Mahkeme, konuya ilişkin oturumlarını 14 Mart 2007'de tamamlamış, sanık avukatları ve savcılık teröristin Belçika'da yargılanmasına karşı çıkmış, Sabancı ailesinin avukatları ise bu yargılamanın yapılabileceği tek ülkenin Belçika olduğunu savunmuştu. Mahkeme heyeti, kararı açıklamayı bugüne ertelemişti.
Gent Mahkemesi, 2005 yılının ekim ayında, Erdal'ın Türkiye'de işlediği suçlardan dolayı Belçika'da yargılanamayacağını kararlaştırmış, bu karar 2006'da Yargıtay tarafından iptal edilmişti.
Kararını farklı bir heyetle gözden geçiren, sanık avukatlarını ve savcılığı haksız bulan Gent Mahkemesi, firardaki teröristin Türkiye'de işlediği suçlardan dolayı Belçika'da yargılanabileceği görüşünü açıklayarak, Erdal dosyasını yeni ve farklı bir aşamaya taşıdı.
Bu durumda, sanık avukatlarının ve bu yargılamaya baştan beri ısrarla karşı çıkan Savcı Johan Delmulle'ün son itirazlarını Yargıtaya taşımaları bekleniyor. Ancak Yargıtayın 2006'da aldığı ve yargılamaya destek veren görüşünü değiştirmeyeceği tahmin ediliyor.
Son sözü gelecek aylarda Yargıtay söyleyecek ve karar değişmediği takdirde, terörist Fehriye Erdal, ilk tutuklandığı bölge olan Bruges'de gıyabında, Türkiye'de işlediği suçlardan dolayı yargılanmaya başlayacak.
Sabancı ailesinin avukatı Fernand Schmitz, Gent Mahkemesinin bugünkü kararından sonra verdiği demeçte, kararı "net, mantıklı, adli açıdan bilinçli ve adil" olarak nitelendirdi. Memnuniyetini ifade eden Schmitz, artık teröristin Belçika'da yargılanabileceğine inandığını belirtti.
Sanık avukatları ve savcılık, kararı inceleyeceklerini ve değerlendireceklerini ifade etti.
"ÖNEMLİ VE SAĞLIKLI ROTA"
Belçika'nın Gent Mahkemesinin, firardaki terörist Fehriye Erdal'ın Türkiye'de işlediği suçlardan dolayı Belçika'da yargılanabileceğine karar verdiğini açıklaması, adli çevrelerde "önemli ve sağlıklı bir rota değişikliğinin teyidi" olarak nitelendirildi.
   Â
Belçika'da işlediği suçlardan dolayı 4 yıl hapis cezasına çarptırılan, ancak bu kararın açıklanmasından iki gün önce, "bir evde gözaltında bulunduğu" dönemde "izini kaybettiren", bir yıldan fazla süredir firarda olan, Belçika'daki tüm yargılamalarda avukatları tarafından temsil edilen ve savunulan terörist Fehriye Erdal, yakalandığı 26 Eylül 1999'dan beri "adaleti oyalama ve zaman kazanma taktiğiyle" hakkındaki itham dosyalarını zaman aşımına uğratmak istiyor. Terörist, bu çabasında bazı adli ve siyasi çevrelerden yoğun destek buluyor.
   Â
TAVIR DEĞİŞTİ
Terör örgütü DHKP-C ve terörist Fehriye Erdal dosyalarında baştan beri tereddütlü tavır sergileyen, bu nedenle terörizme karşı mücadele konusunda ağır eleştirilere hedef olan Belçika hükümeti ve adaleti, bu tavrını geçen yıl değiştirmeye başladı.
İlk aşamada, geçen yıl DHKP-C'yi ilk kez "terör örgütü" olarak tanımlayan ve Belçika'daki suçlara ilişkin yargılamasında örgüt üyelerine ağır cezalar veren Belçika, terörist Erdal'ın firarını engellemek için hiçbir çaba harcamadı. Ancak bu firar, yürütme ve yargı güçlerinin ağır eleştirilere hedef olmasına yol açtı, hükümet istifanın eşiğinden döndü.
