Güncelleme Tarihi:
Yazın sonlarına doğru sıcak bir pazar sabahıydı. Saat 6'ya geliyor, güneş yavaş yavaş yükseliyordu. 12 yaşındaki Johnny Gosch, evinden en son o sabah çıktı.
Komşuları el arabasının bahçedeki taşların üzerinde çıkardığı tıkırtıyı duymuş ve "Johnny her sabah olduğu gibi gazeteleri dağıtmaya gidiyor" diye düşünmüştü. Bir başka gazeteci çocuk, gazeteleri aldıkları yerin yakınlarında Johnny'yi gördüğünü hatırlıyordu. Johnny o sırada yanına yanaşan mavi arabadaki yabancıyla konuşuyordu.
Sonraki birkaç dakikada olanlar, 40 yılı aşkın zaman boyunca sadece Johnny'nin yaşadığı Iowa eyaletinde değil, ABD'nin dört bir yanında büyük ses getirdi. Johnny'nin süt kutularına basılan fotoğrafı, gazete dağıtan binlerce çocuk için bir ibret hikâyesine dönüştü ve polislerin kayıp çocuk vakalarına dair soruşturma metotlarını değiştirmesine neden oldu.
Johnny'nin kaybolmasının sebebi hakkında ateşli tartışmalar yapıldı, çeşit çeşit teoriler ortaya atıldı. Bazıları bu olayı çözülmesi imkânsız bir gizem olarak görürken, polis soruşturmasının gerçeğin bir kırıntısını bile açığa çıkaramadığını söyleyenler de oldu.
Johnny'nin annesi Noreen Gosch ise oğlunu bulabilmek için 41 yıl boyunca savaşmaya devam etti.
İKİ TEORİ
Johnny Gosch davasıyla ilgili kanıtları inceleyenler, genellikle aşağıdaki iki teoriden birini benimseme eğiliminde oluyor.
Birinci teoriye göre, Johnny kaybolduktan kısa bir süre sonra öldürüldü. Ancak bugüne kadar bir cinayet zanlısı ya da Johnny'nin cansız bedeninden bir iz bulunamamış olması bu teorinin sorgulanmasına yol açıyor.
İkinci teori ise Noreen Gosch'a ait. Noreen, Johnny'i kaybolduktan yıllar sonra sağ salim gördüğünü ve neden yeniden ortadan kaybolması gerektiğini anlayabilecek kadar sohbet ettiklerini söylüyor.
Geçtiğimiz günlerde 80'inci yaşına sayılı günler kala CNN International'a konuşan acılı anne bu teorisini ve oğluyla görüşmesini bir kez daha anlattı.
Noreen Gosch, 41 yıldır oğlunu bulmaya çalışıyor
GÖRGÜ TANIKLARININ İFADELERİ KAÇIRILMAYA İŞARET EDİYORDU
İlk eşini 1965'te kanser nedeniyle genç yaşta kaybeden Noreen, daha sonra John Gosch'la evlendi. Çiftin çocukları Johnny 1969 yılında dünyaya geldi.
Açık ve koyu mavi arabanın Johnny'nin yanına yaklaştığı gün, takvimler 5 Eylül 1982'yi gösteriyordu. Polis kayıtlarına göre, Johnny gazetelerin satıldığı yere giderken araba önce yanından geçti, sonra durup geri geldi ve 86'ncı Cadde'ye nasıl gideceğini sordu. Görgü tanıkları arabanın direksiyonundaki kişiyi "30'larında belki bıyıklı ya da koyu tenli bir beyaz erkek" olarak tarif etmişti.
Arabadaki yabancı, 10 dakika içinde en az üç kişiye yol sorarken gazete dağıtım yerinin yakınlarında ikinci bir yabancı belirdi. Bu kişi, 42'nci Cadde'de kuzeye doğru yürüyen Johnny'i takip ediyordu.
