresesi”nin yanı sıra aynı ismi taşıyacak bir üniversitenin de Bosna-Hersek'te kurulması gerektiğini vurgulayan Dr. Ceriç, şöyle konuştu:
“Bu medresede ve ileride üniversitede zamanın ve yerin şart konduğu her konu işlenmeli ve tartışılmalıdır. Medreseler, dini okullar olmalarıyla birlikte, mezun ettiği öğrencileri sadece diyanete değil bilimin her alanına hazırlamaktadır. Bu medreseyi bitirip devletin birçok kademesinde görev yapan mezunlarımız bulunuyor. Din ve bilim bu medreselerde birlikte öğretiliyor. Dinimiz, fen bilimlerini de teşvik ediyor. Bu nedenle bizim din bilimleri dışındaki bilimlere tavır almamız söz konusu değildir. Ancak diğer bilimlerin de dine karşı saygılı olmaları gerekiyor.”
Gazi Hüsrev Bey Medresesi Müdürü Ziyad Lyevakoviç, medresenin 474 yıl boyunca kesintisiz eğitim verdiğini, Bosna savaşı sırasında en zor günlerde bile burada eğitime ara verilmediğine dikkati çekerek, “Burası bir kaynak suyudur. Bu kaynak, kendisinden içenlere hayat veriyor” dedi.
Törende daha sonra, medreseye katkı veren eski mezunlardan Prof. Dr. İsmet Buşatliç ve Yusuf Jiga'ya plaket takdim edildi.
Prof. Dr. Buşatliç, Bosna-Hersek'i Gazi Hüsrev Bey gibi bir insanın uzun süre yönetmiş olmasından dolayı her zaman gurur duyduklarını belirterek, “İsmet Buşatliç olmasaydı bu medrese yine yerinde dururdu, fakat bu medrese olmasaydı ben ne olurdum. Buradan mezun olan herkesin böyle düşünmesi gerekir. Bu nedenle de Gazi Hüsrev Bey'e her zaman minnet duymalıyız”
Sultan 2. Bayezid'in kızı Selçuk Sultan'ın oğlu olan Gazi Hüsrev Bey, Bosna Sancak Beyliği yaptığı dönemde, bölgede kurduğu birçok cami, han, hamam, aşevi ve eğitim kurumları inşa ettirdi. Belgrad'ın fethi, Mohaç Zaferi'nde de büyük emekleri geçen Gazi Hüsrev Bey'in yaptırdığı bu eserler, halen Bosna'nın en önemli tarihi yapıtları olarak gösteriliyor.
Gazi Hüsrev Bey, 1537 yılında da kendi adına tarihi Başçarşı'da medrese inşa ettirdi. Dubrovnik'ten özel getirilen taş ustalarının inşa ettiği bu medresede, Osmanlının bölgeden ayrılmasının ardından da Bosna-Hersek'te yönetimi devralan devletler, eğitime engel olmadı. Eski Yugoslavya döneminde de ülkede açık olan birkaç dini eğitim kurumundan biri olan bu medrese, Saraybosna'nın kuşatma altında bulunduğu sırada da kapılarını eğitime kapatmadı. Bu medresenin kurucusu Gazi Hüsrev Bey ise Boşnaklar tarafından çok seviliyor ve adeta bir “baba” olarak biliniyor.