   Â
Sabancı ailesinin avukatları, Belçika'daki suçlarından mahkum edilen firari teröristin Türkiye'deki suçlarından gıyabında da olsa yargılanabileceği tek ülkenin Belçika olduğunu savunarak adli süreci devam ettiriyor.
   Â
Türk adaletiyle işbirliğini baştan beri reddeden savcı Johan Delmulle, teröristin Türkiye'deki suçlarından yargılanmasına sürekli karşı çıkarken, firar olayında savcılığın tedbirsizlik ve başarısızlığını örtbas etmenin mücadelesini de veriyor.
   Â
Teröristin yargılanmasına karşı çıkan savcılığın bu tavrı, sanık avukatlarının işini kolaylaştırıyordu.
   Â
Gent Mahkemesinin bugünkü kararı, savcı Delmulle açısından "büyük bir itibar kaybı" olarak niteleniyor.
   Â
TERÖRİST ERDAL'IN AVUKATLARI YARGITA'YA BAŞVURACAK |
|
Belçika'nın Gent Mahkemesinin terörist Fehriye Erdal'ın Türkiye'de işlediği suçlardan dolayı Belçika'da yargılanabileceği kararını bu sabah açıklamasının ardından sanık avukatlarından Paul Bekaert, Yargıtaya başvurarak bu karara itiraz edeceklerini bildirdi. Bekaert, Türkiye'nin teröristin iadesi talebinde bulunduğunu, bu talebin henüz adli açıdan değerlendirilmemesi ve yanıtlanmaması nedeniyle müvekkilinin Belçika'da yargılanmasına karar verilemeyeceğini ileri sürdü. Teröristin Türkiye'deki suçları nedeniyle Belçika'da yargılanmasına karşı çıkan Federal Savcılık ise Gent Mahkemesinin bugünkü kararını incelediğini, itiraz hakkını kullanıp kullanmayacağını önümüzdeki günlerde açıklayacağını duyurdu.        Yargıtay, savcılık ve sanık avukatları için son itiraz yolu olacak. Daha önce teröristin Belçika'da yargılanabileceği yönünde karar alan Yargıtayın görüş değiştirmemesi halinde teröristin Türkiye'deki suçları çerçevesinde yargılanmasına Bruges Mahkemesinde başlanacak.   |
|
Firardaki teröristi mahkemede temsil eden avukat Raf Jespers'in, bugünkü karara ilişkin görüşlerini açıklamadan önce, "firardaki müvekkiliyle temas kurarak onu bilgilendirmesi ve talimatlarını alması" bekleniyor.     ERDAL DOSYASI     Sabancı Holding Otomotiv Grubu Başkanı Özdemir Sabancı, Toyota-Sa Genel Müdürü Haluk Görgün ve sekreter Nilgün Hasefe'nin 9 Ocak 1996 tarihinde öldürülmesi zanlılarından olan terörist Fehriye Erdal, 26 Eylül 1999'da Belçika'da Neşe Yıldırım adına düzenlenen sahte pasaportla yakalanmıştı.     Belçika, Türkiye'nin iade talebini, idam cezasının yasalardaki varlığı nedeniyle reddetmiş, bu arada teröristin siyasi sığınma başvurusunu da geri çevirmişti.     Erdal, bir yıl kadar hapis yattıktan sonra bir evde gözaltına alınmıştı.     Belçika'nın Gent Mahkemesi, geçen yılın ekim ayı sonunda, terörist Fehriye Erdal'ın Türkiye'de işlediği suçlardan dolayı Belçika'da yargılanamayacağı yönünde görüş bildirmişti.     