Birkaç dakika sonra, iki gazeteci çocuk Johnny'yi Marcourt Yolu'nda gördü. Polis raporunda belirtilmeyen bir nedenle el arabasını çekmeyi bırakıp yere oturmuştu Johnny. Diğer gazeteci çocuklar, kendi dağıtacakları gazeteleri alıp aynı yere döndüklerinde, Johnny'nin el arabası hâlâ oradaydı ama kendisi yoktu. Bir başka görgü tanığı camdan gri-siyah bir otomobilin kırmızı ışıkta geçip 42'nci Cadde'ye döndüğünü ve şehirler arası yola doğru ilerlediğini gördüğünü bildirmişti.
Yaklaşık 2 saat sonra Gosch ailesinin ev telefonu çaldı. Aboneler, Johnny'nin gazeteyi neden getirmediğini soruyordu. Noreen, "Babası evden çıkıp gazeteleri dağıttı. Sonra ben polisi aradım" dedi.
POLİSLER EVDEN KAÇTIĞI GÖRÜŞÜNDEYDİ
O dönemde Gosch'ların yaşadığı West Des Moines'in emniyet müdürü Orval Cooney'di. Cooney'nin sicilinde bazı tartışmalı olaylar vardı. Örneğin Şubat 1951'de 17 yaşındayken dört arkadaşıyla birlikte arabalarına aldıkları bir çocuğu öldüresiye dövmüşlerdi. Mahkemede suçunu kabul eden Cooney 30 gün hapiste kalmıştı. Ardından Deniz Piyadeleri'ne katılan ve bir döşemecide çalışan Cooney, son olarak polisliği seçmiş ve 8 yılın ardından 1976'da West Des Moines Emniyet Müdürü olarak atanmıştı.
Yerel bir gazete olan Des Moines Tribune'de 1982 yılı başlarında inanılmaz bir haber yayınlandı. West Des Moines Emniyet Müdürlüğü'nün 18 çalışanı, gazeteye yaptıkları açıklamalarda Cooney'nin kelepçeli bir mahkûmu dövdüğünü, oğullarından birinin şüpheliler arasında yer aldığı bir soygun soruşturmasında usulsüzlük yaptığını, kendi memurlarını tehdit ve taciz ettiğini söylüyordu. Defalarca iş başında alkollü olduğu da gözlemlenmişti. Haberde ayrıca Cooney'nin siyahlara karşı ırkçı, kadınlara karşı cinsiyetçi ayrımcılıklar yaptığı belirtiliyordu.
Açılan soruşturmada Cooney aklanırken gazeteye konuşan kaynaklardan biri suçlu bulundu. İki polis memuru aylar önce yaptıkları iddia edilen hatalar nedeniyle işten kovuldu, birçok memur kınama aldı. Soruşturmanın amacının Cooney'i aklamak olduğu da iddia ediliyordu. Eylül ayında Johnny Gosch kaybolduğunda Cooney halen emniyet müdürüydü.
Noreen'in anlattığına göre, polisler Gosch'ların ifadesini alırlarken "Daha önce evden kaçmış mıydı?" diye sormuşlardı. Çocuğun kaçırıldığına inanmıyorlardı. Polisin ilk 72 saatte neredeyse hiçbir şey yapmadığını belirten Noreen, "Emniyet Müdürü Cooney, ormanlık arazide Johnny'i arayan gönüllülere eve gitmelerini çünkü 'çocuğun muhtemelen kaçtığını' söyledi" diye konuştu.
Johnny Gosch davası halen eyalet ve federal kolluk güçleri nezdinde açık bir dava olduğundan West Des Moines Emniyet Müdürlüğü habere yorum vermeyi reddetti. Emniyet Müdürlüğü sözcüsünün yazılı açıklamasında, "Johnny Gosch'a ne olduğunu bulana kadar araştırmamızı sürdüreceğiz" ifadeleri yer aldı.
6 AY SONRA OKLAHOMA'DA GÖRÜLDÜĞÜ İDDİA EDİLDİ
Johnny kaybolduktan 6 ay sonra Oklahoma'da görüldüğü yönünde bir ihbar geldi. Bir kadın, bir köşe başında soluk soluğa yardım isteyen bir çocukla karşılaşmıştı. Çocuk, "Benim adım John David Gosch" dedikten sonra iki adam tarafından yakalanıp sürüklenerek götürülmüştü.
