Güncelleme Tarihi:
DAHA önce Türkiye kökenli işadamlarıyla bir toplantı yapan Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel, Türk toplumu mensuplarının bu ülkenin vatandaşı olduklarını, iki ülkeyle ilişkilerde köprü vazifesi gördüklerini söyledi ve şöyle dedi:
“Türk toplumu bu ülkeyi birlikte inşa etti. Çok büyük katkıda bulundu. Almanya, başka ülkelerden, özellikle de Türkiye’den gelen bu insanlar olmadan bu kadar güçlü olamazdı. Biz bir paralel toplum oluşmasını önlemek, uyum ve işbirliğini sağlamak için son yıllarda çok çaba sarfettik. Türkiye kökenli işverenlerle yaptığım toplantıda şu mesajı aldım. Türk toplumu, referandum, Türkiye Almanya ve Avrupa arasındaki çekişmeler nedeniyle birlikte yaşam için 20, 30 yıldır yapılan başarılı çalışmanın yok olmasından endişe ediyor. Türk ve İslam düşmanlığının yeniden körüklenmesinden, referandum bittikten, hatta bir gün Erdoğan’ın görev süresi sona erdikten sonra bile bunun toplumda kalmasından, sonunda bedeli kendilerinin ödemesinden korkuyor. Biz bunu önlemek ve iyi gelişmelerin devam etmesini istiyoruz.”
DIŞARIDAN ETKİYE KARŞI KENDİMİZİ KORURUZ
İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere ise Almanya’da yaklaşık 1.5 milyon Türkiye vatandaşı, 1.5 milyon da Türkiye kökenli Alman vatandaşı yaşadığını, Türk vatandaşlarının yüzde 90’ının en az sekiz yıldır Almanya’da ikamet ettiğini vurguladı. de Maiziere, “Onlar uzun zamandır buraya aitler. Burada yaşıyor, burada çalışıyor, burada vergi ödüyorlar. Burada işyeri işletiyorlar. Yaklaşık 100 bin işyerinde 400 bin insan istihdam ediyorlar. Memleketleri burası. Biz devlet ve toplum olarak dış politikada fırtınalı bir dönemde de birlik ve beraberliğimizi nasıl koruyacağımıza kendimiz karar veririz. Dışardan etkiye karşı kendimizi koruruz” dedi.
Uyumdan Sorumlu Devlet Bakanı Aydan Özoğuz da, referandum geriliminin insanları ayrıştırdığını, birlik ve beraberliğin tehlikeye düşmemesi için tüm çabayı sarfedeceklerini söyledi.