Garson kim kovduya gitti
Güncelleme Tarihi:
WASHINGTON, (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Ocak 24, 2008 15:42
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün ABD ziyaretinde eşi Hayrünnisa Gül'ün ıstakozlu makarna yediği Cafe Milano'da görevli Türk garson Kerem Çelik'in haberi sızdırdığı iddiasıyla işten atılması tartışma yarattı. Cumhurbaşkanlığı'nca yapılan açıklamada garson Çelik'in işten çıkarılmasının ‘restoran yönetiminin bağımsız kararı olduğu’ belirtilirken, Washignton Post gazetesi Türkiye Büyükelçiliği'nden gelen talep üzerine garsonun işine son verildiğini yazdı.
Cafe Milano'dan bir Hayrünnisa geçti/Foto galeri
Cafe Milano'nun, Hayrünnisa Gül ile ilgili haber nedeniyle garson Kerem Çelik'in işten çıkarılmasıyla ilgili Cumhurbaşkanlığı'ndan yapılan açıklama ile Washington Post'ta yer alan haberde restoran yönetiminin söyledikleri çelişti. Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi tarafından yapılan açıklamada Cafe Milano tarafından, yemekle ilgili bilgilerin basında yer almasıyla ilgili Hayrünnisa Gül’e bir özür mektubu gönderildiği belirtildi.
Açıklamaya göre mektupta, Türk yetkililerin restoranda görevli Türk garsonun görevine son verilmesi yönünde hiçbir müdahalede bulunmadığı iddia edilerek, “Sayın Hanımefendi'yi de üzen bu gelişme, ABD’de büyük önem verilen özel hayatın gizliliği gibi bazı ilkelerin ihlali nedeniyle restoran yönetiminin aldığı bağımsız kararın sonucudur” ifadelerine yer verildi.
Washington Post gazetesi ise, Cafe Milano'da görevli Türk garsonun işine son verilmesiyle ilgili haberinde, restoran yönetiminin açıklamasına yer verdi. Gazetede, Amy Argetsinger imzasıyla yer alan yazıda Cafe Milano’nun Türk Büyükelçiliği'nden gelen telefon üzerine garsonu işten attığını teyid ettiği belirtildi.
NE OLMUŞTU
Doğan Haber Ajansı Washington Muhabiri Salih Zeki ise garson Kerem Çelik'in basına bilgi sızdırdığı iddialarını yalanlayarak, haberi hazırlamasını şöyle anlattı: Cumharbaşkanı Gül'ün Washington ziyareti sırasında resmi programlarının yanı sıra basına açık olmayan programlarını da görevimiz gereği takip ettik. Akşam arkadaşlarımla birlikte Cafe Milano’ya gittiğimizde Hayrünnisa Gül’ün oraya geleceğinden haberimiz yoktu. Washington’un ünlü mekanlarından olan restorana heyetten birilerinin ABD’li yöneticilerle görüşmeler yapabileceği düşüncesiyle gittik. Biz tam çıkmak üzereyken bir hareketlilik farkedince ‘Biraz daha kalalım' dedik.
Çok geçmeden Hayrünnisa Gül ve yanındakiler restorana girdi. Hayrünnisa hanım gösterilen yere oturmadı, Amerikalı korumaların ısrarına karşın cam kenarındaki masayı tercih etti. Bu masada neler yenildiği içerden olduğu gibi dışardan da rahatlıkla görebiliyordu.
Biz fotoğraf çekmeye çalışırken, Hayrünnisa hanımın masasına hizmet eden garsonlardan biri yanımıza geldi, “Hanımefendi görüntü alınmamasını rica ediyor” dedi. O gün ilk kez gördüğüm bu garsonun Kerem Çelik olduğunu sonradan öğrendik. Restoranda birçok çalışanı tanıdığımız için neler yenildiğini, hesabın ne kadar tuttuğunu ve faturanın Türkiye Büyükelçiliği'ne gönderilmesinin istendiğini kolayca öğrendik. Sonra da heyet çıkarken dışarıda fotoğraf çektik.
Biz, olayı bizzat izledik, kimse Hayrünnisa Gül'ün o akşam Cafe Milano'ya geleceğini bize söylemedi. Onlar gelmeden önce orada olduğumuzun kanıtı olarak yediğimiz yemeğin fişini hala saklıyorum. Türk garson Kerem Çelik'in ‘bilgi sızdırdığı’ iddiası gerçek değildir. Bu restorana korumaları ile dikkat çekici biri gelirse, restorandaki herkes ne olup- bittiğini izleyebilir. Bundan dolayı garsonun hakkında iftira atılarak işten çıkartılması haksızlıktır.
Washington Post gazetesindeki yazıda da belirtildiği gibi Cafe Milano, ‘görme ve görülme’ mekanıdır. Oraya gidenlerin özel hayat diyerek, haklarındaki haberlerden rahatsız olmazlar. Bu ülkede seçimle göreve gelmiş siyasetçilerin ve Hollywood yıldızları ‘özel hayatımızdır’ diyerek basına sınırlama getirmez. Cafe Milano yönetimi restoranda yemek yiyen ünlülerin ne yediklerini gizlemez. Washington Post ve diğer gazetelerde hangi ünlünün bu restoranda hangi yemeği yediği defalarca yazılmıştır. Hayrünnisa Gül'ün istakozlu makarna siparişetitği de bu çerçevede yazılmıştır.
