Güncelleme Tarihi:
Küba Devlet Başkanı Fidel Castro, 75'inci  yaş gününü  kutlamak için geldiği Venezuela'da, kendisinin hayranı olan Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez ile birlikte dünyanın en yüksek şelalesi olan Angel (Melek) Şelalesi'ni ziyaret etti.
979 metre yüksekliÄŸindeki ÅŸelale, Batılılarca 1935'te keÅŸfedildi ve 1937'de ÅŸelalenin yanındaki masadaÄŸa ABD'li serüvenci James Angel uçağını indirdiÄŸinden, ÅŸelaleye onu adı verildi.Â
Dedektif Sherlock Holmes'un yaratıcısı Ä°ngiliz yazar Sir Arthur Conan Doyle'un (1859-1930) ''The Lost World (Kayıp Dünya)'' kitabına bu ÅŸelalenin esin kaynağı olduÄŸu sanılıyor.Â
Ülkenin güneydoğusunda yerli dilde ''Salto Angel'' veya ''Salto Churun Meru'' olarak da anılan 1 kilometreye varan yükseklikteki şelale, Caroni Irmağı'nın bir kolu olan Churun akarsuyundan dökülüyor.
Canamia Ulusal Parkı içindeki şelale üstünde, Castro ile Chavez'in uçakla da bir gezinti yaptıkları bildirildi.
YERYÃœZÃœNÃœN EN RENKLÄ° SÄ°MALARINDAN BÄ°RÄ°
75 yaşına basan olan Fidel Castro, hálá yeryüzünün en renkli isimlerinden biri.
‘‘Sadece ölü taklidi yaptım. Öldüğüm zaman cenazemin nasıl bir şeye benzeyeceğini merak etmiştim çünkü.’’
Oğuz Atay'ın, ‘‘Sevinmeyin alçaklar daha ölmedim’’sözlerini hatırlatan bu açıklamayı yapan kişi, yeryüzünün son Sosyalisti olarak kayıtlara geçen Küba Devlet Başkanı Fidel Castro'dan başkası değildir. Gerçi kendisi, Küba Devlet Televizyonu'ndan halka ‘‘şaka yaptım’’ demiştir demesine ama bu arada her ihtimale karşı yabancı gazetecilerin mobil telefonları kesilmiş, Havana'daki muhaliflerin evleri polis tarafından kuşatılmıştır bile.
EVLÄ°LÄ°K DIÅžI DÃœNYAYA GELDÄ°
13 Ağustos 1926'da, İspanyol göçmeni bir toprak sahibi Angel Castro ile aşçısı Lina Ruz'un evlilik dışı ilişkisinin ikinci çocuğu olarak dünyaya geldi. Çeşitli dini okullarda okuyup 1950'de Havana Üniversitesi'nden hukuk doktoru olarak mezun oldu. 1953'te bir darbe ile ülke yönetimine el koyan Fulgencio Batista'ya başkaldırarak, 125 arkadaşıyla birlikte Santioga'da Moncado kışlasına baskın düzenleyecek ama yakalanarak hapse atılacaktı. Mahkeme aşamasında hukuk bilgisini kullanma fırsatı bulan Castro, sosyalist literatüre geçen ‘‘Tarih beni aklayacaktır’’ sözleriyle biten o ünlü savunmasını yapacaktı.
Ne yazık ki, bu parlak savunma Castro'nun 16 yıla mahkum edilmesini engelemedi. Ama bilinmez neden, 21 ay sonra Batista affetmişti Castro'yu. Castro ise Batista'yı affetmeyi aklının ucundan bile geçirmedi, Meksika'ya geçip yeni bir örgüt kuracak ve İspanyol iç savaşında tecrübe kazanmış olan Kübalı Alberto Bayo'nun örgüt üyelerine gerilla eğitimi verirken güçlenecekti. Hedef, elbette ‘‘Havana'daki adamımızdır...’’
EKONOMÄ°STA VAR MI?
‘‘Devrimle beraber yüksek eğitim görmüş birçok Kübalı ülkeyi terk edip kapağı Miami'ye atar. Bir toplantıda Castro, 'Aranızda ekonomista (ekonomist) var mı?' diye sorduğunda, Che elini kaldırır. Castro şaşkınlıkla, 'Ben seni doktor sanıyordum!' deyince, Che, 'Disculpe (pardon), ben aranızda comunista (komünist) var mı diye sorduğunu sanmıştım! der.’’
Devrim sırasında Küba'da bulunan gazeteci ve fotoğrafçı Güneş Karabuda'nın, 'Zaman Bahçesinden Portreler‘’’ kitabında anlattığı bu anekdotun kesin tarihi belli değil ama Küba Devrimi'nin ilk günleri olduğunu tahmin etmek hiç de zor olmasa gerek. Çünkü Castro, kardeşi Raul ve Ernesto (Che) Guevara'nın da aralarında bulunduğu gerillalarla birlikte 2 Aralık 1956'da Oriente kıyılarına dayanmış; pek çok arkadaşını yitirdikten sonra Che dahil 12 arkadaşıyla Maestra dağlarına çekilmişti. Batista güçlerine karşı iki yıl boyunca yürütülen gerilla savaşı kazanıldığında, Castro artık başbakandır ama emrinde pek çok komünist olmasına rağmen doğru dürüst bir ekonomist bile yoktur.
SU KATILMAMIÅž KÃœBA DEVRÄ°MÄ°
O dönemde devrim yapmak, bugünkü kadar kolay değildir. Müthiş bir toprak reformu eşliğinde yapılan kamulaştırma faaliyetleri ABD tarafından hiç de hoş karşılanmaz. Çünkü, kamulaştırılan toprakların büyük çoğunluğu ABD şirketlerine aittir. Ekonomik ambargo ile başlayan köşeye sıkıştırma politikası, muhalif Kübalılar'ın silahlandırılıp Domuzlar Körfezi'ne çıkartılmasına kadar uzanmış, 1962'de SSCB-ABD çatışmasında, Küba-Türkiye terazisinin kurulmasıyla yeni bir eksene kaymıştı. Böylece, devrimin ilk günlerinde Castro'nun ağzından düşmeyen, ‘‘Devrimimiz ne kapitalist, ne komünisttir, müziğimiz kadar su katılmamış Kübalıdır!’’ sözleri unutulup gitmiş ve devrim evlatlarını yemeye başlamıştır bile...
Fidel Castro, özel hayatında da en az dünya siyasetinde olduğu kadar renkli bir isim. İki karısından altı, resmi sevgilisinden de bir oğlu olan Castro'nun sevgililerin sayısını bilmek mümkün değil. Bir sonraki G-8 zirvesinin uzayda yapılmasını önerdiğine bakılırsa, öyle ölmeye filan pek niyeti yok...