Gent Mahkemesi kararında, teröristin Avrupa Terörizme Karşı Mücadele Sözleşmesi çerçevesinde yargılanamamasına gerekçe olarak, Sabancı suikastında kullanılan silahın "tam otomatik" değil, "yarı otomatik" olması gösterildi. Sözleşmede, "tam otomatik silah" kullanılan eylemler hedef alınıyor.     Sabancı ailesi, Yargıtaya giderek son itiraz hakkını kullandı.     Yargıtay, gerekçeli kararında, terörist Fehriye Erdal'ın Türkiye'de işlediği suçlardan dolayı Belçika'da yargılanamayacağına ilişkin mahkeme kararını iptal ederken, Sabancı suikastında kullanılan silahın "tam otomatik" veya "yarı otomatik" olması tartışmalarının yersizliğine işaret etti.     Yargıtay, Avrupa Terörizme Karşı Mücadele Sözleşmesinde somut olarak bu tür bir ayırım yapılmadığını, Gent Mahkemesinin "sözleşmeyi yanlış yorumladığını" belirterek, bu mahkemenin kararını geçersiz kıldı, dosyayı farklı hakimlerden oluşacak bir mahkemeye yönlendirdi.     Farklı bir heyetten oluşan Gent Mahkemesi, bugün açıkladığı kararda, Yargıtayın görüşleri doğrultusunda bir tavır sergileyerek, Türkiye'deki suçlardan dolayı yargılamaya yeşil ışık yaktı.     Bu durumda, savcılık ve sanık avukatları son kez Yargıtaya gidebilecek. Yargıtay görüş değiştirmediği takdirde terörist Erdal, tutuklandığı bölge olan Bruges'te, Türkiye'de işlediği suçlardan dolayı gıyabında yargılanacak.     BELÇİKA'DAKİ SUÇLAR VE MAHKUMİYET     Terörist Erdal, Belçika'da işlediği suçlardan yargılanması çerçevesinde, 28 Şubat 2006'da Bruges Ceza Mahkemesi tarafından 4 yıl hapis cezasına çarptırılmış, ancak bu kararın açıklanmasından iki gün önce "izini kaybettirmişti."     Bruges Ceza Mahkemesi, kararında, Fehriye Erdal'a 4 yıl, DHKP-C'nin başı Dursun Karataş'a 5 yıl, örgütün sözcüsü Musa Asoğlu'na 6 yıl, Kaya Saz, Bahar Kimyongür, Zerrin Sarı ve Şükriye Akar Özordulu'ya 4'er yıl hapis cezası vermişti.     Mahkeme, sanıkları 10 yıl boyunca kamu haklarından mahrum etmeyi de kararlaştırmış, Asoğlu'nu 5 bin 500, diğerlerini 2 bin 500'er avro para cezasına çarptırmıştı.     Mahkemede bulunan Asoğlu, Saz ve Özordulu hemen tutuklanmış, Kimyongür, Belçika'da sabit ikameti bulunduğu gerekçesiyle temyiz hakkı çerçevesinde serbest bırakılmıştı.     Belçika'da bir ikamette göz hapsinde bulunduğu var sayılan ve karardan iki gün önce "izini kaybettiren" Erdal ile diğer sanıklar firarda sayılıyor.     Bruges Mahkemesi, ayrıca DHKP-C'yi "terör örgütü" olarak nitelendirerek, Belçika'da adli alanda örgütün bu sıfatına resmiyet kazandırmıştı.     Bruges Ceza Mahkemesinin terör örgütü DHKP-C ve üyelerine ilişkin kararından sonra, Gent Temyiz Mahkemesi süreci başlatılmıştı.     GENT KARARI     Gent Temyiz Mahkemesi, 2006 yılının eylül ayında açıkladığı gerekçeli kararında, DHKP-C'yi "terör örgütü, suç örgütü ve çete" olarak nitelendirdi ve Bruges Ceza Mahkemesinin bu yöndeki görüşünü teyit etti.     