Ayrıca Cafe Milano yemekleriyle değil bir mekan olarak içkileriyle ünlüdür. Özel şarapları garsonlar değil özel uzmanlar tanıtıp servis yapar. Yemeğin faturasının Türkiye Büyükelçiliği'ne gönderilmesi konuyu özel hayatın gizliliği ilkelerinin tamamın dışarı çıkartmaktadır.
Cafe Milano'nun, Hayrünnisa Gül ile ilgili haber nedeniyle garson Kerem Çelik'in işten çıkarılmasıyla ilgili Cumhurbaşkanlığı'ndan yapılan açıklama ile Washington Post'ta yer alan haberde restoran yönetiminin söyledikleri çelişti. Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi tarafından yapılan açıklamada Cafe Milano tarafından, yemekle ilgili bilgilerin basında yer almasıyla ilgili Hayrünnisa Gül’e bir özür mektubu gönderildiği belirtildi.
Açıklamaya göre mektupta, Türk yetkililerin restoranda görevli Türk garsonun görevine son verilmesi yönünde hiçbir müdahalede bulunmadığı iddia edilerek, “Sayın Hanımefendi'yi de üzen bu gelişme, ABD’de büyük önem verilen özel hayatın gizliliği gibi bazı ilkelerin ihlali nedeniyle restoran yönetiminin aldığı bağımsız kararın sonucudur” ifadelerine yer verildi.
Washington Post gazetesi ise, Cafe Milano'da görevli Türk garsonun işine son verilmesiyle ilgili haberinde, restoran yönetiminin açıklamasına yer verdi. Gazetede, Amy Argetsinger imzasıyla yer alan yazıda Cafe Milano’nun Türk Büyükelçiliği'nden gelen telefon üzerine garsonu işten attığını teyid ettiği belirtildi.
NE OLMUŞTU
Doğan Haber Ajansı Washington Muhabiri Salih Zeki ise garson Kerem Çelik'in basına bilgi sızdırdığı iddialarını yalanlayarak, haberi hazırlamasını şöyle anlattı: Cumharbaşkanı Gül'ün Washington ziyareti sırasında resmi programlarının yanı sıra basına açık olmayan programlarını da görevimiz gereği takip ettik. Akşam arkadaşlarımla birlikte Cafe Milano’ya gittiğimizde Hayrünnisa Gül’ün oraya geleceğinden haberimiz yoktu. Washington’un ünlü mekanlarından olan restorana heyetten birilerinin ABD’li yöneticilerle görüşmeler yapabileceği düşüncesiyle gittik. Biz tam çıkmak üzereyken bir hareketlilik farkedince ‘Biraz daha kalalım' dedik.
Çok geçmeden Hayrünnisa Gül ve yanındakiler restorana girdi. Hayrünnisa hanım gösterilen yere oturmadı, Amerikalı korumaların ısrarına karşın cam kenarındaki masayı tercih etti. Bu masada neler yenildiği içerden olduğu gibi dışardan da rahatlıkla görebiliyordu.
Biz fotoğraf çekmeye çalışırken, Hayrünnisa hanımın masasına hizmet eden garsonlardan biri yanımıza geldi, “Hanımefendi görüntü alınmamasını rica ediyor” dedi. O gün ilk kez gördüğüm bu garsonun Kerem Çelik olduğunu sonradan öğrendik. Restoranda birçok çalışanı tanıdığımız için neler yenildiğini, hesabın ne kadar tuttuğunu ve faturanın Türkiye Büyükelçiliği'ne gönderilmesinin istendiğini kolayca öğrendik. Sonra da heyet çıkarken dışarıda fotoğraf çektik.
Biz, olayı bizzat izledik, kimse Hayrünnisa Gül'ün o akşam Cafe Milano'ya geleceğini bize söylemedi. Onlar gelmeden önce orada olduğumuzun kanıtı olarak yediğimiz yemeğin fişini hala saklıyorum. Türk garson Kerem Çelik'in ‘bilgi sızdırdığı’ iddiası gerçek değildir. Bu restorana korumaları ile dikkat çekici biri gelirse, restorandaki herkes ne olup- bittiğini izleyebilir. Bundan dolayı garsonun hakkında iftira atılarak işten çıkartılması haksızlıktır.
Washington Post gazetesindeki yazıda da belirtildiği gibi Cafe Milano, ‘görme ve görülme’ mekanıdır. Oraya gidenlerin özel hayat diyerek, haklarındaki haberlerden rahatsız olmazlar. Bu ülkede seçimle göreve gelmiş siyasetçilerin ve Hollywood yıldızları ‘özel hayatımızdır’ diyerek basına sınırlama getirmez. Cafe Milano yönetimi restoranda yemek yiyen ünlülerin ne yediklerini gizlemez. Washington Post ve diğer gazetelerde hangi ünlünün bu restoranda hangi yemeği yediği defalarca yazılmıştır. Hayrünnisa Gül'ün istakozlu makarna siparişetitği de bu çerçevede yazılmıştır.
Ayrıca Cafe Milano yemekleriyle değil bir mekan olarak içkileriyle ünlüdür. Özel şarapları garsonlar değil özel uzmanlar tanıtıp servis yapar. Yemeğin faturasının Türkiye Büyükelçiliği'ne gönderilmesi konuyu özel hayatın gizliliği ilkelerinin tamamın dışarı çıkartmaktadır.