Kadının kimliği kamuoyuna açıklanmadı. Ancak ilerleyen günlerde Chicago Tribune'de isimsiz bir röportajı çıktı. Haberlere göre, kadın aslında Johnny Gosch olayından haberdar değildi. Çocukla karşılaştıktan aylar sonra televizyonda Johnny'nin fotoğrafını görmüş ve bunun kendisinden yardım isteyen çocuk olduğunu anlamıştı.
O dönemde The Associated Press'in yayımladığı bir haberde, kadının Gosch ailesiyle birlikte çalışan bir özel dedektifle temas kurduğu belirtiliyordu. Dedektiflik şirketinin sözcüsü gazeteye, "Hem biz kontrol ettik hem de FBI kontrol etti. Söz konusu çocuğun Johnny olduğuna ikna olmuş durumdayız" derken FBI yetkilisi yorum yapmaktan kaçınmıştı.
ABD'de 70'lerin sonlarından itibaren kayıp çocuk vakaları medyada geniş yer bulmaya başladı. Eylül 1984'te Des Moines'de bulunan bir süt üreticisi Johnny'nin ve Eugene Martin isimli bir başka çocuğun fotoğraflarını kutulara basmaya başladı. Bu uygulama kısa süre içinde ulusal bir programa dönüştü. 80'lerin sonunda yaygınlığı azalan uygulama 1996'da AMBER alarm sisteminin hayata geçirilmesiyle tamamen kullanımdan kalktı.
ABD'de 70'lerin sonlarından itibaren kayıp çocuk vakaları medyada geniş yer bulmaya başladı. Eylül 1984'te Des Moines'de bulunan bir süt üreticisi Johnny'nin ve Eugene Martin isimli bir başka çocuğun fotoğraflarını kutulara basmaya başladı. Bu uygulama kısa süre içinde ulusal bir programa dönüştü. 80'lerin sonunda yaygınlığı azalan uygulama 1996'da AMBER alarm sisteminin hayata geçirilmesiyle tamamen kullanımdan kalktı.
JOHNNY ANNESİNİ ARADI MI?
Oklahoma'daki olaydan aşağı yukarı bir yıl sonra 22 Şubat 1984'te, Gosch'ların ev telefonu çaldı. Telefonu Noreen açtı. Karşıdaki ses "Anne?" dedi. Noreen bu sesin Johnny'nin sesine benzediğini düşündü.
Konuşurken dili dolanan çocuk yardım istiyordu. Noreen, "Neredesin?" diye sorduğunda biri telefonu kapattı. Sonraki birkaç dakika içinde aynı ses iki kez daha aradı. Bu konuşmalar da kısa sürdü. Noreen arayan kişiye, "Bir polisten yardım iste" dedikten sonra hat tamamen kesildi. Noreen bu olayı polise bildirdi ancak arayan numaranın tespit edilemediği yanıtını aldı.
Bir ay sonra yayımlanan the Associated Press haberinde, Johnny'nin bu kez Teksas'ta görüldüğü bildiriliyordu. Haberde sözlerine yer verilen şerif dedektifi Guy Genovese, "Ben çocuğun hayatta olduğuna ve bulunabileceğine inanıyorum. Ama bunun zamanı vesaire konusunda bir şey demiyorum" ifadelerini kullanıyordu.
Sonraki yıllarda Johnny'i gördüğünü söyleyen başkaları da oldu. Noreen de bir noktada oğlunu gördüğüne inanacak hatta bu konuda yeminli ifade bile verecekti.
Ancak bunlardan önce bir itirafçı çıktı ortaya. Bu kişi Johnny'i kaçıranlardan biri olduğunu iddia ediyordu.
NEBRASKA'DAKİ MAHKÛMUN İTİRAFLARI
1991 yılında bir gün Noreen'i Nebraska'dan bir özel dedektif aradı. Roy Stephens isimli bu dedektif bir avukatla çalışıyordu. Bu avukatın müvekkillerinden biri, çocuk tacizi suçuyla hapisteydi. Bu mahkûm, Johnny'nin kaçırılmasında rol oynadığını söylemişti. Stephens söz konusu kişiyi saatlerce sorgulamıştı ve görüşmelerin kasetlerini Noreen'e de dinletmek istiyordu.