Mahkeme, sanıklardan terör örgütünün başları Dursun Karataş ve Musa Asoğlu'nun cezalarını artırarak 7'şer yıla çıkardı. Karataş'a 5 bin 500 avro, Asoğlu'na 2 bin 478 avro para cezası verdi.     Terör örgütünün sözcüsü Bahar Kimyongür'ün cezasını da 4 yıldan 5 yıla çıkaran mahkeme, Fehriye Erdal, Kaya Saz, Zerrin Sarı ve Şükriye Akar Özordulu'ya 4'er yıl ağır hapis cezaları ve 2 bin 478'er avro para cezası verdi.     Kimyongür, bu kararın ardından tutuklanarak hapis edildi.     Gent Temyiz Mahkemesinin gerekçeli kararında terör örgütü ve üyelerine karşı çok sert ifadeler kullanıldığı dikkat çekti.     Terör örgütünün başı Karataş'ı "son derece tehlikeli örgüt başı" ve "terör ve suç örgütü üyesi" olarak nitelendiren mahkeme, diğer sanıklar için de "terör ve suç örgütü üyesi", "toplum için tehlikeli şahıs" ifadelerini kullandı.     Gerekçeli kararda, 26 Eylül 1999'da Belçika'nın Knokke kentinde düzenlenen operasyonun sonuçları hakkında ayrıntılı bilgiler verildi.     Knokke'da basılan evde Musa Asoğlu, Fehriye Erdal, Dursun Karataş, Zerrin Sarı, Kaya Saz ve Şükriye Akar Özordulu isimli teröristlerin bulunduğunun tespit edildiğini ve sabit görüldüğünü bildiren mahkeme, aynı evde bulunup kaçanlar arasında kimliği belirlenemeyen bir kişinin daha yer aldığını ifade etti.     Mahkeme, Knokke baskınının önemini anlatırken, burada terör örgütü DHKP-C'nin "merkez hücresinin" söz konusu olduğunu bildirdi.     Gerekçeli kararda, Knokke operasyonu sırasında ele geçirilen malzeme ve belgelerin bir kısmı şöyle sıralandı:     Çok sayıda cep telefonu ve telefon kartı, yüzlerce kişiye ait fotoğraflar, uydu anteni ve telefonları, ağır ve hafif silahlar, susturucular, ateşleme cihazları, Türkiye'de öldürülmüş ve öldürülecek kişilerin isimleri, başarılı ve başarısız suikastların raporları, giysiler, bilgisayarlar, tercüme sistemleri, radikal dinci ve devrimci örgütler hakkında bilgi raporları, dinamit ve uranyum satın alma bilgileri, üniversite faaliyetleriyle ilgili notlar, örgüte katılmak isteyen kişilerin özgeçmişleri, haraç toplama raporları, silah fotoğrafları ve fiyat listeleri, casusluk malzemelerine ilişkin belge ve bilgiler, gerilla eğitim kampları el kitapları, sahte pasaportlar, kod adları, örgütü MİT ve Türk Silahlı Kuvvetleri'ne ihbar eden örgüt üyelerinin listesi, ABD'ye yönelik suikast planları, örgüt içi infaz resimleri, soğuk damgalar, Alman, Hollanda ve Belçika paraları, çok sayıda boş Türk kimlik kartı ve pasaportu, Baroya ait sahte avukat kartları, sahte ehliyetler.     Kararda, terör örgütü üyelerinin Belçika'da yakalanmaları sayesinde, Türkiye'deki bazı terör eylemi planlarını gerçekleştirmelerinin engellendiği de bildirildi.     Belçika'da 1999'dan beri devam eden "adli ve siyasi sürecin" bugünkü aşamasında, terör örgütü ve üyelerinin "davaları zaman aşımına uğratma ve siyasi boyut kazandırma" hedefine ulaşamadıkları gözlemleniyor. |