Muammer ELVEREN / PARİS
Oluşturulma Tarihi: Aralık 02, 2008 00:00
Liberation gazetesi editörü Vittorio de Philippis’in basit bir yayın suçlamasından dolayı sabaha karşı polis tarafından kelepçe takılarak götürülmesi karşısında Fransa’da büyük bir infial yaşanıyor. Fransa basını, basın örgütleri, siyasiler ve sendikalar ayağa kalktı. Topa tutulan Adalet Bakanı Rachida Dati ve İçişleri Bakanı Michel Alliot ise polisin görevini yaptığını savundular.
LIBERATION Gazetesi Genel Yayın Yönetmenliği yaptığı 2006 yılında bir okuyucunun ’Free’ adlı Internet şirketi aleyhine yazdığı bir yazıyı yayınlattığı gerekçesiyle yapılan şikayet üzerine önceki gün sabah saat 06.30 da polis tarafından evinden alınıp 10 ve 14 yaşlarındaki çocukları önünde kelepçelenerek götürülen ve nezarethanede kötü muamele gören Vittorio de Philippis olayı Fransa’yı sarsıyor.
Halen gazetenin araştırma-geliştirme editörlüğünü yürüten Philippis’in nezarette işkence olarak kabul edilebilecek bir uygulamayla çırılçıplak soyulması gazetecileri, siyasiler, sendikalar, basın kuruluşları ve bakanları ayağa kaldırdı. Liberation gazetesi olayı kapaktan tam sayfa verirken, sayfanın ortasına gözleri bandana ile bağlı elinde adalet terazisi olan bir kadının temsili fotoğrafını koydu. Fotoğrafın yanına Türkçesi suçüstü manasına gelen ’Flagrant Delit’ kelimesine gönderme yaparak ’Flagrant Delire’ yani ’çılgınlığa suçüstü’ manasına gelen bir başlık attı. Gazeteyle birlikte kiosklara dağıtılan afişlerde ise "Liberation- Bir gazetecinin götürülmesi-Skandal" uyarısını yaptı.
Dati’ye soru yağmuru
Adalet Bakanı Rachida Dati Senato’da konuyla ilgili soru yağmuruna tutulurken Sosyalist Parti Senatörü Jean-Pierre Sueur’un "Bir gazetenin üst düzey sorumlusu sıradan bir olay nedeniyle adeta bir kriminal suçlu gibi evinden sabahın erken saatlerinde alınarak nezarethanede polis tarafından kötü muameleye tabi tutulmuştur, bu konuda bir soruşturma başlatıldı mı?" sorusuna şu cevabı verdi: "Paris Adliyesinden olayın seyri ile ilgili yazılı bilgi istedim. Bu konuda kimseyi suçlayamayız, hakim 3 kez kendisine mahkeme celbi göndermiş ve cevap alamadığını belirtmiştir. Bu durumda prosedüre bağlı kalarak ilgili kişiyi polise bildirmiş ve evinden alınması için bir tezkere çıkartmıştır. Burada hakimin herhangi bir kusuru yoktur görevini yerine getirmiştir." Dati, olayda polisin yaptığı kötü muameleyi es geçerken İçişleri Bakanı Michel Alliot Marie de memurlarını koruyan bir açıklama yaparak "Bu tür olaylarda polisler hakimin emriyle hareket ederler. Yani evden alınma ile ilgili işlemin nasıl yapılacağına hakim karar verir. Polisler hakimin yazılı emrini yerine getirerek ilgili kişiyi almışlardır, konunun oluş şekli ile ilgili araştırma yapılıyor" demekle yetindi.
Komünikasyon’dan Sorumlu Kültür Bakanı Christine Albanel ise daha temkinli bir açıklamayla "Ben işin hukuki tarafıyla değil gazeteci arkadaşımızın adalet makamları önüne çıkarılması prosedürü ile ilgili uygulamanın aydınlığa kavuşmasını istiyorum" dedi. İktidar partisi "Halk Hareketi İçin birlik" sözcüsü Frederic Lefebvre de "Bu bir basın suçuysa gereği de ona göre yapılmalıydı. Hapis cezası gerektirmeyen bir olayda nasıl böyle davranılmış. Anlatılanlar sürrealist şeyler. İnsanın inanası gelmiyor. Bunun açıklığa kavuşmasını istiyoruz" diye konuştu. Sosyalist Parti’nin yeni Genel Sekreteri Martine Aubry, yaptığı açıklamada "Gazeteciye uygulanan adli metod kabul edilemez" derken konunun aydınlığa kavuşması için Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’den bir araştırma yaptırtmasını istedi.