Kayıtlardaki ses, o sırada 23 yaşında olan Paul Bonacci'ye aitti. İstismarlarla dolu kâbus gibi bir çocukluk geçirmiş olan Bonacci, 1982 yılında henüz 15 yaşındayken Omaha'da bir parkta Mike isimli bir çocukla tanışmış ve yaşadıklarını ona anlatmıştı. Mike da Bonacci'yi çocuk istismarı içeren pornografik görüntüler çekip satan bir suçlu olan Emilio ile tanıştırmıştı. Emilio ve Mike, Iowa'ya gidiyorlardı ve Bonacci'yi de davet etmişlerdi.
1999'da verdiği yeminli ifadeye göre, daveti kabul eden Bonacci, Eylül 1982'de Mike ve Emilio'yla birlikte yola çıktı. Yolculuk sırasında Des Moines'in batısında bir otelde kalırlarken, elinde fotoğraf dolu bir torbayla bir adam katıldı aralarına. Adamın torbasındaki fotoğraflardan biri Johnny Gosch'a aitti. Bonacci, Johnny'nin saç ve göz rengi nedeniyle kurban seçilmiş olabileceğini belirtiyordu ifadesinde.
Bir çocuk kaçırma planının parçası olduğunu fark eden Bonacci, kaçmaya çalışmış ancak Emilio kafasına silah doğrultup tehdit edince geri adım atmak zorunda kalmıştı.
BONACCI 5 EYLÜL GÜNÜ YAŞANANLARI ADIM ADIM ANLATMIŞTI
Johnny'i planladıkları şekilde sabah erken saatte kaçırıp kloroformla bayıltarak arabaya bindirdiklerini söyleyen Bonacci, şehirden çıktıktan sonra birkaç kez araba değiştirdiklerini, Johnny'i taşıyan aracın önce Omaha'ya ardından Sioux City'e doğru yol aldığını ifade ediyordu.
O gece adamların, onu ve Mike'ı Johnny'le birlikte kameraya aldığını söyleyen Bonacci, kendisinin ertesi gün Omaha'ya geri götürüldüğünü, Johnny'nin ise Sioux City'de kaldığını belirtiyordu. Birkaç ay sonra Colorado'da ikinci kez gördüğü Johnny'nin o sıralar "Albay" olarak bilinen bir adamın çiftlik evinde, yer altındaki gizli bir odada tutulduğunu da öne sürüyordu.
Bonacci'nin iddiaları pek çok tartışmaya yol açtı. 1993 yılında "Amerika'nın En Çok Arananları" programında bir kamera ekibi, söz konusu çiftlik evine girdi. Programın yapımcısı Paul Sparrow, evde gizli bir yer altı odası olduğunu doğruluyor ve çocukların isimlerinin baş harflerini duvarlara kazıdığını belirtiyordu. (Ancak görüntülerde söz konusu oda yer almıyordu.)
Ne var ki birkaç hafta sonra Omaha World-Herald'da yayımlanan bir haberde, şerif dedektiflerinin evle ilgili iddiaları soruşturduğu ancak "Gosch'un burada tutulduğuna ya da herhangi bir yasanın ihlal edildiğine dair bir dayanak bulamadığı" bildiriliyordu. Ancak bu soruşturmanın ayrıntıları kamuoyuyla hiç paylaşılmadı.
NOREEN BONACCI'YE İNANIYORDU
Bonacci'nin iddiaları, Johnny'nin halen yaşıyor olabileceğine işaret ettiğinden bir nebze olsun umut vericiydi.
Stephens'ın elindeki ses kayıtlarını dinledikten sonra Noreen, Nebraska eyaletinin Lincoln şehrinde bulunan cezaevine gitti. Yanında Stephens ve Des Moines'de yayın yapan yerel televizyon kanalından muhabirler vardı.
