Güncelleme Tarihi:
Fransa'da emeklilik yaşını 62'den 64'e çıkarmayı öngören yasa tasarısı ülkedeki gerilimi zirveye tırmandırmışken Macron hükümetinin Anayasa'nın özel bir maddesini kullanarak meclisi devre dışı bırakması adeta ateşe benzin döktü.
TEHLİKE ÇANLARI ÇALIYOR, FRANSA BİR KEZ DAHA BİLİNMEYENİN EŞİĞİNDE
Ülkenin dört bir yanında yasa tasarısına karşı protestolar devam ederken, dün son olarak 243 kişinin gözaltına alındığı açıklanmıştı. Bugün Fransız basınında yer alan haberlerde hem Macron hem de Fransa için tehlike çanlarının çaldığına dikkat çekildi.
Ülkedeki isyan dalgasına rağmen yasa tasarısından vazgeçmeyen Macron'un eleştiri oklarının hedefi olduğuna dikkat çeken gazete son günlerdeki protestolarda Cumhurbaşkanının portrelerinin yakıldığını, büstlerinin yıkıldığını belirterek, "İzole bir cumhurbaşkanı, zayıf bir başbakan ve sarsılan sokaklar...Tasarı ve hükümetin özel yetkiyi kullanması Fransa'daki yaraları yeniden canlandırdı" diye yazdı.
Hükümetin emeklilik yasası için meclisi baypas etmesi, muhalefetin de harekete geçmesine neden oldu. Macron hükümetine karşı verilen ilk gensoru önergesi Pazartesi günü 278 milletvekilinin lehte oy vermesine rağmen 287 olan oy çoğunluğunun sağlanamaması nedeniyle reddedildi.
Gensoru önergesinden 9 kişinin oyu ile kıl payı kurtulan Macron, Fransız halkının öfkesini yatıştırmak için bugün kameralar karşısına geçti.
TF1 kanalından Marie-Sophie Lacarrau ve France 2 kanalından Julian Bugier'ın sorularını yanıtlayan Macron protesto ve greve rağmen geri adım atmadı ve “Reformun yıl sonundan önce yürürlüğe girmesi gerekiyor. Emeklilik reformu demokratik yolunda devam edecek. Bu reformu neden yapma ihtiyacımızın olduğunu başarılı şekilde anlatamadık. Ancak bu bir gereklilik” ifadelerini kullandı.
“BLOKAJ OLMAMALI”
Macron, protesto ve greve ilişkin yaptığı açıklamada, “Bu reforma karşı olan protestolar var ve bunlar meşru. Ancak blokaj olduğunda, bunları kaldırmanız gerekiyor. Bu yüzden hükümetten mümkün olduğunca müzakere etmesini istedim. Açığı büyütüp çocuklara ödetmekten kaçınmalıyız. Devam etmeliyiz. Sakinleşmeli, sendikalarla ve bunu yapmaya hazır tüm siyasi güçlerle yeniden diyalog kurarak bir parlamento gündemini ve reformları yeniden inşa etmeliyiz” diye konuştu.