Güncelleme Tarihi:
EN gelişmiş yedi ülkenin liderlerini bir araya getiren G-7 zirvesi, Fransa’nın güneybatısındaki tatil beldesi Biarritz’de ağır uluslararası krizlerin ve ticari savaş tehditlerinin gölgesinde başladı. Üye ülkeler arasında hemen her konuda ciddi görüş ayrılıklarının yaşandığı bir ortamda yapılan, normalde uyum ve dayanışma sembolü olması gereken toplantı G-7 açısından birlik ve kredibilite sınavına dönüştü. Bu tablonun mimarı olarak ise göreve geldiğinden bu yana ulusal çıkarları doğrultusunda, diğer pek çok uluslararası toplantıda olduğu gibi, G-7 toplantılarını torpillemekten kaçınmayan ABD Başkanı Donald Trump görülüyor.
Eski Fransa Cumhurbaşkanı Valery Giscard d’Estaing’in ilk petrol krizine karşı ortak adımlar atılması için 1975’te kurduğu, sonrasında da önemli küresel konularda uyum sağlanması için ilk adreslerden biri olarak görülmeye başlanan G-7’nin işlevi son yıllarda sorgulanır hale geldi. Bunun en önemli nedeni ise üye ülkelerin her geçen gün ortak frekansta buluşmakta daha fazla zorlanmaları.
ZORLU ZİRVE
Zirveye ev sahipliği yapan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, üye ülkeler arasındaki görüş ayrılıklarına dikkat çekerek, sorunların ortak hareket edilmeksizin çözülemeyeceği mesajı verdi. Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Donald Tusk da, toplantı öncesinde yaptığı açıklamada, G-7’nin ortak çözümler bulmaya mı yoksa anlamsız tartışmalara mı odaklanacağının belli olmadığını belirtti. Tusk, “Son yıllar, dünya daha fazla işbirliğine ihtiyaç duyarken ortak bir dil bulmanın hepimiz için giderek artan bir şekilde ne kadar zor hale geldiğini gösterdi” dedi.
FREKANSLAR TUTMUYOR
Zirvenin ana gündem maddeleri konusundaki yaklaşımlar G-7’deki çatlakların boyutunu da ortaya koyuyor. Fransa ve G-7 üyesi diğer AB üyeleri İran ile nükleer anlaşmayı kurtarmaya çalışırken Trump, Tahran’a tam baskı uygulanmasını istiyor. Trump, 2014’te Ukrayna’yı ilhak ettiği için kulüpten atılan Rusya’nın yeniden üye yapılmasını isterken Almanya, Kanada ve AB “Rusya bunu hak etmedi” deyip buna net şekilde karşı çıkıyor. Almanya ve Fransa arasında İngiltere’nin AB’den ayrılması konusunda farklılıklar mevcut. Trump, Amazon yangınları konusunda Brezilya Cumhurbaşkanı Jair Bolsonaro’nun yanında yer alırken Fransa bu ismi sorumlu tutuyor. İklim krizi de üyeler arasında bölünmeye neden oluyor.
BİLGİ NOTU
G-7 ülkeleri ABD, Almanya, Fransa, İngiltere, İtalya, Japonya ve Kanada’dan oluşuyor. 2014 yılında Kırım’ı ilhak ettiği gerekçesiyle
Rusya, o zamanlar G-8 diye anılan bu gruptan çıkarılmıştı.
MACRON İLE TRUMP YEMEKTE BULUŞTU
Başta İran dosyası olmak üzere zirvenin ana gündem maddelerinde somut ilerleme kaydetmek isteyen Macron yoğun çaba harcıyor. Bu bağlamda geçtiğimiz günlerde uzun bir telefon görüşmesi yaptığı Trump ile zirve öncesinde, daha önce planda olmayan, bir çalışma yemeğinde bir araya geldi. Trump’ın öngörülemez olması ve başlıklar konusundaki görüş ayrılıklarının krize yol açmasını engellemek için sonuç bildirisi yayımlamama kararı alan Macron’un zirveyi diplomatik kriz yaşanmaksızın sonuçlandırmayı başarıp başaramayacağı merak konusu.
Biarritz öncesi Fransa’ya sert mesaj veren Trump, Macron ile bir araya geldiği çalışma yemeğinde ise ortak çok noktaları bulunduğunu ve uzun süredir arkadaş olduklarını, ilişkilerinin çok iyi olduğunu belirterek, “Özel bir ilişki olduğunu söyleyebileceğimi düşünüyorum” dedi. Trump, bu sabah ise kahvaltıda İngiltere Başbakanı Boris Johnson ile görüşecek.
TİCARET SAVAŞLARI KAYGISI
Çin ve Avrupa ile ticaret savaşına hazırlandığı yönünde sinyaller veren Trump’a zirve öncesinde uyarı geldi. AB Konseyi Başkanı Tusk, “Ticaret anlaşmaları ve Dünya Ticaret Örgütü reformu ticaret savaşlarından daha iyi. Ticaret anlaşmaları ekonomileri canlandırırken ticaret savaşları resesyona neden oluyor ve güveni aşındırıyor” dedi. İngiltere Başbakanı Johnson ABD-Çin ticaret geriliminin küresel ekonomi için tehlikeli boyutlara ulaştığına dikkat çekti. Fransa Cumhurbaşkanı Macron da “Ticari gerginlikler herkes için kötü. Her yerde yaşanmaya başlayan ticaret savaşlarından kaçınmayı başarmalıyız” ifadelerini kullandı. Bu arada Trump’ın Fransa’nın Amerikan internet devlerine vergi uygulama kararına tepki göstererek, “Eğer bunu yaparlarsa Fransız şaraplarına daha önce hiç görmedikleri şekilde vergi koyarız” açıklamasına tepki gösteren Tusk, “ABD vergi koyarsa AB benzer şekilde karşılık verir” dedi.