Noreen, Bonacci'nin anlattıklarından ikna olmuştu. Paylaştığı detaylar ve olay yerine ilişkin çizdiği harita, gerçekten de Johnny'nin kaçırılmasında rol oynadığına işaret ediyordu.
Noreen için ikna edici ayrıntı, Bonacci'nin Johnny'nin göğsünde Güney Amerika kıtasına benzer şekilde bir doğum lekesi olduğunu söylemesiydi. Çocuğun ağaçtan düşüp dilini ısırdığını, ayak bileğine yakın bir noktada bir yanık izi olduğunu da biliyordu.
Onunla birlikte cezaevine giden muhabir Jim Strickland, CNN International'a yaptığı açıklamada kendisinin de Bonacci'yi güvenilir bulduğunu ifade ederek, "Polisin bu adamın ifadesini almaması tuhaf bir durumdu. Siz olsanız iki saatlik yola gidip konuşmaz mıydınız? Bu işi çözmek istiyor musunuz, istemiyor musunuz?" ifadelerini kullandı.
POLİS BONACCI'Yİ NEDEN DİNLEMEDİ?
Polise göre ise Bonacci ya akli dengesini yitirmişti ya da yalan söylüyordu. Bu genç adam 1991 yılında aralarında Omahalı iş insanı Lawrence E. King gibi nüfuzlu kişilerin de olduğu 10'dan fazla kişi hakkında bir çocuk istismarı davası açmıştı. Sanıklar iddiaları reddederken, mahkeme 1999'da gıyabında bir hükümle Bonacci'ye 1 milyon dolar tazminat ödenmesine karar verdi.
Bu dava için alınan ifadeler sırasında Bonacci, çelişkili şeyler söylemiş ve bu durumu dissosiyatif kimlik bozukluğundan muzdarip olmasıyla açıklamıştı. Hatta West Lee isimli ikinci kimliği bir noktada yüzeye çıkmış ve ayrı bir tanık olarak kayda geçmişti.
West Lee, Monarch adı verilen gizli bir devlet programı kapsamında yaratıldığını iddia ediyordu.
Monarch programının varlığı asla teyit edilmedi ve Bonacci'yi sorgulayan bir avukat söylenenleri "abes" olarak nitelendirdi. CNN International'ın Bilgi Özgürlüğü yasası kapsamında pek çok devlet kurumuna yaptığı başvurulardan da olumlu bir sonuç çıkmadı.
Dediğine göre, bu program kapsamında çocuklar cinsel istismara uğruyor, kimliklerinde bölünme yaratılıyor, ardından da nüfuzlu kişilere şantaj yapmak gibi casusluk görevlerinde kullanılıyordu. Lee'nin ifadesine göre, King hem Monarch'ın hedeflerinden biri hem de Bonacci'yi casusluk görevlerinde idare eden kişiydi.
İfadelerindeki aşırılıklar ve tutarsızlıklar, West Des Moines polisinin Bonacci'yi güvenilir bir tanık olarak görmemesinin dayanağını oluşturdu. Noreen ise Bonacci'nin doğru söylediğine her zaman inandı. Hatta bu inancı 18 Mart 1997'de Johnny'nin kendisi tarafından da teyit edildi.
"KİM O?" "BENİM ANNE, JOHNNY"
1997 başlarıydı, Johnny neredeyse 15 yıldır kayıptı. Anne ve babası boşanmış, Noreen kendi dairesine taşınmıştı. Bir gece yatağında uyurken kapı sesiyle uyandı Noreen. Kapı dürbününden baktığında, koridorda iki adam olduğunu gördü. Adamlardan biri Johnny'e benziyordu.
Noreen, o geceyi Bonacci'nin duruşmalarında, polise verdiği ifadelerde, "Why Johnny Can’t Come Home" (Johnny Neden Eve Gelemiyor) isimli kitabında ve CNN International'a yaptığı açıklamalarda defalarca anlattı.
