Güncelleme Tarihi:
Fransız basınında çıkan haberlerde, "gençliğin umutsuzluğunun Mağrip'i yaktığı" yorumu yapılarak, şiddet olaylarının, gelişimin dışında kalan gençlerin "bıkkınlıklarının" dışa vurumu olarak değerlendiriliyor.
Tunus'ta resmi makamlar, olaylarda son iki günde 14 kişinin hayatını kaybettiğini belirtirken, muhalefet sadece 24 saat içinde en az 20 kişinin polis tarafından vurularak öldürüldüğünü iddia ediyor.
Olayların sürdüğü ve şimdiye kadar en az 5 kişinin öldüğü Cezayir de, çarşambadan beri hayat pahalılığı ve işsizliğe karşı gösterilerle çalkalanıyor.
Tunus'ta herşey, 26 yaşındaki seyyar satıcı Muhammed Buazizi'nin 17 Aralıkta sebze tezgahının elinden alınmasını protesto için kendisi yakması ve hayatını kaybetmesiyle başladı.
Fransız haber portalı, "20 minutes'e" göre, Uluslararası İnsan Hakları Dernekleri Federasyonu'nun Tunuslu Genel Sekreteri Hatice Şerif, seyyar satıcının kendisini yakmasının, gençliğin umutsuzluğunu gösterdiğini belirterek, hala gerçekçi bir tartışma ortamının Tunus'taki olumsuzlukları değiştirebileceği umudunu taşıdığını söylüyor. Şerif, "Çünkü ülkenin geleceği bugün belirlenmekte" diyor.
Tunuslu insan hakları avukatı ve savunucusu Radia Nasravi de, halkın korkmasına rağmen Devlet Başkanı Zeynel Abidin Bin Ali'nin iktidardan gitmesini istediğini gösterdiğini belirtiyor.
İngiltere'deki Warwick Üniversitesi'nden araştırmacı Selma Belaala da, Cezayir'de uzun yıllardır iktidardaki Abdülaziz Buteflika ile Tunus'taki Zeynel Abidin Bin Ali'nin tüm muhalif sesleri reddettiklerini belirterek, "Hayat pahalılığına ve akraba kayırıcılığına özgürlüklerin kısıtlanmasını ekleyin, işte size isyan ve başkaldırı" analizinde bulundu. Sorunun çözümü bulunmadığını savunan Belaala, "Rejimler kurulmuş ve yapacağını yapmış, alternatifi yok" diyor.
Cezayir'de gençlerin umutsuzluğunun tüm ülkede bir dayanışma ortamı yarattığına işaret eden uzmanlar, hatta durumun bunun da ötesinde olduğunu, 1988'den beri ilk defa kitlesel gösterilerin düzenlendiğini kaydediyorlar.
Le Monde gazetesinin konuştuğu Cezayirli gençlerden Nina B., ülkesinin 1988'deki gibi ayaklanmasını istediğini belirterek, "Ülkemi seviyorsam neden böyle bir şey isteyeyim? Çünkü yaşam koşullarımız berbat. İşsizlik, sosyal ve ekonomik adaletsizlik, barınma sorunu, sağlık sorunları. Biz mutsuz bir gençliğiz. Gazetelerde Cezayir'in zengin olduğu yazıyor. Nerede bu zenginlik? Petrol sayesinde 155 milyar dolarlık nakit rezervi varmış. Ülkemiz elitlerin ve yolsuzluğa bulaşmış üst düzey yöneticilerin elinde. Gençlik iskambil oynamaya bırakılıyor çünkü ülkemizin zenginlikleri dağıtılmıyor. Bundan zaten bıkmıştık bir de üstüne hayat pahalılığı eklendi" diyor.