Güncelleme Tarihi:
Finlandiya, eğitimde dünyanın gıptayla takip ettiği ülkelerden biri. OECD’nin üç yılda bir düzenlediği, 15 yaş düzeyindeki öğrencileri okuma, matematik ve fen bilimleri alanlarında değerlendirdiği PISA 2015’te yüksek performansıyla dikkat çekiyor. Uygulamaları birçok ülke tarafından örnek alınıyor. Ülkede eğitim-öğretim denilince akla ilk gelen resmi kurum Finlandiya Ulusal Eğitim Ajansı, 2017’de Fin eğitim sisteminin dünyaya tanıtılması ve işbirlikleri için bir program başlattı. ‘Education Finland’ Programı Direktörü Dr. Lauri Tuomi ile Helsinki’deki ‘Dare to Learn’ fuarında Fin eğitimini ve birimin Türkiye için projelerini konuştuk. Tuomi, eğitim sistemlerinin tümüyle kopyalanamayacağını belirtiyor ve ekliyor: “Kopya değil, ortak çalışmayla Finlandiya modelinden yola çıkarak öncelikle okul öncesi ile öğretmenlerin eğitiminde uygulamalar geliştirebilir.”
Yeni müfredatın hazırlanmasında üst düzey görev alan Finlandiya Ulusal Eğitim Ajansı Müşaviri Erja Vitikka ise, “Globalleşmeyle birlikte toplumlar ve iş dünyası çok hızlı değişiyor. Bu da belli zaman aralıklarıyla en az bir kere öğretim programlarını geliştirme ya da güncellemeniz gerektiği anlamına geliyor” diyor. İşte Finlandiya’nın iki önemli eğitimcisinin anlattıkları ve Türkiye’ye önerileri:
DÜNYA DEĞİŞİYOR MÜFREDAT DA
HER ÜLKEDEN BİR ŞEYLER ÖĞRENİLEBİLİR
Üç hedefle yola çıktık. İlk olarak, becerilere yapılan vurgu arttı. Gelecek iş dünyasında hangi beceriler gerekecek, analiz ettik. Amacımız, öğrencilerimizin iş dünyasında yetenekli ve etkili olabilmesi. İkinci hedefimizse, öğrencilerimizin katılımını güçlendirmek. Yani çalışmanın anlamının ne olduğunu bilmelerini, başarıyı deneyimleyebilmelerini mümkün kılmayı istiyoruz. Öğrenciler, okulda daha fazla sorumluluk alıyor. Üçüncü amacımızsa, öğrenme ortamlarını ve alışma yöntemlerini geliştirmek. Şu an yeni müfredatı doğru uygulamak için çalışıyoruz.
Her ülke bir başkasının öğretim programından bir şey öğrenebilir. Önemli olan ülkelerin kendi ulusal müfredatını tasarlarken, nasıl yaptıklarına bakmak ve bunu kendi programlarını yaratırken nasıl kullanabileceklerini düşünmek.
OKUL ÖNCESİNDE DESTEĞE İHTİYACINIZ VAR
ÖNCELİĞİMİZ MUTLU OLMALARI
Finlandiya’nın yeni müfredatında yedi temel yetkinlik tüm derslerin içerisine entegre edildi: ‘Düşünme’, ‘etkileşim’, ‘kültür’, ‘çok yönlü okuryazarlık’, ‘bilişim’, ‘çalışma hayatına katılım’, ‘sürdürülebilir bir geleceğe dahil olma ve bunu inşa etme.’ Öğretmenlerimizin otonomisi yüksek. Öğretmenlere, kendi öğretim yöntemlerini geliştirmeleri için özerklik verilmeli. Bu kritik önemde.
Diğer ülkelerdeki en iyi uygulamaları da takip ediyoruz. Asya ülkelerinde daha test odaklı bir yaklaşım varken, biz öğrencilerimizin refahını önceliğe alıyoruz. Eğitimimizi güncellemeyi sürdürüyoruz. Bunu yarış olarak görmüyoruz. Sonuçta önemli olan çocuklarımızın geleceği. PISA bir gösterge ve derdimiz burada üst sıralarda yer almak değil, çocuklarımız.
Dünyanın en mutlu ülkeleri arasında Finlandiya ilk sıralarda. Aynı durum çocuklar için de geçerli. Çocukları sürekli test ediyor ancak bunu öncelik haline getirmiyoruz. Onların öğrenme süreçleri önemli. Gençlerimizi girişimcilik konusunda cesaretlendiriyoruz. Çocuklara anaokulundan itibaren İngilizce öğretiyoruz. Erken yaştan itibaren oynayarak öğreniyor, günlük hayatlarında da İngilizce’ye sürekli maruz kalı-
yorlar.