Güncelleme Tarihi:
Ankara ile Brüksel arasında 29 Kasım’da varılan uzlaşıya Paris’in verdiği tepkiyle 7 Mart’taki ön anlaşmaya verilen tepkiler arasında belirgin ton farkı söz konusu.
‘Şantaja izin verilmeyecek’: Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, 29 Kasım’daki zirve öncesinde ya da sonrasında akıllarda kalacak bir açıklama yapmadı. 7 Mart’taki açıklamalar ise Fransa’nın tutumunda farklılaşma olduğunu yansıtır nitelikteydi. Zirve öncesinde, “Türkiye’yle işbirliği Türkiye’nin her istediğini yapmak anlamına gelmez” diyen ve özellikle basın özgürlüğü konusunda son derece dikkatli olunması gerektiğini söyleyen Hollande, zirveden sonra da, “Türkiye, şartları kendisinin belirleyeceği bir konumda değil” dedi. Hollande’ın, 12 Mart’ta Avrupa’nın sosyal demokrat liderlerini bir araya getiren toplantıdaki mesajı, “insan hakları ya da vize muafiyeti konusunda Türkiye’ye ödün verilmesinin söz konusu olmayacağı” yönündeydi. Bunlara önceki gün Fransa Başbakanı Manuel Valls’ın, “şantaja izin verilmeyeceği” mesajı eklendi.
2017’de seçimler var: Mesajların bu yönde şekillenmesinde Türkiye’de yaşanan sıcak gelişmeler kadar Fransa’nın, “olan bitene rağmen Türkiye’ye her istediği veriliyor” imajı vermek istememesi rol oynuyor. Türkiye’yle müzakerelerde Almanya’nın öne çıkması, Berlin’in Ankara’nın taleplerine daha esnek yaklaşması da geri planda kalmak durumunda bırakılan Fransa’nın tonunu ayarlaması sonucunu doğurdu. Seçimlere bir yıl kala Hollande’ın iç politikada yaşadığı zorluklar ve özellikle vize muafiyeti konusundaki gelişmelerin muhalefeti ayaklandırıp Türkiye’nin yine iç malzeme politikası yapılmaya başlaması da mesajları ister istemez sertleştirdi.