Kapı dürbününden baktıktan sonra Noreen, "Kim o?" diye sordu ve "Benim anne, Johnny" yanıtını aldı. Noreen titriyordu. Bu anı yıllardır hayal etmişti. O noktada Johnny, 27 yaşına gelmişti ve kocaman bir adam olmuştu. Ancak gözleri aynıydı.
Kapıyı açan Noreen, Johnny'e sarıldı ve karşısındakinin oğlu olduğundan bir kez daha emin oldu. Adamları içeri davet etti. Johnny olduğunu söyleyen kişi gömleğinin önünü açıp Güney Amerika kıtası şeklindeki doğum lekesini gösterdi.
Diğer adam çok fazla ağzını açmadı. Zaman zaman Johnny'le birbirlerine bakıyorlardı. Noreen, bu adamın oğlunu kontrol edip etmediğini merak etti. Noreen Johnny'e nerede yaşadığını sorunca, Johnny adama baktı. Adam "Cevap verme" deyince Johnny sustu.
JOHNNY'NİN HİKÂYESİ BONACCI'NİN ANLATTIKLARIYLA UYUMLUYDU
Noreen, oğluna 14,5 yıldır nerede olduğunu, ne yaptığını sordu. Johnny'nin anlattıkları Bonacci'ninkilerle uyumluydu.
Kaldırımdan arabaya çekilmiş, bilincini kaybetmişti, sonra elleri ve ağzı bağlı bir halde bir bodrumda uyanmıştı. Korkudan ağlarken Paul isimli bir çocuk onu sakinleştirmişti. Günlerce bu bodrumda tutulduktan sonra Albay denen bir adam gelip onu kaçıran kişilerden satın almıştı. Johnny, çeşitli nüfuzlu kişilere yapılan şantaj planlarında kullanıldığını da söylemişti.
Noreen'in dediğine göre, bu ziyaret 2 saat kadar sürdü. Johnny her şeyi anlatamamıştı ama kendisini kaçıranlardan kaçtığını, saklanmakta olduğunu ve zar zor geçindiğini söylemişti. Adamlar Johnny'e "Annenle görüşürsen onu öldürürüz" de demişlerdi bu yüzden Johnny bir hata yapıp yapmadığını düşünüyordu. Ancak yardım isteyecek kimsesi yoktu. Peşindeki adamlar yakalanıp adalet karşısına çıkarılmadan Johnny'nin hayatına devam etmesi mümkün değildi.
Noreen sonraları oğlunun gidişine engel olmadığı için eleştirilecekti ama oğluna sarılıp veda etmekten başka yapabileceği bir şey yoktu. Çünkü Johnny artık kendi kararlarını verebilecek yaştaydı. Noreen'in üzerine düşen ise gerçekleri açığa çıkarmak ve yetkili makamları gerekeni yapmaya zorlamaktı.
VE 26 YIL SONRA…
Aradan 26 yıl daha geçti ve Noreen bunu halen başarabilmiş değil.
Şu an Illinois eyaletinin East Dubuque şehrinde yaşayan Noreen, aradan geçen zamanda yeniden evlendi. Eşi George Hartney, zamanla Noreen'in verdiği savaştaki en büyük destekçisi haline geldi. Noreen, Johnny'nin kaybolmasıyla ilgili pek çok kişiden şüphelense de kanıtları çok sınırlı kaldı.
West Des Moines'in eski Emniyet Müdürü Cooney hakkında edindiği bilgileri Bonacci'nin avukatı John DeCamp'le paylaşan Noreen, soruşturmada usulsüzlük davası açmaya hazırlanırken, beklenmedik bir şey oldu. Cooney, 2003 başlarında henüz 69 yaşındayken kalp krizi geçirerek yaşamını yitirdi.
Bugün emekli olan Tom Boyd, bir zamanlar West Des Moines Emniyet Müdürlüğü'nde görevli bir dedektifti. 20 yılı aşkın süre boyunca Johnny Gosch davasını soruşturan ve Noreen'le dostane bir ilişkisi olan Boyd, bugün bile insanların kendisine şu soruyu sorduğunu belirtti: "Johnny'nin Noreen'in evine gittiğine inanıyor musun?"
CNN International'a yaptığı açıklamada, Noreen'i yalancılıkla itham etmek istemediğini ancak sorunun cevabını bilmesine de imkân olmadığını ifade eden Boyd, "Noreen muhtemelen oğlunun yasını tutuyor. Evet, tuhaf bir durum var ortada. Ben bana soranlara her zaman bir soruyla yanıt veriyor ve 'Bilmem, sen inanıyor musun?' diyorum" diye konuştu.
"HER ZAMAN GRİ BİR ALAN VARDI"
Aradan geçen zamanda Noreen'in güvenilirliği defalarca tartışmaya açıldı. Bazıları Johnny'nin 1997'deki ziyaretinin tamamen uydurma olduğunu öne sürdü. Örneğin 2018'de yayınlanan "Faded Out" podcast'i Noreen'in teorisinin tamamen yanlış olduğunu savunuyordu.
Podcast'in sunucusu Sarah DiMeo, bölgede yaşayan başka pedofillerin sorumlu olabileceğini öne sürüyor ve Wilbur Millhouse ismini öne çıkarıyordu. Des Moines Register gazetesinin eski dağıtım müdürü olan Millhouse, 1987 yılında erkek çocuklarına cinsel istismarda bulunduğu suçlamasını kabul etmişti.
Ancak Noreen, tuttuğu özel dedektiflerin 1980'lerde Millhouse'u araştırdığını ve Johnny'nin kaybolduğu gün Kansas City'de bir akrabasını ziyaret etmekte olduğunu tespit ettiğini söyledi. 1986'da Der Moines Register'da yayımlanan bir haberde, polisin Millhouse'la Johnny'nin kaybolması arasında bir bağlantı bulamadığı bildiriliyordu. Boyd da 2015 yılında ölen Millhouse'tan haberdar olduğunu ancak olası bir şüpheli olarak değerlendirmediğini belirtti.
Noreen, 1999 yılında Boyd'a verdiği ifadede, Johnny'nin kaybolmasıyla alakalı olduğunu düşündüğü kişilerin isimlerini birer birer sıraladı. Bütün bunları kayda geçiren Boyd, Noreen'in ifadelerinde araştırılması, teyit edilmesi ve kanıtlanması mümkün olmayan şeyler söylediğini belirterek, "Her zaman oldu ya da olmadı diyemeyeceğim gri bir alan vardı. Bu soruşturma benim için yıllar boyunca bu şekilde sürdü" dedi.
BOYD POLİSİN HATALAR YAPTIĞINI KABUL ETTİ
Öte yandan, Noreen'in şüpheliler listesindeki kişilerin karanlık sicillerini daha derinlemesine incelememiş olmakla hata ettiğini ve daha fazlasını yapmış olması gerektiğini de sözlerine ekleyen Boyd, "Mükemmel değilim, hatalarımı kabul ediyorum" diye konuştu.
Bonacci'nin sorgulanmamış olması da bir hataydı. West Des Moines Emniyet Müdürlüğü'nden polisler, Bonacci'nin bazı akrabalarını sorgulayıp "O sırada Omaha'da bizimle birlikteydi" yanıtını almış ve Johnny'nin kaçırılmasında rol oynamış olamayacağına hükmetmişti. Bununla birlikte bu ifadeler olaydan 10 yıl sonra alınmıştı ve aile üyelerinin tam tarihleri hatırlaması çok da kolay görünmüyordu.
Boyd da West Des Moines polisinin Bonacci'yi hemen değerlendirme dışı bırakmasının yanlış olduğunu belirterek, "Bugün elimde olsa onunla konuşurdum" dedi.
BONACCI: "JOHNNY'İ 15-20 KERE GÖRDÜM"
Boyd değil ama CNN International muhabiri, Bonacci'yle konuşmayı başardı. Bugün 56 yaşında olan ve Omaha yakınlarında yaşayan Bonacci, gazetecilere röportaj vermekten kaçınsa da birkaç soruyu yanıtladı.
"Sence Johnny, 1997'de Noreen'i ziyaret etti mi?" sorusuna "Evet" diye yanıt veren Bonacci şöyle devam etti: "Bunun olduğunu biliyorum çünkü bana bunu Johnny söyledi. Annesini ziyaret ettikten sonra bu eve gelip beni de ziyaret etti." Bonacci, bildiği kadarıyla Johnny'nin halen hayatta olduğunu ve kendi ailesini kurduğunu da sözlerine ekledi.
Johnny kaçıran Tony ve Emilio'nun soyadlarını bilmediğini ama yıllar evvel verdiği ifadenin arkasında durduğunu söyleyen Bonacci, "Elinde bunları destekleyecek bir fotoğraf ya da belge var mı?" sorusuna, "Olan ne varsa 2019'daki selde gitti. Bir kitap yazmak için notlar alıyordum, 2000 sayfa kadar. Ama hepsi okunamaz hale geldi" diye konuştu.
Bonacci, Johnny'i en son 2018 yılında olmak üzere hayatı boyunca 15-20 kez gördüğünü de öne sürdü ve "Saklanıyor, ortaya çıkmaya ve bildiğini anlatmaya korkuyor. Öldürürler. Bundan korkuyor. Susturulmaktan..." ifadelerini kullandı.
NOREEN JOHNNY'NİN YAŞADIĞINA HÂLÂ İNANIYOR
Noreen de Bonacci'nin bu düşüncesini desteklediğini belirterek, oğlunun halen hayatta olduğuna, farklı bir isim kullandığına ve kendi ailesiyle birlikte yaşadığına inandığını söyledi. George ise, eğer hayattaysa Kasım ayında 54 yaşına girmiş olan Johnny'nin, tıpkı Bonacci gibi suça zorlanmış olabileceğini öne sürdü.
Noreen, Bonacci'nin kendisine, "Johnny senin neler yaptığını biliyor, bunları takip ediyor" dediğini belirterek, "Eğer Paul, Johnny'nin hayatta olduğuna inandığını söylüyorsa o zaman ikisinin iletişimi sürüyor demektir. Bundan eminim" diye konuştu. George da "İletişim halindeler, hepsi birbiriyle iletişim halinde" ifadelerini kullandı.
Bu istismarları yaşayıp hayatta kalmış kişilerin sayısı belli değil ancak Noreen, oğlunun ve Bonacci'nin yaşadıklarına benzer şeyleri yaşadığını iddia eden 100'den fazla kişiyle konuştuğunu öne sürdü. George da bu kişilerden bazılarıyla tanıştığını, West Des Moines'de yaşadıkları dönemde bazılarının kapılarını çalıp konuşmak istediklerini söyledi.
Noreen bu kişilerden altısının Johnny'i gördüklerini söylediklerini de ifade ederek, "Johnny hakkında basına yansımamış detayları biliyorlardı" dedi.
Noreen ilk günden itibaren mahalledeki komşularla tek tek konuştu, olay yerinin planlarını defalarca inceledi, polis ve FBI'ın kapılarını aşındırdı, defalarca televizyonlara çıkıp olayı gündemde tuttu, hiç ağlamamakla ve çok ağlamakla suçlandı, darmadağın olmakla ve hayatına devam etmekle eleştirildi, okullarda ve diğer yerlerde 800'den fazla konuşma yaptı, Başkan Ronald Reagan'a mektuplar yazdı, Senato önünde ifade verdi, kayıp çocukları aramaya hemen başlanmasını öngören Iowa eyalet yasasının kabulüne önayak oldu, ülkenin dört bir yanındaki özel dedektiflere para yetiştirebilmek için üç ayrı işte birden çalıştı, gecenin yarısında aklında fikirlerle uyanıp yatağının başucundaki deftere notlar aldı.
"Bütün bunları yaptım çünkü o gitmiş olsa da ben hâlâ Johnny'nin annesiyim" diyen Noreen, oğlunun da bunu bilmesini istediğini belirterek, "Her şeyi denedim, her şeyi" diye konuştu.
CNN International'ın "An Iowa paperboy disappeared 41 years ago. His mother is still on the case" başlıklı haberinden derlendi.